21 Mart 2021 Pazar

33.El-Halim ism-i şerifi


Gazali'ye göre insan gerçek saadete ilahi ahlakla ahlaklanmakla ulaşır. Ve bunun yolunun da Allah'ın yüce isimlerinin anlamlarını gerçek manada kavrayabilmekten geldiğini söyler. Ona göre kişilik dönüşümünün temeli Allahın isimleridir.

 Kendi kişilik gelişimimizi takip edebilmek için bir gelişim tablosu hazırlayabiliriz ve hangi esma bende daha ön planda, hangisinde başarılıyım, ne kadar ilerleyebildim veya hangi esmalarda çok eksiğim. Bunları tespit edip şemaya yazar gelişimimizi takip edebiliriz.

 O halde kendini varoluşsal olarak geliştirmen ve yükselebilmen gerek, yani, kendini tekamül ettirip ne olmak, nereye varmak istiyorsun bulmalısın. Benim bir potansiyelim var. Allah-u Teala onu bende var etti, benim bunu açığa çıkartıp gerçekleştirmem gerek. Bu yolda zikir bize yardım eder. Örneğin 6 ay halim ismini zikir ediyorsun. yani beynini kodluyorsun.

Şöyle açıklayabiliriz: Duanın metafiziksel ihsanlar, lütuflar, Allah'ın yardımları yanında, fiziki olarak kanıtlanabilecek faydası da şudur: her duanız kendi kendinize koyduğunuz bir hedef ve yaptığınız bir telkindir. 

Örneğin çabuk öfkelenen birisiyseniz sizde "Halim" ismi eksik demektir. O zaman ben bu ismin ne anlama geldiğini iyice anlayıp sonra her gün bu ism-i şerifi kendime vird edinip zikrediyorum. Yani, kendi kendime bir hedef koyuyor ve bunu her gün kendime telkin ediyorum ve Allah-u Teala'nın yardımını, ihsanını ve bu ism-i şerifin üzerime tecellisini umuyorum. 

Allah-u Teala kendi isimleriyle O'na dua etmemizi istemiş fakat şu ismi şu kadar sayıyla okuyacaksın diye bir şey buyurmamıştır. İhlasla istediğimiz kadar okuyabiliriz yeter ki samimi olalım.

Halim, Hilmi çok. 


Hilm, günahkârları cezalandırmaya ve hepsini kahretmeye gücü yettiği halde; onlar hakkında yumuşak davranan ve cezalarını hemen vermeyip tehir edendir. Cenab-ı Hak bu manalarla El-Halim’dir. Kendine isyan edenleri hemen yakalamaz. Hışm ve gadapta acele etmez. Niceleri vardır ki, önüne gelene kötülük yapar, sürekli zulmeder ama başları bile ağrımaz. Bu kişilere bakıp ta yaptıklarının yanlarına kalacağını zannetmemeli­dir. Allahu teala Habirdir, onların yaptıklarından gafil değil­dir ve haksızlığı da sevmez, hakkı yerine getirir. Fakat Halim'dir, onlara tövbe etmeleri için mühlet verir, zaman tanır. Bütün günahkârları bir anda cezalandırmaya gücü yettiği halde onlara ceza vermez ve hemen yakalamaz. Bu mühlet içinde yaptıklarına pişmanlıkla tevbe edenleri afv ve mağfiret buyurur, fakat ısrar eden­ler hakkında hüküm Allah'ın iradesine kalmıştır. Dilerse affe­der, dilerse cezalandırır. Bir ismi de Adl'dir. Allah imhâl eder yani mühlet verir ama ihmal etmez.

Bu ism-i şerifte bizim için büyük bir teselli var. İsyansız günümüz, hatta saatimiz geçmiyor. Buna karşı eğer Allah-u Teala sert davransaydı, her isyan edeni hemen helak edi­verseydi, dünya yüzünde kimse kalmazdı. Allah'ın bu suretle
mühlet vermesi de büyüklüğünün şanı ve kullar için büyük ni'mettir.

Bu ism-i şerife Kur’an-ı Kerim’de şöyle işaret edilmiştir: “Eğer Allah insanları yaptıkları günahlar yüzünden hemen yakalayıverseydi yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı. Lakin onları belli bir müddete kadar geciktiriyor.” (Fatır 45)

Hakikat de bu ayetin işaret ettiği gibidir. Eğer Allah-u Teâlâ her günah işleyeni hemen yakalayıp ceza verseydi âlemde kimse kalmazdı. Fakat O, kullarına hilm ve ikramla muamele eder. Düşmanlarının rızkını bile ayaklarına gönderir. Has kullarına ikram ederken, firavunların sofrasından da nimetlerini eksik etmez. Bütün bunları, insanların yaptığı hataları ve işledikleri günahları görürken ve onlara ceza vermeye gücü yeterken yapar.

O öyle bir Halim’dir ki, kusurların üzerine perde çeker. Günahkârları affeder. Tövbe edenleri bağışlar. Affı azabını, rahmeti gazabını geçmiştir. Asilerin sığınağı, korkanların umudu, günahkârların kurtarıcısıdır. Suçu sebebiyle suçluyu hemen azarlamaz. Her çirkin şeyin üzerini örter. Günahlar üzerindeki perdeyi yırtmaz. Affı büyük, mağfireti geniş, rahmeti bol ve halimiyeti güzeldir.

Bu ismi şeriften bizim hissemiz şu olmalıdır:

Evvela bilmeliyiz ki, günahlarımıza hemen ceza verilmemesi, bilinmediğimizden ya da görünmediğimizden değildir. Günahlarımıza hemen ceza verilmemesi, Allah’ın Halim ismi şerifinin üzerimizdeki tecellisi sebebiyledir. Yoksa zannetmeyelim ki, -hâşâ- Allah bizi görmüyor, isyanımıza öfkelenmiyor; günahlarımız kaydedilmiyor, isyanımız cezasız kalacak…

 O bizi biliyor. Bize şah damarımızdan daha yakın. Ancak mühlet veriyor, hemen yakalamıyor; çünkü Halim’dir. Hilm ile muamele etmek O’nun şanındandır. Fakat gün gelir, artık o hilmin tecellisine liyakatımızı kaybederiz, layık olmayız; işte o zaman Halim isminin tecellisine karşılık, Aziz ismiyle, Celil ismiyle, Kahhar ismiyle bize muamele eder.

Bu isimlerinin tecellisinden sana sığınıyoruz Allah'ım. Gazabından rızana, azabından affına, Senden yine Sana sığınırız. Bize her daim El-Halim isminle muamele et. Kusurumuzu affet, yüzümüze vurma, günahlarımız sebebiyle bizi yakalama, isyanlarımız sebebiyle bizi mahcup ve rezil etme!

Bu ismi şeriften 2. hissemiz de şu olmalıdır: Nasıl ki Cenab-ı hak Halim’dir ve bize hilmle muamele ediyor, kusurumuz sebebiyle bizi hemen yakalamıyor ve isyanımızı hemen yüzümüze vurmuyor; Biz de bu ismin ahlakıyla ahlaklanmalıyız. Yani; karşımızdakilere bağırmamak, öfkelenmemek, aceleci davranmamak, düşünerek ölçüp biçmek olarak davranabilmeliyiz. Ayrıca bize karşı kusur edenlere hilmle muamele etmeliyiz. Onların kusurlarını örtmeli, ayıplarını görmemeli, onlara mühlet vermeli; gurur ve kibirden sakınmalıyız.

Cenab-ı Hak bizleri, bu ismi- şerifin ahlakıyla ahlaklanmış kulları zümresine dâhil etsin. Hem bu dünyada hem de ahirette bizlere bu ismi-i şerifiyle muamele buyursun Âmin!

Esmaü'l Hüsna şerhi Ali Osman Tatlısu
Vaize Fatma Bayram'ın Esmaü'l Hüsna Derlerinden faydalanılmıştır.

Hiç yorum yok: