"Celb-i Menfaat ve def'i mefsedet" Duruma ve ortama uygun olan iş, insanların yararına ve çıkarına olan davranış, hayra ve salaha vesile olan amellere "Menfaat, Maslahat"; zıddını "mefsedet ve mazarrat" şeklinde iki başlık altında taksim edilmiştir.
"Celb-i Menfaat ve def'i mefsedet" bütün emir ve yasakların esasını teşkil eder. Hayrın şerle, salahın fesadla, menfaatın mazarratla, güzelliğin çirkinlikle, iyiliğin kötülükle, faziletin reziletle yanyana bulunması hikmetin icabı olduğundan maslahat ve mefsedetlerin çeşitli dereceleri ve şekilleri vardır.
Mefsedet, zararları tümden yok etmek, bu mümkün olmadığı zaman en asgariye indirmek; bütün maslahatları ve faydaları tahsil etmek, bu mümkün olmadığı zaman "en fazlasını tahsil etmek, zarar faydaya eşit olunca zarara öncelik vermek" islamın şaşmaz kaidesidir.
İnsanların yararına ve çıkarına olan şeylerin hepsi farz, vacip, sünnet veya müstehap kılınarak emr ve tavsiye; zarar ve ziyan veren her şey ya haram veya mekruh kılınarak nehy ve men ediliyor.
Zaruriyyat-ı Diniyye; zaruriyat-haciyat-tahsiniyat (Kemaliyat, tahsinat ve tezyinat) Bu taksim ilk dönem usul alimleri tarafından yapılmıştır.
İnsanların yararına ve çıkarına olan şeylerin hepsi farz, vacip, sünnet veya müstehap kılınarak emr ve tavsiye; zarar ve ziyan veren her şey ya haram veya mekruh kılınarak nehy ve men ediliyor.
Zaruriyyat-ı Diniyye; zaruriyat-haciyat-tahsiniyat (Kemaliyat, tahsinat ve tezyinat) Bu taksim ilk dönem usul alimleri tarafından yapılmıştır.
İslâm dininin maksadı; insanların faydasına olanları gerçekleştirmek, bunları korumak ve insanlardan zararı uzaklaştırmaktır. Buna maslahat denir. Ancak maslahatlara insanların istediklerine göre değil, Allah Teala'nın koyduğu çerçeve dahilinde itibar edilir.
Dinin gayesi insanlığın huzur ve mutluluğudur. İnsanlık için gerekli olan huzur ve mutluluğun sağlanması ve korunması için gerekli beş temel esas vardır. Bunlara “olmazsa olmazlar” anlamına “zarûriyyât-ı diniye” denir. Tabii ve zaruri olan bu beş temel esas şunlardır:
Dinin Korunması,
Hıfz-ı akl (aklın korunması),
Hıfz-ı nesl (neslin korunması),
Hıfz-ı mal (malın korunması),
Hıfz-ı nefs (Nefsin korunması/ferdin korunması).
Bu maslahatları korumak iki şekilde mümkündür:
a) Erkân ve adabına göre ikame etmek suretiyle,
b) Kendilerine arız olan zararı defetmek suretiyle.
Zaruriyat; İslâm dininin toplum ve bireyler için vazgeçilmez gördüğü değerlerin korunmasıyla ilgili düzenlemeler ve bunların sağladığı yararlar; dinin gözettiği gaye ve yararların zarûriyyât-hâciyat-tahsîniyyât şeklindeki üçlü ayırımında en üst dereceyi teşkil eden beş temel değer anlamında fıkıh ve usûl-i fıkıh terimi. ( TDV İslâm Ansiklopedisi)
Zaruriyat; Ferdi ve içtimai hayatın bekası ve mevcudiyeti için olması gereken şeylerdir. Bunların bulunması şarttır. Şayet bulunmazsa dünya hayatı felç olur, keşmekeş meydana gelir, ferd ve cemiyetlerin bozulmasına yol açar, din ve ahiret itibariyle ebedi saadetin ve daimi, nimetlerin yitirilip aralıksız bir azaba düçar olma bedbahtlığına yol açar. Bu çeşit şeyler de ya sadece akıl ve dünya itibariyle zaruri olur, yemek içmek gibi veya sadece ahiret ve din itibariyle zaruri olur, namaz kılmak gibi veyahut da hem dünya ve akıl, hem de ahiret ve din yönünden zaruri olur.
Haciyat; Bu başlık altında toplanan şeylerin mevcudiyeti şart ve zaruri değildir ama bulunmamaları meşakkate, zahmete, sıkıntıya ve darlığa sebep olur. İctima düzeni ve hayatı felç etmez. İslamda kolaylık esas olunduğundan bu çeşit ihtiyaçların giderilmesi önemli ve gerekli görülmüştür. Seferde iken namazın kısaltılması, orucu tutmamaya ruhsat verilmesi, borç para alınması ve verilmesi, helal olan hoş şeylerin yenmesi ve içilmesi, mesken ve binek edinilmesi bu kısma girer. Ancak haciyat ister umumi ister hususi olsun ekseriya zaruriyat hükmünde olur.
Kemaliyat, Tahsiniyat ; Lüks ve fantazi de denilen bu çeşit hüküm, mal ve hizmetlerin mevcudiyeti ne zaruri ne de lüzumludur. Sadece bir şeyin tam ve kemal olması noktasında bunlara ihtiyaç vardır. Yapıldıkları zaman yapılan ameli süsler, bezer ve donatır. Temizlik, nezafet, yeme ve içmenin adabı, nezaket derbederlikten ve kalabalıktan sakınmak gibi husular bu kısma girer.
Dini hükümler binasının alt katını beş zaruri, orta katını haciyat, en üst katını da tezyinat, tahsiniyat teşkil eder. İkinci katın mevcudiyeti birinci kata, üçüncü katın mevcudiyeti de hem birinci katın hemde ikinci katın mevcud olması şartına bağlıdır. Fakat bunun zıttı böyle değildir. Bu üç katı da bezeyen ve donatan, onları daha da güzelleştiren ve cazibesini artıran hususlara "tetümme ve tekmile" (lüks-fantezi-aksesuar) adı verilmektedir.
Kaynakça;
Hikmet-i Teşri. Kazım Baykal
Hukuk-u İslamiyet ve ıstılahat-ı fıkhiye kamusu, Ömer Nasuhi Bilmen
Dairetü'l-Maarif, Bustani
Şah V.Dihlevi Hüccetu'l Baliğa
http://zulcenaheyn.blogcu.com/zaruriyat-haciyat-tahsiniyat/468278
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder