21 Mart 2021 Pazar

41- El-Hasîb ism-i şerifi:


El-Hasib, kâfi gelen; hesaba çekendir. 

Allah-u Teala'nın hesap tutması insanların hesap tutmasına benzemez. Aradaki farkı şöyle açıklamaya çalışalım: Bazı şeyler rakamlarla ifade olunur. İnsanların neticeyi öğrenmek için bu rakamlarla bir takım hesaplar yapması gerekir ve bu hesaplar yapılmadan neticeyi bilemezler. Allah-u Teala ise, neticesi hesapla bilinecek ne kadar miktar varsa, hepsinin neticelerini hiçbir işleme muhtaç olmadan, doğrudan ve apaçık bilir. Çünkü O'nun ilmi, hiçbir kayıt ve şarta, tetkike veya herhangi bir işleme bağlı değildir. 

 Hasîb olan Allah kullarının hiçbir yaptığını boşa çıkarmaz; bütün amellerini kaydeder. Hatta buna en güzel delil olarak Nisa suresi 86. ayeti gösterebiliriz. Ayette Allah Teala’nın kimin daha güzel selam alıp verdiğini dahi hesaba kaydettiği bildirilir. Rabbimiz iyiliği mükâfatsız, kötülüğü cezasız bırakmaz. Alınmış sayısız nimetlerin elbette bir gün hesabı sorulacaktır. Onun için kıyametin bir adı da "hesap günü"dür. 

Allah’a Teala ilk insandan son insana kadar hepsinin hayatı boyunca ne kadar nefes aldıklarını ve her nefeste iyi-kötü neler yaptıklarını, göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir zamanda hesabını görür ve karşılığını verir.

İnsanın ömrü kendi mülkü değildir. Allah tarafından hesabı görülmek üzere verilmiş bir sermayedir. İnsan, ne kazanacaksa onunla kazanacaktır. Ömür her nefes aldıkça bitip tükenmekte, hesap yaklaşmaktadır. onu durdurmak elde değildir. Şu halde ömrümüzü ne ile harcıyoruz dikkat etmeliyiz. Çünkü hesap günü, herkes bu sermayeyi sahibine ödedikten sonra ya mükafat görecek ya da cezalandırılacaktır.

Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’tan bahisle Hasîb ismi üç yerde gelir. Sonu Allah’ın isimleri ile biten ayetlerde bu isimlerle ayette işlenen konular arasında müthiş bir ilişki vardır. Esma-i hüsnanın her birinin anlam derinliğini birazcık olsun anlayabilmek için bu ilişkiye dikkat edilmelidir. Mesela Nisa, 6. ve 86. ayetlerde Allah’ın bütün davranışların hesabını soracağı vurgulanırken , Ahzab, 39. ayette bu ismin kâfi gelme anlamı öne çıkar ve başta peygamberler olmak üzere ilahî emirleri insanlara tebliğ edenlerin Allah’tan başka kimseden korkmadıkları, zira Cenab-ı Hakk’ın herkese kâfi geldiği belirtilmektedir.

Yine Talak suresinin 2. ve 3. ayetlerinde de eşler arasında anlaşmazlık ortaya çıktığında tarafların, özellikle erkek tarafının adil ve insani duygularla davranması emredilir ve Allah’ın kendisine tevekkül eden kimseye yeteceği belirtilir.


 Allah’ın her konuda kendisine yeteceğine inanan  kul ihtiyaçlarını yalnız O’na sunar ve yalnız O’na güvenir. 

O halde Allah'tan başka şeylere müracaat etmemeliyiz, zillet gösterip minnet etmemeli, onlara yalvarıp boyun eğmemeli, arkalarına düşüp zahmet çekmemeli, onlardan korkup titrememeliyiz. Çünkü Allah birdir. Her şeyin anahtarı O'nun yanında, her şeyin dizgini O'nun elindedir. Her şey Onun emriyle halledilir. Onu bulursan, hadsiz minnetlerden ve korkulardan kurtuldun demektir.

Dost olarak da Allah yeter, yardımcı olarak da, her şeyi bilen olarak da, şahit olarak da Allah yeter, vekil olarak da, günahlarını bilici ve görücü olarak da Allah yeter…

Öyleyse, sebeplerden kurtulmalı; sebeplere müracaatı, bir fiili dua kabul etmeliyiz. Her neticeyi Allah’tan beklemeli. “Hasbunallahi ve ni’mel vekil” diyerek her işimizde Allah’ı kendimize kâfi kabul etmeliyiz. O bize yeter. Yeter ki biz de O'na kulluğumuzu gösterelim. 

Rabbimizin güzel isimlerinin çoğu bir açıdan bakıldığında lütuf ve ikram ifade ederken diğer açıdan uyarı ve tehdit içerirler. Hasîb ismi de böyledir. Durduğunuz yere, attığınız adıma göre Hasîb ismi lehinize de aleyhinize de işler. Mesela Nisa suresi 6. ayette velilerin, yetimlerin mallarına nasıl yaklaşması gerektiği anlatıldıktan sonra "Hesap görücü olarak Allah yeter!" buyurulması herhangi bir haksızlığa bulaşan herkes için bir tehditken mazlumun yüreğine su serpen bir ifadedir.

Bakara, 202; Maide, 4. ayetlerde geçen ifadesiyle Allah Teala “seriu’l-hisab” (hesabı çabuk gören) ve En’am, 62. ayetlerde geçen ifadesiyle “esrau’l-hasibin” (hesap görenlerin en hızlısı)dir. Bütün mahlukatı akla hayale gelmeyecek kadar çabuk muhasebe eder. Hiçbir söz ve davranış, kalplerdeki niyetler, hatta imalar dahi dikkatinden kaçmaz. Hatta Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Ey Seriu’l-hisab olan Allah’ım! Şu bize karşı birleşmiş olan düşmanları bozguna uğrat!” şeklindeki duası (Buhari, Cihad, 96.) Hasîb isminin sadece ahirette değil, dünyada da tecelli edebileceğini göstermektedir. Bu da Hasîb olan Allah’ı hesaba katmadan bir tek adım dahi atılmaması gerektiğini gösterir.

O halde, insan, gaflet içinde ise uyanmalı, kendi haline kalarak başını avuçlarının arasına alıp bir düşünmeli. Hayatından ne sarf etmiş ve karşılığında ne kazanmıştır muhasebesini yapmalı. 

Hesaba çekilmeden, kendi kendini hesaba çeken çok şey kazanır. Kulun ölüme kadar ve ölümden sonra korktuğu şeylerden kurtulması, umduğu şeylere erişmesi Kuran'da tekrar tekrar beyan edildiğine göre, yalnız iman ve salih amel sahiplerine vaat edilmiştir. O halde uyanık bir Müslüman salih amellerini arttırmalıdır.

Esmaü'l Hüsna şerhi Ali Osman Tatlısu/ 

https://feyyaz.tv/el-mumin.html

En Güzel İsimler 99 Esma Sonsuz Mana-Vaize Fatma Bayram

Hiç yorum yok: