31 Ocak 2023 Salı

İslâmî Hayat


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“İşte bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.” (İbrahim, 52)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bizden bir şey işitip, onu aynen başkalarına ulaştıran kimsenin Allâh yüzünü ak etsin! Kendisine bilgi ulaştırılan nice kimseler vardır ki, o bilgiyi bizzat işitenden daha iyi anlar ve tatbîk eder.” (Tirmizî, İlim, 7)

Kuran'da, İslâmî hayatı gerçekleştirmekle yükümlü kılınan varlık insandır. Çünkü o, Allah'ın buyurduğu ve Elçisinin duyurduğu İslami bir hayata çağrılmaktadır. Öyleyse insanın seçeceği ve gerçekleştireceği hayat, Hazreti Peygamber (as)'in emanet bıraktığı İslâmî hayat olmalıdır.

Kuran, sadece İslâm'ın Allah katında geçerli din olduğunu, Hz.Muhammed'in risaletinin de bütün insanlığı kapsadığını bildirir. Kuran'ın beyanına göre Peygamber (as), insanlar üzerinde bir zorba değildir. Onun görevi irşat, tebliğ ve davetten ibarettir. Bunun için İslam'da ilke olarak dinde zorlamaya başvurmak yasaklanmış, gerçek olanla olmayanın birbirinden ayrıldığı belirtilerek iman edip etmeme, insanların kendi isteklerine bırakılmıştır.

Kuran'da Peygamber (as), "Allah'ın davetçisi" olarak nitelendirilmiş ona yüklenen davet görevi de "davet et" emrinin yanı sıra "tebliğ et", "hatırlat" ve "uyar" gibi başka kelimelerle de dile getirilmiştir. Davet kelimesi genellikle "insanları İslam'a ve onun ilkelerini uygulamaya çağırmak" anlamında kullanılır. Kuran'da da insanlar, "imana, İslam'a, Allah yoluna, Allah'ın kitabına, hakka, hayra, kurtuluşa, hayat kaynağına ve esenliğe" çağrılır. Bu yüzden davet, hem İslâm'ı kabul etmeyenlere hem de Müslümanlara yönelik olabilir. Davetin amacı, insanların doğru inanıp yaşamalarına yardımcı olmak; hedefi de İslami ilkelerin ve değerlerin insanlar tarafından kabul edilmesini ve uygulanmasını sağlamaktır.

Hazreti Peygamber (as), cahiliye müşrikliğinin devlet olduğu bir dönemde ve toplumda davet görevini üstlendi. O, insanları Allah'ı tanımaya ve Onun dinine uymaya çağırdı. Onlara şirksiz inancı, doğru yaşayışı ve güzel ahlakı öğretti. Tevhit sistemine dayalı bir düzen oluşturarak insanlığın hayrı ve dünyanın ıslahı için çalıştı. Ayrıca Peygamber (as), dine gönül açıp iman değerine erenleri eğitti. Onun eğitiminden geçen ilk nesil Müslümanları, yeni dinin çelik askerleri oldular. Onlar, tarihte eşine rastlanmamış bir fedakârlık örneği göstererek hem İslam'ı hayatlarına hem de başkalarına taşıdılar. Böylece onlar, beklenen ve özlenen nizamın yeryüzündeki ilk temsilcileri ve tebliğcileri oldular. (Doç. Dr. Fahreddin Yıldız, Altınoluk Dergisi Eylül-2000)
gunluk@2g1d.com

30 Ocak 2023 Pazartesi

Birlik Vakti


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“…Hani siz birbirinize düşman kimselerdiniz de Allah gönüllerinizi ısındırmıştı. Allah’ın nîmeti/İslâm ve îmân sâyesinde kardeşler olmuştunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarındayken Allah sizi oradan kurtarmıştı.” (Âl-i İmrân, 103)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Siz îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe îmân etmiş olamazsınız. Size işlediğiniz takdîrde birbirinizi sevmeye vesîle olacak bir amel göstereyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân, 93; Ebû Dâvud, Edeb, 131; İbn Mâce, Edeb, 11; Tirmizî, İstî’zan, 1.)


Bir ırk ve kavme mensûbiyet insanın kendi tercihiyle gerçekleşen bir olay değildir. Hiç kimseye “dünyâya gelmeden önce hangi âilenin çocuğu olmak istersin?” ya da “hangi kavme mensûb olmayı arzu edersin?” diye sorulmamaktadır. Böyle olunca insanoğlunun kendi tercihiyle elde etmediği bir şeyle övünmesi ne kadar anlamsızsa, yine kendi irâdesinin ürünü olmayan bir mensûbiyetle kınanması da o kadar anlamsızdır.

Dünyâda ve âhirette inananın işine en çok yarayacak vasıf, sevdiğini Allah için sevmek, buğzettiğine de Allah için kızmaktır. Allah Rasûlü bu özelliği îmânın kemâlinin tezâhürü olarak görmekte ve böyle bir inanca ulaşanın, îmânın tadına ereceğini belirtmektedir. Âhirette bütün dostluk ve akrabâlıklar, sevgi ve bağlılıklar sonra erecek; herkes birbirinin hasmı ve düşmanı hâline gelecektir. Ancak bunun bir tek istisnâsı vardır: Onlar da takvâ sâhipleridir.

Bu yüzden sevdiğini Allah için sevmek büyük bir kapı, yüksek bir ahlâkî meziyettir. Samîmî sevgi iç temizliğinden sonra gerçekleşir. Birbirleriyle uyum sağlayan kalbler saflaşır. Kalbler arasında mânevî uyum yoksa insanlar arasındaki geçim ve yakınlaşma dünyevî çıkarlarla sınırlı kalır. Ancak kalbler arasındaki îmân merkezli uyum ve sevgi, toplumsal iyilik ve güzelliklerin zemînini hazırlar.

İslâm toplumlarında toplum kimliğini oluşturan, İslâmî ve insânî değerlerdir. Mensûbları birbirlerine bu değerlerle kilitlenmiş ferdlerden oluşan toplumların yürekleri toplu atmaya devam eder. Renk ve dil farklılığı asla ayrışma sebebi olmaz. Aynı cephelerde vatanı ve mukaddesâtı koruyan askerlerin farklı dilleri konuşuyor olmaları hiçbir zaman problem teşkil etmez. Nitekim millî şâirimiz Mehmed Âkif bunu şöyle ifâde eder:

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler, top onu sindiremez

Asr-ı saâdette Allah Rasûlü’nün etrafında Araplardan başka İranlı, Habeşli, Romalı, Yemenli pek çok kavim, ırk, millet ve dîne mensûb insan, İslâm potasında Müslüman kimliğiyle kaynaşmıştı. Asr-ı saâdetten günümüze kadar gelen süreçte, bu farklı ırk ve dillere mensûbiyet asla problem olmamıştı. (Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Altınoluk Dergisi, Ocak-2010)

gunluk@2g1d.com

29 Ocak 2023 Pazar

Âhiret Hazırlığı


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim


“Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltip hesaba çekileceksiniz). İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamacağımızı mı sanır? Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” (Kıyâme, 2-4)



Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?” (Tirmizî, Zühd 3)

Dünya bir yarış yeridir. Dünyaya gelen her insan, ister istemez bu yarışa ağlayarak katılır ve kendi kulvarında koşmaya başlar. Onu bu yarışa sokan ulu kudret, yarışı kazanmasını ister. Göğüs kafesine yerleştirdiği bir kronometre ile nefeslerini tık, tık, tık diye geriye doğru sayar ve ona sürenin gittikçe azaldığını duyurur. Yarışçıların kimi bir müddet sonra tıkanır, kimi uzun süre dolanır.

Bu yarışın çıkış noktası belli, varış çizgisi bellidir. Başarının sırrı, bu iki noktayı hep göz önünde bulundurmak ve yarıştığını unutmamaktadır. Spor yarışında da, ticarî yarışta da, hayır yarışında da kural budur. Nefsiyle yarışanlar bu kuralı iyi bilmek zorundadır. Ölümü varış çizgisi zannedenler aldanırlar. Kabir, bu uzun yolculuğun ilk konak yeridir. Orada, şayet rahat bırakırlarsa, yarışçılar nefeslerini biraz toparlayacak, sonra daha uzun ve daha çetin bir yolculuğa çıkacak. Mahşer denilen hesap yerine varanlar, tepeye dikilen güneşin altında, saatlerce değil, yıllarca ayakta bekleyecek. Hesap kitap bitse bile iş bitmeyecek. Sırat denilen o zor geçitten geçilecek. Geçemeyenler için korkunç bir çile başlayacak. Sevgili ölümün, o güzelim çehresiyle bir daha tebessüm etmesini bekleyenler boşuna bekleyecek. Çünkü orada felâketler birbirini izleyecek.

İşte bu yolun ve yolcunun kısa hikâyesi? Çoğumuzun okumaya fırsat bulamadığı o büyük Kitâb ve onu bize getiren sevgili Rehberimiz olayı böyle özetliyor. Eğer kendimizi bir yolcu gibi görüyorsak, yürümemize engel olan fazlalıkları sırtımızda boşuna taşımamalı, adına fakir denilen âhiret postacılarıyla son menzile göndermeliyiz.

Bizden önce bu yoldan geçen, bize hayatı, ölümü ve ölüm sonrasını anlatan Büyük Rehberimiz Efendimiz, üzerinde yattığı hasır mübarek yüzünde izler bırakınca, "Efendim, bir yatak serelim; onun üzerinde yatın!" diyen arkadaşlarına, bir ağaç altında azıcık nefeslenip yola çıkacak bir yolcunun böyle bir konfora ihtiyacı olmadığını hatırlatmış ve teklifi gereksiz bulmuştu. Ona göre yolcu hafif olmalıydı, önündeki uzun yolu dikkate alarak lüzumsuz ağırlıkları yüklenmemeliydi. (Prof. Dr. Yaşar Kandemir, Altınoluk Dergisi Eylül-2000)

gunluk@2g1d.com

25 Ocak 2023 Çarşamba

Mevla’nın Kullarına Bir İkramiyesi: Üç Aylar


“Allahümmebâriklenâ fî Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramadân”

“Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/259)

Sahâbeden Muhammed b. Mesleme’nin (r.a.) naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allahu Teâla, rahmetini bir rüzgâr gibi estirdiği zamanları vardır. O anlarda rahmet kime denk gelirse, o kimse asla şakî olmaz ve saidlerden olur. Öyleyse bu rahmete ermek için gayretlerinizi arttırın.” (Taberani, Mücemü’l-Vasit, 3/180)

Hadiste beyan buyrulan bu büyük müjdenin hangi zamanlara denk gelebileceğini yine biz, Hz. Peygamberin (S.A.V.) başka hadislerinden öğrenebiliyoruz. Üç aylar denilen rahmet mevsimi bu zaman dilimlerinin en önemlilerinden ve en bilinenlerindendir. Çünkü bu ayların değer ve kıymetine dair, Hz. Peygamber (S.A.V.) hem sözlü hem ameli olarak çok önemli mesajlar vermiştir.

Hicri takvimin 7. ayı olan Recep-i Şerif geldiğinde, Hz. Peygamberde (S.A.V.) farklı bir ruh hali belirirdi. O güne kadar hayatında var olan nafile ibadetlerin gözle görülür bir şekilde arttığına herkes şahit olurdu. Özellikle bakışların Ramazan üzerinde yoğunlaştığı görülürdü. Çünkü Recep ayı kıymetini Şaban ayından, Şaban ayı ise kıymetini Ramazan ayından almaktaydı. Ramazan’a varıncaya kadar artarak devam eden heyecan, Ramazan gelince zirvelere varır, o 30 günlük mübarek zaman dilimlerinde ise heyecan hiç azalmadan bayrama ulaşılırdı.


Üç Ayların Kapısı Receb-i Şerif

Üç ayların ilki olan Recep ayı, içerisinde Reğâib ve Miraç geceleri gibi iki özel geceyi saklayan ve Hz. Peygamberin (S.A.V.) beyanı ile duaların kabul edildiği icabet anlarını içinde barındıran bir aydır. Bir hadiste Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar kabul olur. Bunlar; Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Cuma ve Bayram geceleridir.” (Suyûtî, el-Fethü’l-Kebîr, 2/92)

Hz. Peygamber (S.A.V.) Recep ayına erişince, oruçlarını, infaklarını, Kur’an okumalarını, dualarını ve diğer nafile ibadetlerini artırır, hanesine bu güzel atmosferi hâkim kılar, kendisini adım adım izleyen sahâbe efendilerimize de hayır ve nafile adına teşviklerde bulunurdu.

İlahî Müjdelerin İzharı Şaban-ı Muazzama

Zaman Şaban ayına girdimi heyecan biraz daha artardı. Çünkü Şaban ayı, onlarca hadiste beyan buyrulduğu gibi çok önemli müjdelerin verildiği bir aydı. Hz. Peygamber (S.A.V.) bir hadisinde: “Allah Teâla, Şaban ayının on beşinci gecesinde (Berat Gecesi) rahmetiyle dünya semasına iner, orada tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok günahkârı affeder.” (İbnMace, İkâme, 191; Tirmizî, Savm, 39) buyurmuştur.

Hz. Peygamber (S.A.V.) bir başka hadisinde ise daha farklı bir tablo bizlere anlatır: “Şaban’ın ortasındaki geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Teâla o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızkını vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.” (İbnMace, İkâme, 191)

Şaban aynın on beşinci gecesinden sonra ise artık nazarlar hep Ramazan ayının üzerinde yoğunlaşır. Selman-ı Farisî’nin (R.A.) bize naklettiği şu hutbe, zaten her şeyi ortaya koymaktadır. Efendimiz (S.A.V.) buyurmuşlardır ki :

“Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başımıza düştü. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır. Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer. Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü’minlerin rızkını arttıracak aydır. Bu ayda her kim oruçlu bir mü’mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.
Ashab-ı kiramdan bazıları, “Ya Resûlallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz” dediler.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.): “Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü’mine iftar ettirene de verir” buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler: “Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur. Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar. Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız. Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah’tan mağfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah’tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah’a sığınmaktır. Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.” (et-Tergibve’t-Terhib, 2, 94-95)
On Bir Ayın Sultanı Ramazan-ı Mübareke

İki aylık hazırlık sürecinin ardından on bir ayın sultanı olan Ramazan’a ulaşılır. Hazırlık ne kadar güzel olursa, Ramazan o kadar bereketli olur. Bundan dolayı Hz. Peygamber (sas) sürekli bu hazırlığa dikkat çeker, her ibadeti ve her ameli ile adeta bir seferberlik ilan eder, büyük bir coşku ile Ramazan’a başlardı.
Allah Resulü (S.A.V.) özellikle kulluğun kalitesini arttırma adına Sahâbe’ye her daim heyecan verirdi. Bir gün şöyle buyuracaktı: “Her amelin bir coşkusu, her coşkunun bir gevşemesi vardır. Kimin gevşeme dönemi sünnetimden yana olursa, o mutlaka kurtulmuştur. Kimin de istek, arzu ve rağbeti sünnet dışına yönelik olursa o, helak olmuştur.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/158, 165; Tirmizi, Kıyamet, 21)

Nasıl İhya Edelim?

Önce ciddi bir muhasebe yapılmalıdır. Tedavi için teşhis şarttır. Muhasebenin neticesine göre eksikleri gidermek, noksanları tamamlamak, aşırılıkları itidal çizgisine çekmek için adımlar atılmalıdır. Hedefler belirlenmeli ve bu hedeflere ulaşmak için ciddi gayretler içerisine girilmelidir. Özellikle Allah (C.C.) ile irtibatın sağlamlaştırılması için iman hakikatleri üzerinde yoğunlaşılmalıdır.

Ayrıca bu rahmet mevsimi, bir bilinç yenileme mevsimidir. Özellikle Recep ve Şaban aylarının 8 haftası, her bir hafta bir bilinç üzerinde ciddi ciddi durulmalı bu konuda var olan sıkıntıların giderilmesi için çalışılmalıdır.

8 hafta için kuşanılması gereken bilinçler şunlar olmalıdır:

Niyet Bilinci


Niyet, yapılan her işi, atılan her adımı sadece ve sadece Allah için yapmaktır. Allah’tan gayri ne varsa kalbinden ve aklından at ki, amellerin değer kazansın, işin neticesinde karşılık bulasın.

İman Bilinci

İman, Allah’ın yaratmasına, birliğine, hükümranlığına, kayıtsız ve şartsız teslim olmaktır. Hayatında Allah›tan gayri ne varsa hepsini imha edip, sadece Allah›ın razı olduklarını inşa et ki, gerçek manada mümin olasın.

Helal Bilinci

Helal, Allah’ın haram kıldığı şeyler dışında kalanlardır. Bu daire geniştir, keyfe de kâfidir. Helal ile yetin ve hep onun arkasında ol ki, bereketi elde edebilesin ve her daim huzur içinde kalasın.

Ahlâk Bilinci


Ahlâk, Müslüman’ın kuşanacağı en güzel elbisedir. Hayatın her alanında ortaya koyacağın tavır, Mümin ahlakına uygun olmalıdır. Ahlakın Kur’an ve Sünnet ile şekillensin ki, imanını temsil edesin ve sana yakışan hali âleme yansıtasın.

Namaz Bilinci

Namaz, dinin direği, cennetin anahtarı, müminin miracı, hesabın ilk sorgusu, gözlerin aydınlığı, imanın ikiz kardeşidir. Namazlarını hakkı ile ikame et ki, onunla doğrulasın, dik durasın, Allah ile irtibatını canlı tutasın ve her türlü çirkinlikten uzak kalasın.

Kur’an Bilinci

Kur’an, bir ucu kendi otoritesinde, bir ucu yere sarkıtılmış, tutacak eller bekleyen Hablullah/Allah’ın ipidir. O ipe sımsıkı sarıl, ahkâmı ile amel et, ahlakı ile ahlaklan ki, adam olasın, adam kalasın, adamlar yetiştiresin.

Sünnet Bilinci


Sünnet, Müslümanca düşünme ve Müslümanca yaşamadır. Hayatın her alanında ve her anında rehberin kesinlikle Hz. Peygamber (S.A.V.) olmalıdır. O’nun adımlarını izleyen bir takipçi ol ki, yanlış yapmayasın, eksik bırakmayasın ve batıl yollara sapmayasın.

Ümmet Bilinci

Ümmet, ırkın, dilin, toprağın bir araya getirdiği insanlar değil, imanın bir potada topladığı inanç mensuplarıdır. Onlar bir vücudun azaları gibidir. Ağıran ve ağlayan coğrafyalarının sesini derinden duy ki, imanının sorumluluğunu yerine getiresin.

Allah (C.C.) hepimize bu bilinçleri kazandırtsın ve bu bereketli günleri hakkımızda hayırlara vesile kılsın.

Muhammed Emin Yıldırım

21 Ocak 2023 Cumartesi

Hey Mübarek Adam!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; Allah’tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl oluyor da (tevhidden küfre) çevriliyorsunuz! (Fâtır, 3)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah’tan başka ilah yoktur! O birdir, tekdir! Ortağı yoktur, mülk ve hamd O’nundur. O her şeye kâdirdir. Allahım! Senin verdiğini kimse engelleyemez. Senin engellediğini kimse veremez. Allahım! Senin lûtfun, kudretin olmadan hiçbir güç sahibine gücü fayda vermez.” (Buhârî, Ezan, 155; Müslim, Mesâcid, 137)   

https://www.2g1d.com/ 

20 Ocak 2023 Cuma

Ne Mutlu O Sağdakilere!

 
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Kıyamet koptuğu zaman, ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur; O, alçaltıcı ve yükselticidir. Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar parçalandığı, dağılıp toz duman haline geldiği, ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman, sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar! (Hayırda) önde olanlar, (ecir de) öndedirler. İşte bunlar, naîm cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır.” (Vâkıa, 1-12)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her birinizle konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür; soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece cehennemi görür. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korununuz.” (Buhârî, Zekât 9; Müslim, Zekât 67.)   

https://www.2g1d.com/ 

19 Ocak 2023 Perşembe

Son Nefes

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.” (Kâf, 19)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bir kimse son nefeste (hâlis bir kalb ile) kelime-i tevhîd getirirse, cennete girer…” (Hâkim, Müstedrek, I, 503)   

https://www.2g1d.com/ 

18 Ocak 2023 Çarşamba

Zahmetsiz Rahmet Olmaz

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (İnşirâh, 5-6)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar.” (Buhârî, Merdâ, 1)   

https://www.2g1d.com/ 

17 Ocak 2023 Salı

Seni İncitir

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“(Resûlüm!) Sen afyolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’râf, 199)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bismillâh! Allâh’a tevekkül ettim. Allâh’ım! Dalâlete düşmekten ve başkaları tarafından dalâlete sürüklenmekten, kaymaktan ve kaydırılmaktan, haksızlık yapmaktan ve haksızlığa uğramaktan, câhilce davranmaktan ve câhillerin davranışlarına muhâtap olmaktan Sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 102-103/5094; Tirmizî, Deavât, 35)   

https://www.2g1d.com/ 

16 Ocak 2023 Pazartesi

Siftah Yapmayan Komşu


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.” (Nûr, 37,38)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Malını satışa arz eden cesur tüccar merzuk (rızıklandırılmış), muhtekir (karaborsacı) ise mel’undur.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 6)   

https://www.2g1d.com/ 

15 Ocak 2023 Pazar

Rabbine Karşı Mütevâzı Ol!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde vakar ve tevâzu ile yürürler, câhiller kendilerine sataştığı zaman, “Selâm!” derler (geçerler).” (Furkân, 63)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah Teâlâ bana: “O kadar mütevâzı olun ki, kimse kimseye haksızlık etmesin; kimse kimseye karşı böbürlenmesin!” diye vahyetti.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 40. Müslim, Cennet, 64)

Peygamberimiz (sav) Cenâb-ı Hakk’a kul olmayı daima her şeyin üzerinde tutmuştur. Onun bu tercihini bildiren rivâyetlerden biri şöyledir:

Bir gün Cebrâil (as) Allah Rasûlü’nün yanında iken o esnada semâdan bir melek indir. Cebrâil (as) bu meleğin dünyâya ilk defa indiğini söyledi. Melek:

“- Yâ Muhammed! Beni sana Rabbin gönderdi. Kral bir peygamber mi, yoksa kul bir Peygamber mi olmak istediğini soruyor” dedi. O sırada Cebrâil:

“-Ey Muhammed! Rabbine karşı mütevâzı ol!” dedi.

Rasûlullah (sav):

“-Kul bir peygamber olmayı isterim” buyurarak müstesna bir tevâzu örneği sergiledi. (Ahmed b. Hanbel, II, 231; Heysemî, Mecma, IX, 18, 20)  

https://www.2g1d.com/ 

14 Ocak 2023 Cumartesi

Allah Rızâsı

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız).” (Furkan, 23)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Şu dört şeyden sorgulanmadıkça kulun ayakları kaymaz: Ömrünü nerede geçirdiğinden; bedenini nerede eskittiğinden, ilmiyle ne kadar amel ettiğinden; malını nereden kazanıp nereye harcadığından.” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 1.)

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurur:

“Kıyâmet günü bir takım mühürlü sahîfeler getirilir; Allah’ın huzûruna dikilir. Cenâb-ı Hak, meleklere; “Şu, şu amelleri atın; şu şu amelleri de kabul edin” buyurunca melekler: “Ya Rab izzetine yemin ederiz ki biz hayırdan başka bir şey görmüyoruz, nasıl atalım?” derler. Allah Teâlâ cevaben: “Bu amellerin sahibi de çok iyi bilir ki, bunlar benden başkaları için yapılmıştı. Bugün, benim rızâmı arayarak yapılan amellerin dışındaki hiçbir ameli kabul etmiyorum.” buyurur. (Münzirî, Tergîb, I, 37)  

https://www.2g1d.com/ 

13 Ocak 2023 Cuma

Allah Rızası İçin İyilikler Yap!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz” diyenlerin sözünü andolsun ki Allah işitmiştir. Onların (bu) dediklerini, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ile birlikte yazacağız ve diyeceğiz ki: Tadın o yakıcı azabı!” (Âl-i İmrân, 181)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Her sene temizlenmeyen (zekâtı verilmeyen) mal hayırdan uzaktır…” (Deylemî, hadis no: 6395)  

https://www.2g1d.com/ 

12 Ocak 2023 Perşembe

Allah Rızkımızın Kefilidir


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“…Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cum’a, 11)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“…Allah’ım, helâl rızık ihsan ederek harama, fazlı kereminle kendinden başkasına muhtaç etmeyerek beni zengin kıl!” (Müsned, I, 153) 

https://www.2g1d.com/ 

10 Ocak 2023 Salı

Beş Vakit Namaz

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Muhakkak namaz, mü’minler üzerine vakitlenmiş olarak farzdır.” (Nisâ, 103)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Namaz, gözümün nûrudur.” (Nesâî, Ahmed bin Hanbel)

Rasûlullâh (sav), ashâb-ı kirâma beş vakit namazın ehemmiyet ve muhtevâsını îzâh için şu suâli sordu:

“–Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?”

Sahâbîler:

“–O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz.” deyince Rasûl-i Ekrem (sav):

“–Beş vakit namaz da işte bunun gibidir. Allâh beş vakit namazla günahları silip yok eder.” buyurdu. (Buhârî, Mevâkît, 6)  

https://www.2g1d.com/ 

9 Ocak 2023 Pazartesi

Hakk’a Kurban Olan Genç

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“(Rasûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.” (Kevser, 1,2,3)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Âdemoğlunun, Kurban Bayramı’nın birinci günü yaptığı işlerin Allah’a en sevimli olanı, (kurban) kanı akıtmaktır. Kıyamet günü o kurban, boynuzları, tırnakları ve kıllarıyla gelir. Kurbanın kanı da, henüz yere düşmeden Allah’ın rızasına nail olur ve kabul edilir. O halde, kurbanlarınızı gönül hoşnutluğu ile kesin!” (İbn-i Mâce, Edâhî, 3; Tirmizî, Edâhî, 1/1493)  

https://www.2g1d.com/ 

8 Ocak 2023 Pazar

Kurban Âdâbı

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Biz, her ümmete (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık.” (Hac, 34)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevabını Allah’tan umarak ibadetle ihya edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde ölmeyecektir.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)

Kurban’ın her şeyden önce Allah için yapılan bir ibadet olduğu unutulmamalı, bu mübârek günlerde zikir, fikir ve şükürle ibadet vecdini muhâfaza etmelidir. Ayrıca dirâyetli ve ehil olanlar, hayvanlarını bizzat kendileri kesmeli, kurbanın ruh ve mânâsını yakından hissetmeye gayret etmelidirler. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Vedâ Haccı’nda 100 kurbanından 63’ünü bizzat kendileri kesmişlerdir. Kendileri kesemeyenler ise ehil birine vekâlet vermeli, fakat imkân varsa kesim esnâsında huşû, tâzim ve ihtiram duyguları içinde hayvanın yanında beklemelidirler.

Nitekim Rasû­lul­lah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Ey Fâtıma! Kalk, kurbanının yanında bulun! Şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.” (Hâkim, IV, 247/7524; Heysemî, IV, 17; Beyhakî, Şuab, V, 483)

Öte yandan, kurbanlık hayvanlara da güzel davranmak, onları ürkütmemek, susuzsa su içirip rahatlatmak ve kesim yerine güzelce götürmek îcâb eder. Kurbanı, keskin bir bıçakla kesmek ve ona hiçbir şekilde eziyet etmemek gerekir. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de hayvanların görmeyeceği bir yerde bıçakların güzelce bilenmesini emretmiş ve şu tembihlerde bulunmuştur:

“Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)

“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir… (Kurban) kestiğiniz zaman kesmeyi en iyi şekilde yapı­nız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409) 

https://www.2g1d.com/ 

7 Ocak 2023 Cumartesi

Ben Yeni Bir Günüm

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Nihâyet o gün (dünyâda faydalandığınız) nîmetlerden elbette ve elbette hesâba çekileceksiniz.” (Tekâsür, 8)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır.” (Aclûnî, II, 305)

Alâ ibn Ziyâd’dan şöyle bir rivâyet gelmiştir:

Dünyâ günlerinden her biri insana şöyle seslenir: “Ey insanlar, ben yeni bir günüm ve benim içimde yapılan her şeye şâhidim. Ben gittim mi, kıyâmete kadar bir daha geri dönmem. Peygamberimiz (sav)’e: “İnsanların en hayırlısı kimdir ey Allah’ın Rasûlü? diye sorulduğunda, “Ömrü uzun, ameli güzel olandır” şeklinde cevap vermişlerdir. “İnsanların en şerlileri kimlerdir?” denilince “Ömrü uzun, ameli kötü, şerrinden korkulan ve hayrı umulmayan kimselerdir” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Zühd, 22; Dârimî, Rikak, 30; Müsned, VI, 188, 190; 40, 43)  

https://www.2g1d.com/ 

6 Ocak 2023 Cuma

Merhamet Mührü

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O; size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe, 128)

Rasûlullah (sav)  efendimiz buyurdular:

“Yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, semâ ehli size merhamet etsin.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16  

https://www.2g1d.com/ 

5 Ocak 2023 Perşembe

Kitabımız Kur’an-ı Kerim


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Kitabını oku! Bugün (hesap sorucu olarak sana) nefsin kâfidir.” (İsrâ, 14)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Size iki şey bıraktım. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz. Allah’ın Kitabı Kuran ve Resûlünün sünneti” (Muvatta, Kader 3; Riyâzü’s Sâlihîn, Cilt 1, Erkam Yay.)

https://www.2g1d.com/ 

4 Ocak 2023 Çarşamba

Gözyaşı Kalp Amelidir

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“İman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Müminler, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onların birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (Hadîd, 16)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Allah korkusuyla gözyaşı döken kişi, sağılmış süt memeye dönmedikçe cehenneme girmez.” (Tirmizî, Zühd 9.)

Rasûlullah (sav): “Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teala, yedi sınıf insanı arşın gölgesinde barındıracaktır.” buyurur ve “Tenhada Allah’ı anıp gözyaşı döken kişi.”yi onların arasında sayar. (Buhari, Ezan, 36)  

https://www.2g1d.com/ 

3 Ocak 2023 Salı

Gıdânın Hazırlanması ve Tüketilmesi

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin..." (Bakara, 168)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine hamdeden kuldan hoşnut olur." (Müslim, Zikir 89. Tirmizî, Et'ime 18)  

https://www.2g1d.com/ 

2 Ocak 2023 Pazartesi

Nefsânî İhtirasları Bertaraf Etmek

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Nefsini kötülüklerden arındıran (maddî ve mânevî kirlerden temizleyen) mutlakâ kurtuluşa ermiş; onu kötülüklere gömen de elbette hüsrâna uğramıştır.” (Şems, 9-10)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennetʼe giremez.” (Müslim, Îmân, 147) 

https://www.2g1d.com/ 

1 Ocak 2023 Pazar

Şeytanı Hüzünlendiriyoruz!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Kuşkusuz Rabbin katındakiler O’na kulluk etmekten kibirlenmezler, O’nu tesbih eder ve yalnız O’na secde ederler.” (Â’raf, 206)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” (Müslim, Salât 215. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78)  

https://www.2g1d.com/