21 Mart 2021 Pazar

9- El-Azîz ism-i şerifi:

 

Yüksek bir dağa baktığınızda, helak olan bir kavmin kalıntılarının yanından geçtiğinizde, yıldızların, ayların, güneşlerin ve diğer mahlukların itaatini gördüğünüzde Allah’ı hangi ismiyle hatırlıyorsunuz?

El-Aziz…

Aziz isminin 3 manası vardır.

1. Allah’ın izzet sahibi ve yüceler yücesi olması

2. Allah’ın mağlup olmayan galip olması

3. Yarattıklarının onun emrine itaat etmesidir.

Şimdi Aziz isminin bu üç tecellisini alemdeki yansımalarını görmeye çalışalım:

1-İzzet sahibi ve yüce olan

Allah azizdir. Yani Azamet, büyüklük ve kuvvet sahibidir. Şanı pek yücedir. Bu alemde kendine büyüklük verilen mahluklar Allahın aziz ismine aynadırlar. Yüksek dağlar, engin denizler, denizlerde ki fırtınalar, uçsuz bucaksız çöller, ay, güneş, yıldızlar aziz isminin tecellileridir.

Aziz ismi alemde böyle gözüktüğü gibi insanda hatta devletlerde bile gözükür. Aziz isminin tecelli ettiği insanlar Munafikun suresi 8. ayetinde
”Üstünlük, ancak Allah’a, O’nun elçisine ve müminlere mahsustur.” diyerek anlatılır.

Yani aziz olan yalnız Allah, O’nun resulü ve müminlerdir. 

Şimdi bize düşen: Allah’ın aziz ismini alemde okumak ve Kur'anı kendimize rehber yaparak hem dünyada hem ahirette aziz olmaktır.

2- Mağlup olmayan galip

Allah-u teala mutlak surette kuvvet ve galebe sahibidir. Emir ve iradesine karşı bütün bu kainatın hiç hük­mü yoktur. O, muradına karşı asla mağlub edilmez. İsterse bir
saniyenin binde biri kadar kısa bir zamanda bu muazzam kainat­ hemen sönüverir.

Allah azizdir. Yarattıkları üzerine galiptir. Yeryüzü Allah-u Teala’ya asi olup ta mağlup olmuş nice kavimlerin kalıntıları ile doludur. Bakın Allah, o asi ve inatçı kavimleri helak ettiğini kitabında nasıl anlatıyor.

﴾34﴿ "Biz, yoldan çıkmalarının cezası olarak bu memleket halkının üzerine gökten alçaltıcı bir belâ indireceğiz!"

﴾36﴿ Medyenliler’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. "Ey kavmim" dedi, "Allah’a kul olun, âhiret gününü ümitle bekleyin; yeryüzünde bozgunculuk yapıp karışıklık çıkarmayın!"

﴾37﴿ Ama onu yalancılıkla suçladılar. Bunun üzerine kendilerini o dehşetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında yere serildiler!

﴾38﴿ Âd ve Semûd kavimleri de öyle. Onların durumlarını meskenlerinin kalıntıları size apaçık gösteriyor. Şeytan onlara, (kötü) işlerini güzel gösterip kendilerini doğru yoldan saptırmıştı; oysa gerçeği görme yeteneğine de sahiplerdi.

﴾39﴿ Kārûn, Firavun ve Hâmân’ın âkıbeti de aynı oldu. Gerçekte Mûsâ onlara açık seçik deliller getirmişti; ama onlar yeryüzünde ululuk tasladılar. Oysa kaçıp kurtulmaya güçleri de yoktu.

﴾40﴿ Her birini günahından dolayı cezalandırdık; kiminin üzerine taşları savuran fırtınalar gönderdik, kimini o korkunç ses yakaladı, kimini yerin dibine gömdük, kimini sularda boğduk. Allah’ın muradı onlara kötülük etmek değildi, fakat onlar kendi kendilerine kötülük ediyorlardı.(Ankebut 34-40)

İşte Helak olan bütün bu kavimlerde Allahın aziz ismi haşmetiyle gözüküyor.

Biz hiç bu kavimlerin yıkıntılarının arasından geçerken, onların yerle bir olmuş kabirlerini gördüğümüzde Allahı aziz ismiyle andık mı?

O kalıntıların ve harabelerin üzerinde Allahın Aziz ismini okuduk mu?

Yada bizde Allah-u Telaya asi olursak, Allahın bizi de onları yakaladığı gibi yakalayacağını hiç düşündük mü?

3- Mahlukatının itaat etmesi

Mahlukatının Allah’ın emrine itaat etmesi ve ona karşı gelememesi de Aziz isminin bir tecellisidir.

Evet insan ve bazı yaratıklardan başka, güneş, ay, yeryüzünden tutunda, tâ, en küçük mahluka kadar her şeyin dikkatle vazifesini yapması, zerrece haddinden tecavüz etmemesi, umumi bir itaatin bulunması, gösterir ki, büyük bir celal ve izzet sahibi bir zatın emriyle hareket ediyorlar. İşte, vazifesini yapmakla ona itaat eden her bir mahluk bu itaatiyle Allah’ın aziz ismine aynadır.

Bütün mahlukat, yıldızlar, ay, güneş O'nun emirlerine itaat ederler. Hepsi böyle itaat ederken, biz nasıl isyan etmeye cesaret ediyoruz?

O halde kula gereken şey:
Bütün heveslerine hakim ve galip olmaya çalışmak, is­teklerini, arzularını temiz, dürüst ve helal yollardan te'min etmesini bilmek, her işinde, her sözünde akıl ve basiretin icap ettirdiği sınırı aşmamağa gayret etmektir.

Esmaü'l Hüsna şerhi Ali Osman Tatlısu/ İ:Gazali Esmaü'l Hüsna

Hiç yorum yok: