5 Şubat 2020 Çarşamba

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in Şirk İle Mücadelesi -1-


“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim. De ki: Allah her şeyin Rabbi iken ben ondan başka Rab mı arayacağım? Herkesin kazanacağı yalnız kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenmez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. Ve O, ayrılığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir.”
(En’âm Sûresi, 6/162-164) 


Hira

 Müşahhas tanrılar ne demektir? 
 Mücerred tanrılar ne demektir? 
 Put deyince neler anlaşılmalıdır? Puta tapma sadece Miladi 6. asrın bir sapması mıdır? 
 İnsanın hevâ ve heveslerini rab edinmesi nasıl anlaşılmalıdır? 
 Şirk konusuna, Kur’an’ın çokça yer vermesinin ve Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem bu mesele hakkında oldukça hassas olmasının hikmetleri nelerdir? 

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kendinden önceki diğer elçiler gibi bir ömür muhataplarına, “Kulu La ilahe illallah tuflihu/Allah’tan başka ilah yoktur deyin ve kurtulun!” deyip, onları her türlü şirkten arındırıp, el-Ahad ve el-Vahid olan Allah’ın birliğine/tevhide davet etmiştir. O’nun sallallahu aleyhi ve sellem bütün mücadelesi şirkin izalesi ve tevhidin hayata hakim kılınması üzerinedir. Bir önceki derste gördüğümüz gibi Allah’a ait olan alanları sahte tanrılara, putlara ya da şahıslara paylaştırıp şirke kapı açanları, tevhide ulaştırmak için ciddi bir gayret ortaya koymuştur. 

Geçen dersimizde Efendimiz’in sallallahu aleyhi ve sellem ilk muhataplarının yaygın bir hastalığı olan putçuluğa değinmiş, Kur’an’ın bazen açık isim vererek 1 bazen de isim vermeden, halkın yaygın olan bu dini yapısına karşı vermiş olduğu mücadeleyi görmüştük. O gün var olan o mücadelenin yeni başlamadığını ta ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem’in çocuklarına ulaşacak kadar zamanının eski olduğunu, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem döneminde de devam ettiğini, bugünde aynı sapmaların farklı şekillerle var olduğunu, dolayısıyla mücadelenin de kıyamete kadar da süreceğini unutmamamız gerekir. 

Bu noktada bir put tarifi yapmamız yerinde olacaktır. Put, kişinin Allah’a (cc) ait vasıf ve özellikleri kendisinde var olduğu kuruntusuna kapıldığı veya o özellikleri paylaştığı maddi-manevi her şeydir. Hal böyle olunca put sadece önünde tazim edilen bir takım nesneler olmakla sınırlı değil, insanı Allah’tan koparan, isyana sürükleyen, kulluk bilincini zedeleyen her türlü sapmanın adıdır. Dolayısı ile put denilen şeyler; insan, çeşitli hayvanlar veya bunların figürleri, kuş, ağaç ,taş veya maden gibi görünen müşahhas/somut varlıklardan oluştuğu gibi, herhangi maddi bir şekle dayanmayan mücerred/soyut varlıklardan da oluşabilir.

Bu hususu biraz daha açacak olursak, mesela; ilk günden bu tarafa insanlar, bazen Allah (cc) yanında meleklere, cinlere hatta şeytanlar gibi manevi varlıklara tapmışlardır. Yine insanlar Hristiyanlıkta olduğu gibi teslis inancını benimseyip, Allah yanında Meryem validemize ve Hz. İsa’ya Allah’a ait bazı vasıfları vermiş, onları ilah mesabesinde görerek şirke düşmüşlerdir. 3 Yahudiler ise Ezra dedikleri, Kur’an’ın ise Uzeyr dediği kendilerine gönderilen elçiye ilahlık vasıfları yükleyerek şirke düşmüşlerdir . 4 Bazı insanlar ise buzağı, kartal (nesr) veya başka bir hayvana farklı anlamlar yükleyerek şirke kapı açmışlardır. Başkaları ise bu sapmayı güneş, ay, yıldız gibi gök cisimlerinde yapmışlardır. Bir de geçen ders üzerinde durduğumuz gibi, insanların elleri ile yapıp, farklı mana ve anlamlar yükleyerek Lât, Uzzâ, Menât, Hubel ve benzeri isimlerle andıkları nesnelere tanrılık isnat edip putçuluk ile şirke düşmüşlerdir. Kur’an bu müşahhas/somut putların yanısıra mücerred/soyut putlardan da bahisler açarak, bu tarz sapmalara karşı da muhataplarını uyarmaktadır. 

Mücerred putların/tanrıların neler olduğuna gelince, .......

Devamı bir sonraki yazıda.

1 Necm Sûresi, 53/19-23; Nuh Sûresi 71/23

2 Yıldırım, Suat; Kur’an’da Ulûhiyyet, s. 4 
3 “Allah: ‘Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, ‘Beni ve anamı, Allah’tan başka iki tanrı bilin’ diye sen mi dedin,’ buyurduğu zaman o, Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.” Maide Sûresi, 5/116 
4 “Yahudiler: ‘Uzeyr Allah’ın oğludur,’ dediler. Hıristiyanlar da, ‘Mesih Allah’ın oğludur,’ dediler. Bu, ağızlarından çıkan (boş) sözleridir. Onlar önceden inkar etmiş olanların sözlerini taklid ediyorlar. Allah kahretsin onları. Nasıl gerçeklerden sapıyorlar?” Tevbe Sûresi, 9/30

Muhammed Emin Yıldırım-Siyer usulu ders notları

https://www.siyervakfi.org/siyerusulu/siyer-usulu-22.pdf

Hiç yorum yok: