9 Şubat 2020 Pazar

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Şirk İle Mücadelesi -5-


..... O’nun (cc) her ismi güzeldir ve önemlidir, ama özellikle vahyin iniş sürecinde varolan yaygın dini yapı ile mücadele ederken Kur’an’ın öne çıkardığı üç isim bizim için çok önemlidir. Bunlar, Rab, Allah ve Rahman’dır. Efendimiz’in (sas) şirk ile olan mücadelesini anlayabilmek için kısaca bu üç önemli isme değinmemizde fayda vardır.

RAB

Kur’an’ın tamamında Rab ismi tam 974 kez geçmektedir. 29 Bu yüce isme bu düzeyde bir vurgunun yapılması boşuna değildir. İnsanlık neyi en fazla ihmal etmişse ve edecekse, Kur’an onu gündeme taşımış ve ihmal edilen o alanı yeniden tesis etmenin yollarını aramıştır. İşte tevhidin üç önemli basamağından biri olan Rububiyyette Tevhid, ancak bu ismin doğru bir biçimde anlaşılması ile mümkündür. Bunun için de Kur’an işin başında bu ismi böyle bir düzeyde gündeme getirerek, ilk muhatapların zihin dünyalarında ve hayatlarında Rububiyyette Tevhid’in her boyutu ile inşa edilmesini sağlamıştır. Kur’an, muhataplarının zihin dünyalarına ve tabiî ki hayatlarına tevhid bilincini üç basamakta yerleştirmek istemektedir. 


1. Basamak: Rububiyette Tevhid 

2. Basamak: Ulûhiyette Tevhid 

3. Basamak: Ubudiyette Tevhid 

Bu üç basamağın Kur’an’ın nüzûl sürecinde yukarıdaki sıralama gözetilerek yapıldığına şahit oluruz. Çünkü Rububiyette Tevhid eğer Allah’ın istediği düzeyde bir bilinç ile oluşturulmaz ise, asla ulûhiyette bir tevhid sağlanamayacak, bu olmayınca da, ubudiyet yani ibadet sahasında da bir tevhid oluşamayacaktır. İşin başı Rububiyette Tevhid olduğu için Kur’an nüzûl sürecinde bu bilinci oluşturacak, en önemli isim olan Rab ismine bu düzeyde bir yer ayırmış, ilk nazil olan Alak Sûresi’nde iki kez bu isme vurgu yapmış, tedvinde ilk sırada yer olan Fatiha Sûresi’nde yine bu ismi öne almış, son iki sûre olan Felak ve Nas Sûreleri’nde bu yüce ismi anarak adeta kapanışı bile bu isim ile yapmıştır. 

İşin başında Rububiyetteki tevhid, Kur’an’a inanan ve İslamî daveti kabul edenlerle diğerlerini tamamen birbirinden ayırıyordu. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’de söz söylemeye başladığı zaman, Mekke putlarla donatılmış, her evde şahsi putlar olduğu gibi bir tevhid mabedi olan Kâbe içerisinde bile 360 put vardı. 360 put, çok çeşitli düşünce ve dinlerin figür ve temsillerinden oluşuyordu. Meryem ve İsa portreleri gibi Hırıstiyan inancını taşıyan ikonlar ve resimler olduğu gibi, Yemen, Şam ve Sasanilere ait kutsal figürler de vardı.30 Bu yönü ile Mekkeliler aslında din alanında oldukça çoğulcu ve müsamahalı bir yapıya sahiptiler. Peki, bu noktada şöyle bir soru sorsak; “Din alanından bu kadar çoğulcu ve hoşgörülü olan Mekke, neden aynı hoşgörüyü Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği dine karşı göstermedi? Neden bu davetin sesini kısmaya çalıştı?” Nedeni belli değil mi? Çünkü Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) dile getirdiği din, O’nun insanlara anlatmaya çalıştığı Allah, hayata müdahil oluyordu. Yani Rab’tı. Onlar ise Rablığı kendi aralarında taksim etmişlerdi. Eğer Muhammed’in getirdiği dinin rububiyet alanı olmasaydı, inanın Mekke ahalisi başta ekabir takımı olmak üzere, hiçbiri karşı çıkmaz, onu da bir zenginlik olarak görür, “Şimdiye kadar Kabe’de 360 put vardı, bir tane de –hâşâ- Muhammed’in tanrısının figürü olsun, 361 olsun ne olur ki” derlerdi. Ama Muhammed’in inandığı Allah Rabbü’l Alemin’de, elHak’tı. Hak gelince tüm batıl şeyler yok olurdu, yok olmaya mahkumdu. Bunun için onlar davete karşı çıktılar, bunun için onlar La ilahe illallah sözünü söylemekten çekindiler. Yoksa bugünün dünyasında olduğu gibi, Rububiyet temelinden yoksun bir din anlayışı o günün insanın dilinde olsaydı, en iyi Müslüman başta Ebû Cehil, Velid b. Muğire, Ümeyye b. Halef ve diğerleri olurdu. Bu gerçeklilikten dolayı Rab ismini çok iyi anlamak, kavramak ve hayatı Allah’ın rububiyetine uygun bir şekilde tanzim etmek gerekiyor. 

Devamı bir sonraki yazıda.

29 Abdulbaki, Muhammed Fuad; el-Mu’cemü’l-Müfehres, s. 350-367
30 Çelikkol, Yaşar; İslam Öncesi Mekke ,s. 150, 151

Muhammed Emin Yıldırım-Siyer usulu ders notları

https://www.siyervakfi.org/siyerusulu/siyer-usulu-22.pdf

Hiç yorum yok: