21 Mart 2021 Pazar

39- El-Hafîz ism-i şerifi:


Hafız “korumak ve muhafaza etmek” anlamındaki hıfz kökünden türemiş, korumada mübalağa ve süreklilik ifade eden bir sıfattır. 

El-Hafîz ism-i şerifi de “kâinatta zerre kadar bir şey bile gözetiminden uzak olmayan ve tabiatı dengede tutup koruyan” anlamına gelir. (Bakara, 2/255; Enbiya, 21/32; Kaf, 50/4.) Kâinatın işleyişinde her şeyin yerli yerinde olması, bir düzen içinde sistemi devam ettirmesi yani hayatın devamı ve kalıcılığı, Rabbimizin Hafız isminin tecellisi iledir. Bir an bu ismin tecellisi kesilse, alem yokluğa düşer; yıldızlar birbirine çarpar; hayat, ölüme; nizam, karışıklığa dönüşür.

O halde, zerrelerden galaksilere kadar her bir varlık, bu ismin tecellisiyle muhafaza olur ve ancak bu ismin tecellisiyle varlığını devam ettirir. 

Mesela; Atmosfer, Güneş’ten gelen zararlı ışınları süzer. Meteorların dünyamıza düşmesine büyük oranda mani olur. Dünyamızın aşırı ısınmasını ve soğumasını engeller. Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeden doğacak yanmanın önüne geçer.  İşte bütün bunlar, El-Hafîz isminin bir tecellisidir. Atmosfer, bu ismin tecellisiyle hayatın muhafazasına çalışır…

Demek, hayatın muhafazasına çalışan her bir varlık, bu ismin tecellisine aynadır. O halde diyebiliriz ki: Hayatın devamı için çalışan su, toprak, hava, ateş ve diğer bütün yaratılanlar, El-Hafîz isminin tecellisine mazhardırlar ve vazifelerini bu ismin tecellisiyle görürler.

Yine El-Hafîz isminin bir başka tecellisi; çekirdeklerde, tohumlarda ve yumurtalarda varlıkların hayat programlarının saklanmasıdır. 

El-Hafîz isminin bir başka tecellisi de hayatlarının muhafazası için mahlukata cihazların verilmesidir. Mesela, bir çiçeğe dikenin takılması bu ismin tecellisiyledir. Çiçek bu sayede hayatını muhafaza eder.  Yine tüm meyve ve sebzelerin üzerindeki kabukları da onların muhafazasını sağlar ve Allah'ın Hafiz ismine birer ayna olurlar.

Yine bir keçiye boynuz verilmesi; kaplumbağanın kabuğu; kirpiye dikenlerin verilmesi hepsi El-Hafîz isminin tecellisiyledir. Çünkü bu azalar, bu canlıları dış tehlikelerden korur ve hayatlarının muhafazasını sağlarlar. O halde diyebiliriz ki: Varlıkların hayatının devamını sağlamak için onlara takılan bütün cihazlar El-Hafîz isminin bir tecellisidir.

Yine insanın hafızası bu isme aynadır. Bu ismin tecellisiyle, öğrenilen bütün bilgiler muhafaza edilir. 

Aynı şekilde göz kapağı ve kirpiklerle gözü muhafaza, vücudu bir deri ile, beyni  kafatası ile muhafaza, vücudun savunma sistemi ile kendini mikroplara ve dış etkenlere karşı koruması hep Rabbimizin Hafiz isminin birer tecellisidir.

El-Hafîz isminin bir başka tecellisi de her insanda hatta hayvanda olan kendini koruma isteğidir. Canlıların hayatını sürdürmek için muhtaç olduğu bütün içgüdü ve refleksler daha dünyaya gelirken hazır olarak verilir. Bu Rabbimizin bir ikramıdır.  Bizler kendimizi trenin önüne atmıyorsak, yüksek bir binanın çatısından atlamıyorsak, bir tehlike gördüğümüzde sakınıyorsak, El-Hafîz isminin tecellisiyle bunları yapıyoruz. Bu isim tecellisini bir an üzerimizden çekse, hayatımızı hiçe sayar ve ölümümüze sebep olacak bir tehlikeye kendimizi atarız. 

El-Hafîz isminin bir başka tecellisi de afetlerden muhafaza olmaktır. Mesela, bir yangın çıksa, bütün mahalle yanarken bir ev yanmasa, o ev El-Hafîz isminin tecellisine mazhar olmuştur… Ya da bir sel felaketi olsa, onlarca insan ölürken bazıları kurtulsa, o kişiler El-Hafîz ismine mazhar olmuştur… Yine feci bir araba kazasında yara almadan kurtulan kişi, bu ismin tecellisiyle kurtulmuştur.

Bu isme hem fiziki varlığımızı korumak için muhtacız, hem kalbimizi şüphe ve vesveselerden , aklımızı sapma ve yanılmalardan korumak için muhtacız, ayrıca gidişatımızı bozulmalardan korumak için de muhtacız. Hayatımızın, ailemizin, vatan ve devletimizin, mal ve mülkümüzün her türlü tehditten muhafaza edilmesi (Yusuf, 12/64.), Allah kelamının tahrif ve değiştirilmesinden muhafaza edilmesi de (Hicr, 15/9.) hep bu isimledir.

 Din ve dünyadan neyin korunmasına muhtaçsak orada Hafız isminin tecellisine de muhtacız. Allah’ın korumadığını kimse koruyamaz; O’nun koruduğuna da kimse ilişemez. (Yunus, 10/107.)

İnsan bütün mahlukat içinde kendisini bekleyen tehlikeleri önceden düşünebilen tek varlık olduğundan güvenlik ihtiyacını da en şiddetle hisseden varlıktır. Asıl koruyanın Allah olduğunu bilmek; O korumadığı zaman hiçbir korumanın fayda vermeyeceğini bilmek bizi O’nun kapısından başka yerlerde korunma aramamızı engeller. Allah’ın himayesine girmek şahsiyet ve haysiyetimizi korumanın tek yoludur. Bize verdiği vicdan ve vahiyle bizi her türlü sapmadan koruyan da (Tarık, 86/4.) Allah’tır. Rabbimizin ilk insandan itibaren bizi hiç vahiysiz bırakmamış olmasının hikmeti de budur. İyi ve kötüyü ayırt edebileceğimiz bir kutsal bilgiyle donatmıştır Rabbimiz bizi. Böylece bu mücadelede bizi yalnız bırakmaz. Fakat bir kul yine de bu yardımı reddeder ve tek başına yol almak isterse ona da yapılacak bir şey yoktur. 

Ayrıca insanlığın her konudaki birikiminin korunarak aktarılması da bu sıfatın tecellisi iledir.

Bu ismin Kur’an-ı Kerim’de geçtiği üç ayetin (Hud, 11/57; Yusuf, 12/64; Sebe, 34/21.) iniş zamanının da Mekke döneminin en şiddetli yıllarına rastlaması bize bu isme en çok ne zaman sarılmamız gerektiğini öğretir: Yani, kendimizi en güçsüz ve düşmanlarımızı da en muktedir hissettiğimiz zaman...

Esma-i hüsnadan pek çok isimde olduğu gibi Hafız ismi de bir yönüyle ferahlık verip sevindirirken, diğer yönüyle sakındırıp düşündüren bir isimdir. (Şûra, 42/6.) Çünkü hıfz, beladan, yok oluştan, dağılıp gitmekten korumayı ifade ettiği gibi hiçbir şeyi gözden kaçırmadan; küçük büyük, gizli açık her şeye vakıf olup kaydını tutmayı da kapsar. yani Rabbimiz amellerimizi de kaydetmekle de ve El-Hafîz ismini tecelli ettirir.
 Bu bakımdan ahirette yeniden dirilme ve yaptıklarından hesaba çekilme ile Hafız isminin yakından alâkası vardır. Hafız isminin bu anlamının bilincinde olanlar niyetlerine varıncaya kadar her davranışlarının kaydedilip muhafaza edildiğini bilirler. Ve bu farkındalık ile kendilerini disipline ederler.

İbn Arabi’ye göre de kişi hem kendini murakabe altında tutmak hem de kendine emanet edilenleri koruyup kollamak için bu ismin tecellisine muhtaçtır. Bu ismin tecelli ettiği kişiler öncelikle Allah’ın ihsan ettiği muhafaza vasıtalarını iyi kullanırlar. Hayatlarını, akıl ve beden sağlıklarını, dinlerini, aile fertlerini, mal ve mülklerini her türlü tehdide karşı iyi muhafaza ederler. Sadece kendilerinin değil, ilahi takdir gereği ellerinin altına verilmiş olanların hak ve hukukunu, izzet ve şereflerini de itinayla korurlar. İnsanoğlunun kendi varlıklarını koruma içgüdüsünün kendinden alt seviyedekilere zarar vermeye yol açabileceğini bilir; herkesin hakkını kendisininki gibi kutsal bilirler.

Bu ismin tecellileri ile ahlaklanan insan aynı zamanda yaptığı iyilik ve kötülüklerin bir zerresinin bile kaybolmayıp günün birinde önüne çıkacağına kesin olarak inanır. Bu nedenle de iyilikleri çoğaltıp, kötülüklerden sakınmaya çalışır. (Hac, 22/41.)

Allah-u Teala kulunu El-Hafîz isminin tecellisiyle muhafaza etmektedir; kul da Hafiz isminin kendindeki tecelillerini görüp hamd etmelidir; kalbini Allah’ın razı olmadığı şeylerden; azalarını günahlardan ve ahlakını, kötü ahlaktan muhafaza etmelidir. Bunu yaparsa, El-Hafîz ismiyle ahlaklanmış ve bu ismi şerifin tecellisine bilerek ayna olmuş olur.

Ya Rab, El-Hafîz isminin hürmetine bizleri insî ve cinnî şeytanların şerrinden muhafaza eyle! Bizleri nefsi emmarenin şerrinden muhafaza eyle! Dünyevi ve uhrevi musibetlerden muhafaza eyle! Kabir azabından, ahir zaman fitnelerinden ve bütün günahların şerlerinden muhafaza eyle. Amin…

En Güzel İsimler 99 Esma Sonsuz Mana-Vaize Fatma Bayram 

 https://feyyaz.tv/el-mumin.html

Esmaü'l Hüsna şerhi Ali Osman Tatlısu

Hiç yorum yok: