21 Mart 2021 Pazar

10. El-Cebbâr ism-i şerifi:


Allah Cebbardır. Cebbar isminin Allah hakkında şu manaları vardır.

1-Allah’ın dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olması.

2-Kullarının işlerini yoluna koyması ve eksikleri gidermesi.

3-Kırıkları onarması ve dertlere derman vermesi.

4-Çok büyük ve azametli padişah olması.

Şimdi Cebbar isminin bu farklı manalarını tek tek anlamaya ve kainattaki tecellilerini görmeye çalışalım:

1- Allah’ın dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olması

 Allahu teala Cebbardır, ceberut sahibidir. Kainatın her noktasında ve her şey üzerinde dilediğini dilediği gibi yaptırmağa muktedirdir.  Hükmünü geri çevirecek ve takdirini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.  Hüküm ve iradesine karşı gelinmek ihtimali yoktur. Her şey üzerinde Allah-u teala'nın cebbariyeti hakimdir.
Önünden sonuna kadar yaratacağı bütün mahlukat, bunların cinsleri, nevi'leri, sınırları ve varlığa çıkış sırası, varlığı, müddeti ve bu müddet içinde görüp geçireceği bütün haller, bütün evreler üzerinde Allah'ın cebbariyeti, emir ve iradesi hakimdir. Her mahlukun hayat şartları ve bu alemde göreceği iş, yapacağı vazife Allah-u teala tarafından tayin edilmiş, sınırları çizilmiştir. Her mahluk bu sınırlar içinde yürümek ve bu vazifeleri yapmak mecburiyetindedir. 

Aslında kim bu kainata dikkatle baksa, kainatı; son derece haşmetli, sürekli faaliyette,  hikmetli bir şekilde idare edildiğini, kuvvetli bir hakimiyeti olduğunu görür ve her şeyi ve her mahluku birer vazife ile itaat halinde bulur.

Kimi bal yapar, kimi süt verir, kimi şu dünyaya lamba ve soba olmuştur. Her bir mahluk Allah’ın kendisine emrettiği vazifeyle meşguldür. Ve o vazifeye isyan edemez. Güneş o büyüklüğü ile “ben bugün doğmayacağım, yada batmayacağım” diyerek Cebbar olan Allah’ın hükmüne karşı gelemez. Ay, kandil ve takvimcilik vazifesinden geri kalamaz. İnsandan başka her şey vazifesine gayet dikkat eder ve Cebbar-ı azim olan Allah’ın emrine boyun eğer, itaat eder. İşte vazifesini yaparak Allah’ın emrine itaat eden ve ona karşı gelemeyip boyun eğen her mahlukta ‘Cebbar’ ismi görünür.

Bizler bir tavuğun yumurtladığını, koyunun süt verdiğini gördüğümüzde hiç Allahın Cebbar ismini tefekkür ettik mi? Yada atın üzerine binmiş bir adamı gördüğümüzde, atı insana hizmet yapmaya zorlayan Allah’ı Cebbar ismiyle zikredip ona hamd ettik mi?

Çünkü insana itaat ettirilmiş ve vazifesine isyan edemeyen her mahlukta cebbar ismi tecelli eder. Evet kainatın zerrelerinden, semanın yıldızlarına kadar her şey Allah’a itaat ederek Cebbar ismine ayna oluyor ve onu Cebbar ismiyle tesbih ediyor. Yalnız bedbaht insanlar müstesna…

 İlk komut ile baş­lamış olan bu değişmeyen düzen son komuta kadar devam edip gidecektir.
Allah teala yalnız teşrii hükümlerinde insanları serbest bırakmıştır. Allah-u teala'nın teşrii yani insanları vazifelendi­ren dini bir takım hükümleri ve emirleri vardır ki, bunların üstünde cebbariyetini kaldırmış ve bu emirlerin yapılıp ya­pılmaması ve bu hükümlerin yerine getirilip getirilmemesi hususunda insanları mecburi değil, muhayyer bırakmıştır yani onların seçimlerine bırakılmıştır. Bir insan isterse dine uyar dindar olur, dinin hükümlerine göre yaşar; isterse dinsiz ve imansız olur. Tamamen serbesttir. Gerçi Allah-u teala insanları, kendini bilsinler ve kendine kul­luk etsinler diye yaratmıştır; fakat bu teklifi zorlama ile de­ğil, isteğe bağlı yapmış ve tamamen kendi arzularına bı­rakmıştır. Eğer Allah, diğer hususlarda olduğu gibi bu husus­ta da cebretmiş olsaydı, insanlar içinde Allah'tan başkasına ibadet eden bir fert bulunmazdı. Halbuki Allah'ın insanlara ve ibadetlerine ihtiyacı yoktur. Rabbimiz cc kendisine intisap ve kulluk şerefini, kullarının isteklerine bağlamıştır. İsteyen Allah'a kul olur, rızasını bulur. İsteyen heva ve hevesine köle olur.

Bu ism-i şerifin hükmüne göre kul ne yapmalı:
Kırılan ümitlerin canlanması, perişanlıkların iyi bir hale ve yola konması için tek merci Allahu teala ol­duğunu bilerek yanlış kapıya müracaat etmemeli ... Bu hususta Allah'ın yarattığı sebeplere tutunmayı kafi görmeli ve insanlara yüz suyu dökmemeli.

Bir de Allah'a asi vaziyette olanlar, Allah'ın azap ve cezası kendilerine gelip kuşatmadan derhal O'nun afv ve mağfire­tine, rahmetine sığınmalıdır. Çünkü vakti gelince azap onları ister istemez saracaktır. Sonra bunu önleyecek bir kuvvet ve ondan saklıyacak bir sığınak da bulamayacaklar­dır.
Allah'ın intikamına karşı tek çare: O intikam gelip çatma­dan yine Allah' a sığınmaktır.

2- Kullarının işlerini yoluna koyması ve eksikleri gidermesi

Allah Cebbardır. Kullarının işlerini yoluna koyar ve onların eksikliklerini giderir. Cebbar ismi bu manasıyla devamlı bizde tecelli eder; Bir işsizin iş bulması, siftah bile yapamayan bir esnafın işlerinin açılması, borçlunun borçtan kurtulması, dersleri zayıf olan bir öğrencinin derslerini düzeltmesi, yakacak odun kömürü olmayan bir ailenin bu ihtiyacının giderilmesi, eksik bir dosyanın evraklarının tamamlanması ve bunlar gibi işlerin yoluna konulup eksiklerin giderildiği bütün işlerde Allah’ın Cebbar ismi tecelli etmiştir.

Maddi alemde bu manasıyla tecelli eden Cebbar ismi manevi alemde tecelli ettiğinde kullarının hallerini ıslah eder, onlara tövbeyi nasip eder, ahlaklarını güzelleştirir, yapamadıkları ibadetleri onlara kolaylaştırır ve kulunun mana alemindeki eksikliklerini giderir.

Allah Cebbar ismi hürmetine maddi ve manevi işlerimizi yoluna koysun ve eksikliklerimizi gidersin.

3- Kırıkları onarması ve dertlere derman vermesi

Allahu teala Cabirdir, Cebbardır, kırılanları onarır, her türlü perişanlıkları düzeltir, yoluna kor, dertlere derman ihsan eder.

 Kırılan bir kalbin tesellisi Cebbar ismi ile olur. Kırılan bir kemik bu ismin tecellisiyle iyileşir. Tereddüt içinde bocalayanlara maddi ve manevi yollar gösterir, ihtiyaç sahiplerine imdat eder, ağır belalara düşen kullarının feryadına yetişir. Hastalar bu isimde şifa, dertliler dertlerine derman bulur. Demek ki hastaya şifa, dertliye deva, borçluya eda bu isim ile gönderilir. Küsler bu ismin tecellisi ile barışır,

Meselemiz Allah’ı tanımak ve her şeyde ona bir pencere açmak. Acaba kırılan bir eşyamızı birbirine yapıştırdığımızda, bu fiilin Cebbar isminin bir tecellisi olduğu hiç düşündük mü?

Veya borcumuz var ama ödeme imkanımız yok. Kara kara düşünürken hiç beklemediğimiz bir yerden gelen yardımla borcumuzu ödediğimizde, derdimize derman olan Allah’ı Cebbar ismiyle tefekkür ettik mi?

4- Çok büyük ve azametli padişah olması

Allah Cebbardır. Çok büyük ve azametli padişahtır. O öyle bir padişahtır ki; saltanatının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur. Onun saltanatından başka hiçbir saltanatın devamı da yoktur.

O öyle bir sultandır ki; sineğin kanadından, semavatın kandillerine kadar, bedenin hücrelerinden, semanın burçlarına kadar her şey O’nun mülküdür. O koca güneş O’nun mülkünde küçük bir lamba, yıldızlar birer kandil ve ay bir takvimcidir.

Evet kainatın sultanı birdir. Her şeyin anahtarı O’nun yanında, her şeyin dizgini O’nun elindedir. Her şey O’nun emriyle halledilir.

Bu manalar insana şunu ifade eder;

Kainatın Rabbini bulan her şeyi bulur. tüm minnetlerden ve korkulardan kurtulur. O’nu bulamayan ise hiçbir şey bulamaz. Bulsa bulsa başına bela bulur.


Esmaü'l Hüsna şerhi Ali Osman Tatlısu/ İ:Gazali Esmaü'l Hüsna

Hiç yorum yok: