30 Kasım 2022 Çarşamba

Bir Kalpte Hüzün Varsa


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

"Müminler ancak kardeştirler..." (Hucurât, 10)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Mü'min kardeşinin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir." (Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87)

https://www.2g1d.com/

29 Kasım 2022 Salı

İffetini Muhafaza Et!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim efendimiz

“Zinaya yaklaşmayın, zira o çok çirkin bir hayâsızlık ve çok kötü bir yoldur.” (İsrâ, 32)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bir milletin içinde zina ve fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlemeye başladığında, mutlaka içlerinde vebâ hastalığı ve kendilerinden önce gelip geçmiş milletlerde vuku bulmamış başka hastalıklar yayılır.” (İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623)

https://www.2g1d.com/

28 Kasım 2022 Pazartesi

Yer ve Gök Terazisi


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

"Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz." (Enbiyâ, 47)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır..." (Tirmizî, Kıyâmet 25. İbni Mace, 31.)

https://www.2g1d.com/

27 Kasım 2022 Pazar

Gönül Zenginliği İle Gelen Hidâyet


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücâhede edenlere elbette yollarımızı gösteririz. Muhakkak ki Allah ihsân erbabıyla beraberdir.” (Ankebut, 69)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah’ım! Senden hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği isterim.” (Müslim, Zikir 72; Tirmizî, Daavât 72; İbn Mâce, Dua 2)

İslâm’ın geldiği günlerde Hakîm bin Hizâm adında güzel ahlâk sahibi bir zât vardı. Bu zât, müslüman olmadan önce de son derece cömert, müşfik, hayr u hasenât sahibi biriydi. Kızlarını diri diri gömmek isteyen babalardan onları satın alır, hayata kavuşturur ve himâye ederdi. Câhiliye devrinde yüz köle âzâd etmiş ve yüz tane deveyi hac esnâsında kurban kesmek, muhtaçlara vermek gibi yollarla tasadduk etmişti. Müs­lüman olunca da yine Allah yolunda yüz deve infak etti ve yüz köle âzâd etti. Birgün Peygamber Efendimiz’e:

“–Ey Allah’ın Rasûlü! Câhiliye devrinde yaptığım bazı hayır işleri var: Sadaka vermek, köle âzâd etmek, sıla-i rahimde bulunmak gibi… Bunlara mukâbil bana ecir verilir mi?” diye sordu. Rasûlullah (sav):

“–Sen zâten, daha önce yaptığın bu hayırlar hürmetine İslâm’la şereflendin!” buyurdu. (Bkz. Buhârî, Zekât 24, Büyû 100, Itk 12, Edeb 16; Müslim, Îmân 194-196)

https://www.2g1d.com/

26 Kasım 2022 Cumartesi

Her Vakit Tefekkür


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” (Âl-i İmrân, 190-191)

https://www.2g1d.com/

25 Kasım 2022 Cuma

Günahlarına Özrün Var mı?


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Kim bir kötülük yapar yâhut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve esirgeyici bulacaktır.” (Nisâ, 110)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bir müslüman günah işleyip de sonra abdest alır, iki rekât namaz kılar ve istiğfar ederse Allah onu affeder.” (İbni Mâce, İkame, 193, Ebû Dâvûd, Vitr, 26, Tirmizî, Salat, 181, Ahmed b. Hanbel I, 2, 9, 10)

https://www.2g1d.com/

24 Kasım 2022 Perşembe

Mescidler İbadet Mekânlarıdır


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Allah’ın mescitlerini O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.” (Bakara, 114)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“…Mescidler ne için yapılmışlarsa ancak o maksatlarla kullanılacak mekanlardır.” (Müslim, Mesâcid 80, 81. İbni Mâce, Mesâcid 11.)

https://www.2g1d.com/

23 Kasım 2022 Çarşamba

Dünyadaki Cennet


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“…Bilesiniz ki, kalpler ancak Allâh’ı anmakla huzur bulur.” (Ra‘d, 28)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Al­lâh’ı zik­re­den kim­sey­le zik­ret­me­ye­nin mi­sâ­li, di­ri ile ölü gi­bi­dir.” (Bu­hâ­rî, De­avât, 66)

Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

“Allah Teâlâ’nın zikir halkalarını arayan gezici melekleri vardır. Zikir halkasını bulunca onların etrafını kuşatırlar. Sonra da kılavuzlarını semaya Rab Teâlâ’nın katına gönderirler ve derler ki:

“Rabb’imiz biz senin kullarından öylelerine rastladık ki onlar nimetlerini anıp yüceltiyor, kitabını tilâvet ediyor ve peygamberin Muhammed’e (sav) salavât getiriyorlar, dünya ve ahretleri için yardımını istiyorlar.”

Bunun üzerine Allah Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyurur: “Rahmetin onları bürümüştür. Onlar öyle bir topluluktur ki onların sâyesinde berâberlerindekiler bedbaht olmaz.” (Buhârî, Deavât, 66; Müslim, Zikr, 12)

https://www.2g1d.com/  

22 Kasım 2022 Salı

Dostluk!..


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah’tır, Resûlüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekâtı verirler." (Mâide, 55)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Benim dostlarım Allah Teâlâ ile iyi mü’minlerdir…” (Buhârî, Edeb 14; Müslim, Îmân 366)

https://www.2g1d.com/

21 Kasım 2022 Pazartesi

Söze Riayetimiz O'nunki Gibi Mi?


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

"Verdiğiniz sözü yerine getirin, çünkü verilen söz, sorumluluk gerektirir.” (İsrâ, 34)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Münâfığın alâmeti üçtür: Konuşunca yalan söyler. Söz verince sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder." (Buhârî, Îmân 24; Şehâdât 28, Vesâyâ 8, Edeb 69; Müslim, Îmân 107-108)

https://www.2g1d.com/

20 Kasım 2022 Pazar

Utanmıyorsan Dilediğini Yap!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“(Rasûlüm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebût, 45)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” (Buhârî, Enbiyâ 54, Edeb 78.)

Bir atasözü halinde nesilden nesile aktarılarak gelen “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” hikmeti, utanma duygusunun insanı fenalıklara dalmaktan alıkoyduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir. Şu halde Allah’tan ve insanlardan utanan bir kimsenin, nefsinin istediği her hareketi yapması mümkün değildir. Utanma duygusuna sahip olmayan bir kimsenin ise önünde hiçbir engel yoktur; dolayısıyla öyle bir kimse her türlü çirkinliği kolayca yapabilir.

“Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözü, yukarıda belirtildiği şekilde, hayâ duygusundan yoksun olan birinin her şeyi yapabileceğini ifade etmektedir. Bu sözü bir tehdit olarak anlamak da mümkündür. O takdirde bu söz, “İstediğin fenalığı yap bakalım; bir gün bunların hesabını tek tek vereceksin” anlamına gelmektedir. Bir diğer mânası da, “Yapacağın işe iyi bak! Şayet bu iş Allah’tan ve insanlardan utanılacak bir şey değilse, onu gönül hoşluğu ile yap! Eğer yaptığın takdirde Allah’tan ve insanlardan utanacaksan, onu kesinlikle yapma!” demektir. Bu sonuncu mânasıyla bu söz insana bir davranış ölçüsü vermektedir. Yapılacak bir iş, neticede insanın utanmasına yol açacaksa ondan sakınmalıdır. Utanılacak bir durum mevcut değilse, onu yapmakta herhangi bir sakınca yoktur. (Riyazü’s Salihin, 7.Cilt, Erkam Yay.)

https://www.2g1d.com/

19 Kasım 2022 Cumartesi

Sıkıntının Elinde Aciz Kalma!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Biz mutlaka sizi biraz korku, biraz açlık yahut mala, cana veya mahsullere gelecek noksanlıkla imtihan ederiz. Sen sabredenleri müjdele!” (Bakara, 155)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Hayat şartları sizinkinden iyi olanlara değil de, daha aşağıda olanlara bakınız! Zira bu Allah’ın üzerinizdeki nîmetini küçük görmemeniz için daha uygun bir davranıştır.” (Müslim, Zühd, 9)

https://www.2g1d.com/

18 Kasım 2022 Cuma

Ebedi Saadet Rehberi Örnek Şahsiyet


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

"Andolsun ki, Rasûlullâh'ta sizin için, Allâh'a ve âhıret gününe kavuşmayı umanlar ve Allâh'ı çok zikredenler için bir “üsve-i hasene” vardır." (Ahzâb, 21)

https://www.2g1d.com/

17 Kasım 2022 Perşembe

Seni Şaşırtmasın!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Onların ne malları ne de evlatları seni imrendirmesin. Allah, bunlarla onlara dünya hayatında azab etmeyi ve kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor.” (Tevbe, 55)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi ise maldır.” (Tirmizî, Zühd, 26; Müsned, IV, 160.)

https://www.2g1d.com/

16 Kasım 2022 Çarşamba

Yumuşak Söz Söyleyin


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Ona yu­mu­şak söz (kavl-i leyyin) söy­le­yin. Bel­ki o, na­si­hat din­ler ve­ya Al­lâh’tan kor­kar.” (Tâ­hâ, 44)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Din, nasihatten ibârettir.” (Bu­hâ­rî, Îmân, 42)

https://www.2g1d.com/

15 Kasım 2022 Salı

Müslüman Gençlerin Aslî Kimliği


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“Andolsun ki, Rasûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb, 21)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah çocukça (lâubâlî) davranışları olmayan, hayra yönelip hevâ ve hevesi terk eden vakar sahibi olgun genci sever.” (Ahmed, IV, 151)

https://www.2g1d.com/

14 Kasım 2022 Pazartesi

 Kaza namazının delili nedir?
Kur’an’da vaktinde kılınamayan namazların kaza edilmesi ile ilgili olarak açık bir ifade bulunmamakla birlikte, Hz. Peygamber (s.a.s.) vaktinde kılamadığı namazları kaza etmiş ve ashabına da bunu tavsiye etmiştir.
Resûl-i Ekrem (s.a.s.), “Kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa hatırlayınca onu kılsın. Onun keffâreti ancak budur.” (Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 37; Müslim, Mesâcid, 315) buyurmuştur. Yine Hz. Peygamber (s.a.s.), Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi nedeniyle ikindi namazını kılamamışlar; bunun üzerine “Bizi ikindi namazından alıkoydular. Allah da onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun.” diye beddua etmiş ve ikindi namazını akşam ile yatsı arasında kaza etmiştir (Müslim, Mesâcid, 205). Ayrıca Hayber Fethinden dönerken, bir yerde konakladıklarında uyuyakalmışlar ve vaktinde kılamadıkları sabah namazını güneş doğduktan sonra kaza etmişlerdir (Müslim, Mesâcid, 309).
Beş vakit namazın farzı ve vitir namazı kaza edilir. Kazaya kalan sabah namazı, o günün öğle vaktinden önce kaza edilecekse sünneti de kaza edilir. Ayrıca öğle namazının dört rekâtlık ilk sünneti de vakit çıkmadıkça öğlenin farzından sonra kılınır. Öte yandan geçmiş namazlar, kazaya nasıl kaldıysa öyle kılınırlar, yani seferî olarak kaldıysa seferî, mukim olarak kaldıysa mukim gibi kaza edilir (Mevsilî, el-İhtiyâr, I, 220).
Unutma ve uyuma gibi bir mazeret olmaksızın, kasıtlı olarak terk edilen namazların kazası ile ilgili herhangi bir hadis bulunmamaktadır. Fakat bu kasıtlı olarak terk edilen namazların kazasının gerekmediği anlamına gelmez. Zira, Ramazan’da kasıtlı olarak cinsel ilişkiye girerek orucunu bozan kimseye Resûl-i Ekrem’in (s.a.s.) hem keffâreti hem de o günkü orucun kazasını emretmesi (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, IV, 382), bir farz ibadetin kasıtlı olarak terk edilmesi durumunda da kazasının gerektiğine delildir. Öte yandan Hz. Peygamberin (s.a.s.) bir mazerete dayalı olarak vaktinde kılamadığı namazları kaza etmesi ve sahabeye de bu yönde emir buyurması dikkate alınacak olursa, mazeretsiz olarak terk edilen namazların kaza edilmesinin öncelikle gerekli olacağı sonucuna ulaşılır (Nevevî, el-Mecmû’, III, 68).

12 Kasım 2022 Cumartesi

KÜÇÜK NOTLARIM (91)


Müslümanın, “el-Mü’min” isminden nasibi, gerçek mânada Müslüman olup, inandığı gibi yaşamasıdır. Yaşantısı sözlerini tekzip etmez. Yetkililerden büyük bir sel geldiği haberini alan kişi nehrin kenarındaki evinde oturmaya devam ederse ya uyarıyı anlamamış ya da ona inanmamıştır. Allah’a iman edip, gereği gibi amel etmeyen kişi diliyle itiraf ettiği İslam’ı ameliyle reddetmiş gibi olur. İman aksiyon ister.  

Dr. İhsan Şenocak

11 Kasım 2022 Cuma

Ebedi cehennemlik günahlar var mı?

Soru detayı 

- Şu ayetlerde, bazı günahları işleyenlerin ebedi cehennemde kalacağı bildiriliyor: Furkan, 25/68, 69; Bakara, 2/275; Müminun, 23/103. Buna göre bazı günahlar ebedi cezayı mı gerektirir?

- Biz, şirkin dışında hiçbir günahın ebedi cehennemi gerektirmediğini biliyorduk.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Ehl-i sünnet alimlerinin değişik ayet ve hadislere dayanarak vardıkları kanaate göre, şirk de dahil her türlü inkar, ebedi cehennemliktir. Bu gerçek kısaca, “imansız olarak kabre girenler ebedi olarak cehennemde kalırlar” şeklinde ifade edilir. İmansızlığı doğurmayan hiçbir günah, ebedi olarak cehennem cezasını gerektirmez.

- İlgili ayetlerin meali -tertip sırasına göre- şöyledir:

a) “Faiz yiyenler tıpkı şeytanın çarptığı kimsenin kalkışı gibi kalkarlar. Bu, onların 'Alışveriş de faiz gibidir.' demelerindendir. Halbuki Allah alışverişi mübah, faizi ise haram kılmıştır. Her kime Rabbinden bir talimat gelir, o da faizden vazgeçerse, daha önce yaptığı muamele kendisi için geçerlidir, hakkındaki hüküm de Allah’a aittir. Her kim tekrar faizciliğe başlarsa, işte onlar cehennemliktir, hem de orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 2/275)

Konuya şu ayeti de dahil edebiliriz:

b) “Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa, 4/93)

c) “Kimin iyilikleri tartıda hafif kalırsa, işte kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde ebedî kalanlar onlar olacaklardır.” (Müminun, 23/103)

d) “Onlar, Allah’la beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın muhterem kıldığı bir canı haksız yere öldürmezler. Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa günahının cezasını bulur. Kıyamette, o büyük duruşma gününde onun cezası katmerli olur ve azapta, zillet içinde ebedî kalır.” (Furkan, 25/68-69)

Bu ayetleri, maddelerinin sırasına göre açıklayacağız:

a) Faizle ilgili olarak ebedi cehennemde kalanlar, kâfir kimselerdir. Çünkü bunlar ayette belirtildiği üzere, “Alışveriş de faiz gibidir.” demişlerdir. Yani Faizin haramlığını inkâr etmişler. Bilindiği gibi, helali haram, haramı helal saymak küfürdür. Demek bunların cehennemde ebedi kalmalarının sebebi, faiz yemeleri değil, faizi helal saymalarıdır. (bk. Razî, Beydavî, Nesefî, ilgili ayetin tefsiri)

Bazı alimlere göre, ayetin sonunda yer alan “onlar orada ebedî kalacaklardır” mealindeki ifadesi, hakiki ve mecazi olmak üzere iki manada açıklanabilir. 

Hakiki manada olduğu zaman; söz konusu edilen faizciler “Alış veriş de faiz gibidir” deyip kâfir olduklarından, gerçekten cehennemde ebedi kalırlar.

Mecazi manada olduğu zaman; ayette yer alan “cehennemde ebedi kalmak” ifadesi, uzun bir süre kalmak anlamında olur. Ayette “Her kime Rabbinden bir talimat gelir…” ile başlayan cümle bu manaya imkân vermektedir. (bk. İbn Aşur, ilgili yer)

b) “Kim bir mümini kasden öldürürse onun cezası, içinde ebedî kalmak üzere gireceği cehennemdir.” mealindeki ayetin hükmü konusundan alimlerin farklı yorumları olmakla beraber, imanla kabre girmiş kimselerin ebedi olarak cehennemde kalmayacakları konusunda ittifak halindedirler. Onun için yorumlar da bu düşüncenin etrafında şekillenmiştir. (bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri)

Bununla beraber, bizce şu yorumlar önem arzetmektedir:

1) Bu ayette Allah’ın, “Bir mümini kasden öldüren kimsenin” cezası / yaptığı bu suçun karşılığı ebedi cehennem olduğunu belirtmesi, suçun dehşetini ve hakettiği cezayı ortaya koymaktadır. Ancak bu cezanın tahakkuk etmesi ise, Allah’ın iradesine bağlıdır. Bu suçu işleyen kâfirleri ebedi cehenneme koyabildiği gibi, müminleri de affedebilir veya uzun bir süreliğine cehennemde tuttuktan sonra onu oradan çıkarabilir. Razî’nin benimsemediği bu görüş Kaffal’a aittir. (krş. Razî, ilgili yer)

2) Bu ayetin hükmü hakiki manasında olmakla beraber, Allah’ın affı devreye girdiği zaman, bu hüküm değişebilir. Nitekim alimlerin büyük çoğunluğuna göre, katil sağlam tövbe ettiği takdirde affa mazhar olabilir. Küfrün tövbesi kabul gördüğü halde, katlin tövbesinin kabul edilmemesi düşünülemez.

“Şu muhakkak ki Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun altındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder.” (Nisa, 4/48)

mealindeki ayetin beyanı bunu desteklemektedir. (bk. Razî, ilgili yer)

3) Bazı alimlere göre, bu ayetin konusu olanlar -bazı rivayetlerde geçtiği gibi- Mekis b. Dababe adında biri /veya katli helal kabul ederek dinden çıkan kâfirler olabilir. Dolayısıyla bu hüküm hakiki manasında olarak kafirler için söz konusudur, demektir. Yahut da buradaki “ebedilik” kavramı mecaz olup uzun süre anlamındadır. (bk. Beydavî, Nesefi, ilgili yer)

c)  Müminun suresinin 102-103. ayetlerinde, günah-sevaptan ziyade, iman-küfür muvazenesi yapılmıştır. Bu sebeple,“O gün kimin iyilikleri mizanda ağır basarsa onlar kurtulacaklar” mealindeki ayette imanı ve salih amelleri ağır basanların durumu belirtilmiştir.

“Kimin iyilikleri tartıda hafif kalırsa, işte kendilerini ziyana sokanlar, cehennemde ebedî kalanlar onlar olacaklardır.” mealindeki ayette ise, küfür ve kötü ameller yapanlar söz konusudur. (krş. Razî, Beydavî, Ebu’s-Suud, ilgili ayetlerin tefsiri)

d) “Onlar, Allah’la beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar. Allah’ın muhterem kıldığı bir canı haksız yere öldürmezler. Zina etmezler. Kim de bunları yaparsa günahının cezasını bulur.” mealindeki ayette yer alan “Onlar, Allah’la beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar.” cümlesi, konuya imanı da katmaktadır. Buna göre, ayette yer alan “Kim de bunları yaparsa,..” mealindeki ifadede “kim ki Allah’tan başkasına ibadet ederse” hususu da dahildir. Bu ise, açık bir küfürdür.

Bu ayette zikredilenler kâfir / müşrik kimselerdir. Oradaki kötülükleri de genellikle kâfirler işler. Onun için küfür / şirk vasfıyla birlikte onlar da zikredilmiştir. (bk. Ebu’s-Suud, İbn Aşur,  ilgili ayetin tefsiri)


Sorularla İslamiyet


https://sorularlaislamiyet.com/ebedi-cehennemlik-gunahlar-var-mi?amp

9 Kasım 2022 Çarşamba

 Yoga yapmanın hükmü nedir?
Yoga, Hinduizm ve Budizm’de kişiye birtakım ilâhî bilgiler ve yetenekler kazandırarak, onun arınmasına ve hakikate ulaşmasına aracı olması amacıyla uygulanan bir yöntemdir.
Son yıllarda ülkemizde bedensel egzersiz ve psikolojik terapi faaliyetleri görünümünde yaygınlaşan yoga merkezlerinin önemli bir kısmı kendilerini bu dinlerden ayrıştırarak bağımsız yoga uygulayıcısı oldukları söylemiyle faaliyet göstermektedirler. Ancak yoganın dinî bir yönünün bulunmadığı ve zihinsel arınmayı amaçlayan alıştırmalar olduğu söylemi tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü Hint dinlerinde yoga, dinî bir uygulama olarak varlığını sürdürmektedir. (“Brahmanizm”, DİA, VI, 331)
Buna göre bir Müslümanın, başka bir dinin inanç ve ibadetlerine dayandığını bilerek, yoga yapması uygun değildir.

8 Kasım 2022 Salı

ilmin önemi


“Ebu Zer! Sabah kalkıp Kurân’dan bir ayet öğrenmen,

Yüz rekat namaz kılmandan senin için daha iyidir.

Sabahleyin ilimden -amel edilsin edilmesin- bir mesele öğrenmen

Bin rekat namaz kılmandan senin için daha hayırlıdır”.

Tirmizi, İbn Mâce

7 Kasım 2022 Pazartesi

KÜÇÜK NOTLARIM (90)

 

ALTIN DEĞERİNDE BİR NASİHAT

Her tartışmada zaferle çıkmaya çalışma! Kalpleri kazanmak tartışmadan zaferle çıkmaktan daha önemlidir. Kardeşlerin arasında bina ettiğin ve üzerinde yürüdüğün köprüleri yıkma. Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir. Hatadan nefret et ama hatalı olandan nefret etme. Bütün kalbinle günah ve isyana öfkelen ama günahkara acı, ona şefkat göster. Sözü eleştir ama sözü söyleyene saygı göster. 

Görevimiz hastalığı kökünden kazımaktır, hastayı değil...  

İmam Şafii (rahmetullahi aleyh)

 

6 Kasım 2022 Pazar

KÜÇÜK NOTLARIM (89):Bela ve musibet

 

Kur’an’ın bize söylediğine göre aslında başımıza gelen aksiliklerin çoğu bizim kendi davranışlarımızın sonucudur ama biz bunu görmek istemeyiz, onun yerine suçu ya kadere ya da –haşa- doğrudan Allah’a havale ederiz. (Nisa, 4/79; Şura, 42/30; Rum, 30/41.) Oysa varlık âleminde zuhura gelmiş bir şey eğer insanların kendilerine (veya birbirlerine) yaptıklarının sonucu değil de sırf Allah’ın muradı ise o şey mutlak olarak hayırdır ve Allah’a “Allah” olarak inanan herkes O’nun her işini beğenir, razı olur. Çünkü bizim şer sandığımız hayır; hayır sandığımız şer olabilir. (Bakara, 2/216.)  

5 Kasım 2022 Cumartesi

KÜÇÜK NOTLARIM (88)

 

Din demek, borç demek. 

Ben dindarım demek, ben varlığımı Allah'a borçluyum demektir. İnsan hayata böyle baktığında sahibi göründüğü her şeyin adı emanet olur. Her şey emanet olunca emanet üzerinde söz sahibi Allah olur. 


4 Kasım 2022 Cuma

KÜÇÜK NOTLARIM (87)

 

Kâinatı Allah bir bütün olarak yaratmış ve her varlığa bir görev yüklemiştir. Hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Bütünüyle varlık âlemi, çokluk içinde bir tekliği, vahdeti temsil eder. Yani iyi okunduğunda bunca çokluğun, aslında yaratıcının tekliğini anlattığı görülür. 

3 Kasım 2022 Perşembe

KÜÇÜK NOTLARIM (86)

 

Ahmed b. Hanbel rahmetullahi aleyh: 

“Kişinin İslam’dan nasibi namazdan nasibi kadardır.

Kişi namaza ne kadar istekli ise İslam’a da o kadar isteklidir.

O halde ey Allah’ın kulu:

Kendini tanı ve İslamsız olarak Allah’a kavuşmaktan sakın.

Çünkü senin İslamın namaza kalbinde yer verdiğin kadardır".

2 Kasım 2022 Çarşamba

KÜÇÜK NOTLARIM (85)- Prof. Dr. Halis AYDEMİR


Dalalet, hak edilen bir süreçtir, dayatılan bir süreç değildir.

Hidayet ise hak edilmez. O kişide hayra dair bir iş olur, küçük bir girişimi olur, iyiliği vardır; Allah bunları bahane eder ve hidayet verir.

Halis Aydemir

1 Kasım 2022 Salı

KÜÇÜK NOTLARIM (84)


İlim sizi secdeye kapatmalıdır. Kişinin ilmi arttıkça secdesi de artar. İlmi onun kurtarıcısı olur.