21 Mart 2021 Pazar

7-El-Mü’min ism-i şerifi


El-Mü’min isminin 4 manası vardır:

1. manası; mahlukatını korkulardan emin kılması ve onları güven içinde yaşatması.

2. manası; kullarına iman nurunu vermesi ve onları mümin yapması.

3. manası ; Allah’ın emin olması, sözünde sadık olup vaadinden dönmemesi.

4. manası ise: Kullarının emin olup, sözlerinde sadık ve güvenilir olmasıdır.

1- Yarattıklarını korkulardan emin kılması ve onları güven içinde yaşatması
Allah-u Teala'nın nimetlerinden biri de emniyettir. İn­san, malı, canı, ırz ve namusu için her saat korku ve endişe içinde kalsaydı, bu ne büyük azap olurdu. Yüreklerimizde böyle bir korku taşımıyor, tam tersi rahatlık ve iç ferahlığı
içinde yaşıyorsak, bunun El-Mü 'min ism-i şerifinin tecel­lisinden olduğuna şüphe yoktur. Bundan dolayı emniyet ve asayişin te'mini için çalışan her şahıs ve bu uğurda kullanıla­cak her çeşit silah ve araç, hep bu ism-i şerifin mazharıdır.Yani aynasıdır, sebepleri ve vasıtalarıdır.

Hal böyle iken acaba şimdiye kadar kalbimize yerleştirilen bu emniyet duygusu için hiç şükür ettik mi?

Ve bu halin, Allah’ın hangi isminin tecellisi olduğunu hiç düşündük mü? Halbuki Allah, “her şey zıddıyla bilinir” kaidesiyle, bu nimetin farkına varabilmemiz için bazı insanları bu nimetten mahrum ediyor. Tıp diliyle panik atak, depresyon, ve benzeri hastalıklarla, güven ve emniyet duygusunu onlardan alıyor, yani Mümin ismiyle onlara tecelli etmiyor. Ta ki bizler bu nimetin farkına varalım ve Mümin olan Allah’a şükür secdesi yapalım…

O halde Allah mümin ismiyle kuluna tecelli ettiğinde, kalbine korku ve endişelerine karşı bir emniyet duygusu koyar. Eğer bu ismin tecellisi bir an bizden çekilseydi, korku ve endişelerin hücumuyla aklımız başımızdan gidecek ve dünya bize manevi bir cehennem olacaktı. O halde emniyet duygusu büyük bir nimettir, ve Allah’ın Mümin isminin bir tecellisidir. Bu isim, insanlarda tecelli ettiği ve insanlar bu isme mahzar olarak emniyet içinde yaşadıkları gibi, hayvanlarda da bu isim tecelli eder ve onlarda bu ismin tecellisiyle güven içinde hayatlarını sürdürürler. Bizlere Mümin ismiyle tecelli edip, kalplerimizi korku ve endişelerden emin kılan ve bizi bu nimetten mahrum etmeyen, Rabbimize sonsuz şükürler olsun.

2- Kullarına iman nurunu vermesi ve onları mümin yapması
Allah mümindir. Bu ismiyle kuluna tecelli ettiğinde kalbinde iman ışığını yakar. Allah’a iman eden her kul bu isme aynadır. Bu ismin tecellisiyle insan ateşe tapmaktan, puta tapmaktan, güneşe ve diğer fanilere kulluk etmekten kurtulur, sahibini, malikini tanır. İmanda binlerce mertebe vardır. Mümin isminin Hz. Ebubekir radıyallahu anh deki  tecellisi ile bizlerdeki tecellisi elbette bir değildir. Bize düşen iman hakikatlerini çok tefekkür ile taklidi olan imanımızı tahkike çıkartmak ve bu ismin tecellisinden hissemizi çoğaltmaktır.

3- Allah’ın emin olması, sözünde sadık olup vaadinden dönmemesi
Allah mümindir. Yani emindir, sözünde sadıktır. Vaadinden asla dönmez. Çünkü sözünde durmamak, vaadinden dönmek asla izzetine yakışmaz. İşte bu manada Allah, sözünden asla şüphe edilmeyendir. O halde madem Allah mümindir , vaad ettiklerini yerine getirecektir, günahkarlara cehennemi vaat ettiği gibi müminlere cenneti ve rızasını vaat etmiştir. O halde bize düşen; vaadine itimat ederek, ona hakkıyla kulluk etmektir.

4- Kullarının emin olup, sözlerinde sadık ve güvenilir olması

İnsanların emin olup sözlerinde güvenilir ve sadık olması da bu ismin bir tecellisidir. Bu isim bu mana ile azami mertebede Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemde tecelli etmiş, dost ve düşmanlarının ittifakıyla Muhammedü-l emin ismini almıştır. Bize düşen Cenab-ı Hakkın bu ismiyle ahlaklanıp sözünde ve özünde doğru ve emin bir mümin olmak ve şu hadisi kulağımıza küpe yapmaktır:

“Doğruluğa yapışın, ondan ayrılmayın. Zira doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete iletir.. kişi doğru söyledikçe ve doğruyu araştırdıkça Allah katında doğru yazılır. Yalandan kaçının, zira yalan kötülüğe götürür. Kötülük de cehenneme iletir. Kişi yalan söyledikçe ve yalan peşinde koştukça Allah katında yalancı yazılır” (Buhârî, Edeb 69; Müslim, Birr 103, 104)

-Bir de insanın daima kötülüğüne ve zararına çalışan ve hiç bir zaman onun mutlu olmasını istemeyen düşmanlar vardır.Bunların içinde en azılısı ve en merhametsizi ve kendisiyle sa­vaşmak en güç olanı şeytandır. zalimler, iftiracı­lar, hasetçiler ondan sonra gelir. Bir insan idrak ve şuurla "Bütün bunların şer­rinden Allah'a sığındım'.' dediği zaman, Allah onu reddet­mez. Çünkü Allah el-mü'min'dir, kendine iltica edenlere aman vermesi,onları özel olarak himayesine almasıdır. Şerlilerin şerrinden
daima Allah'a sığınırız.

Kul, bu isimden ne elde edebilir:
 Bize düşen; Rabbimizin vaadine itimat ederek, ona hakkıyla kulluk etmek, Cenab-ı Hakkın bu ismiyle ahlaklanıp sözünde ve özünde doğru ve emin bir mümin olmak, Şerlilerin şerrinden daima Allah'a sığınmak. Ayrıca etrafındaki herkesi şerrinden emin kılmak, hiç kimseye zarar vermemek, ona başvuran her korkan kişiyi, gerek kendi nefsi gerekse dini hakkında duyduğu korku ve endişeden kurtarmaya çalışmak, etrafındakilerin emniyetini kazanmak ve imanını bütün­leştirmeye çalışmaktır. İman bütünlüğü dünya ve ahiret saadeti için olmazsa olmaz şartı.

  İMANIN Bütünlüğü nedir:
Bir şeye inanmanın üç mertebesi vardır. Bu mertebelerin üçü ile birden imanı benimsemek, onun bütünlüğünü gösterir. Bu mertebeler şunlardır:

1 - Kalb ile tasdik: Peygamberimiz Efendimiz'in (sal­la'llahu aleyhi ve sellem) Allah tarafından getirip haber ver­diği şeylerin doğruluğunu gönlünde kesin bir şekilde kabul etmek.

2 - Dil ile tasdik: Gönlünden doğruluğuna inandığı bir şe­yi başkalarına karşı, evet Peygamberimiz Efendimiz'in Allah tarafından getirip haber verdiği şeylerin hepsi de gerçektir ve ben buna kati olarak inanmış bulunuyorum diye söyle­mektir.

3 - İş ile tasdik: İnandığı şeyin icabına göre yürümektir. Farzları yapmak, haramlardan sakınmak gibi.

Kalb ile tasdik esastır. Hiç bir surette bırakılamaz. Allah saklasın, gönüllerden bu tasdik gidince küfür tahakkuk eder ve o zaman dil ile, iş ile yapılan tasdik de bir işe yaramaz. Kalbten tasdiki olmadığı halde sade dili ile tasdik edene münafık, sade­ce işi ile tasdik edene mürai denir. 

Kullar arasında bu isme en çok hak kazanan, halkı, kurtuluş yoluna, Allah yoluna irşad ve hidayet ederek Allah'ın azabından kurtaran kişilerdir. Bunu da hiç şüphe yok ki, Peygamberler ve alimler yaparlar. 

Esmaü'l Hüsna şerhi Ali Osman Tatlısu/ İ:Gazali Esmaü'l Hüsna

Hiç yorum yok: