13 Kasım 2018 Salı

BAKARA SÛRESİ 215. ayetin tefsiri


Nafile İnfakın Miktarı Ve Harcama Yerleri
215- Sana neyi infak edeceklerini so­rarlar. De ki: "İnfak edeceğiniz hayır, anne ve babanın, akrabaların, yetimle­rin yoksulların ve yolda kalmışların­dır. Her ne hayır işlerseniz muhakkak Allah onu hakkıyla bilir.”[24]


Nüzul Sebebi

İbni Cerîr et-Taberî, İbni Cüreyc'den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Müminler Allah'ın rasulüne mallarını nereye harcayacaklarına dair soru sor­dular. Bunun üzerine: "Sana neyi infak edeceklerini sorarlar; de ki: İnfak edece­ğiniz hayır..." ayeti nazil oldu.

İbnü'l-Münzirtn de Ebu Hayyan'dan rivayet ettiğine göre Amr b. el-Cemûh Resulullah (s.a.)'a: Mallarımızdan neyi infak edelim ve onları nereye harcayalım? diye sordu; bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. Ebu Salih yo­luyla gelen rivayette, İbni Abbas'ın şu sözleri de aynı istikamettedir: Bu ayet-i kerime ensardan olan Amr b. el-Cemûh hakkında nazil olmuştur. Kendisi pek çok malı olan yaşlı bir kimse idi. Ey Allah'ın rasulü, dedi, ben neyi tasadduk edeyim ve kime harcayayım? Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. [25]

Açıklaması

Ya Muhammed! Arkadaşların sana farz olan zekâtı değil de nafa­ka olarak neyi, nerede harcayacakları hakkında soru soruyorlar. Sen onlara şöylece cevap ver: Az veya çok her ne harcarsanız bunun sevabı yalnız size ait olacaktır. Harcama yerleri ise en yakın akraba oldukları için öncelikle anne ba­baya ve çocuklaradır. Daha sonra diğer akrabalar -yakınlık sırasına göre- gelir. Arkasından kendilerine bakanlar vefat etmiş yetimler, kazanmaktan aciz kal­mış miskinler gelir. Sonra da memleketlerine geri dönmek imkânını kaybetmiş yolda kalmış yolculara vermek gerekir. Kayıtsız şartsız olarak her türlü iyilik ve itaat yollarında yaptığınız infakların Allah karşılığını verecektir; çünkü O, her şeyi bilendir. Hiç bir şey O'ndan gizli kalmaz. O karşılık vermeyi ve yapıla­na sevap vermeyi unutmaz. Aksine iyiliğin kat kat sevabını verir.

Daha sahih kabul edilen görüşe göre bu ayet-i kerime muhkemdir. Neshedilmiş değildir. Çünkü bu ayet-i kerime nafile sadakayı beyan içindir. Zira in­fak edilecek şeyin miktarını tayin etmemektedir. Şer"an öngörülen zekâtın mik­tarının ise tayin edildiği icma ile kabul edilmiştir. [26]

İnfakta bulunulacak tarafların sıralanışı Ahmed ve Nesaî'nin Ebu Hureyre'den yaptığı rivayette şöylece ortaya konmaktadır: Peygamber (s.a.) buyurdu ki: "Sadaka veriniz!" Adamın birisi yanımda bir dinar var, deyince: Hz. Pey­gamber: "Onu kendine tasadduk et!" diye buyurdu. Adam: Bende bir başka dinar daha var, deyince Hz. Peygamber: "Onu da hanımına tasadduk et!" diye buyurdu. Yine adam: Bende bir dinar daha var, deyince; Hz. Peygamber bu se­fer: "Onu da çocuğuna harca" diye buyurdu. Adam: Bir dinarım daha var, de­yince Hz. Peygamber: "Onu da hizmetçine tasadduk et!" diye buyurdu. Yine adam: Bende bir diğer dinar daha var; deyince Hz. Peygamber: "Onu artık ne yapacağını sen daha iyi bilirsin!" diye buyurdu.

Atâ'dan gelmiş bir diğer rivayete göre bu ayet-i kerime Resulullah (s.a.)'m hu­zuruna gelen bir adam hakkında nazil olmuştur. Bu adam gelip şöyle demiş: Benim bir dinarım var. Hz. Peygamber: "Onu kendine harca!" diye buyurmuş. Adam: Be­nim iki dinarım var, deyince Hz. Peygamber "O ikinci dinarını ailene harca!" diye buyurmuş. Adam: Üç dinarım var! deyince Hz. Peygamber: "Onu hizmetçine har­ca!" diye buyurmuş. Adam: Benim dört dinarım var, deyince Hz. Peygamber "Onu anne babana harca" diye buyurmuş. Adam: Beş dinarım var, deyince; Hz. Peygam­ber: "Onu yakınlarına harca!" diye buyurmuş. Adam: Benim altı dinarım var, de­yince Hz. Peygamber: "Allah yolunda infak et ve o, bunların en alt derecesidir."

Ayet-i kerime anne babaya ve yakın akrabaya verilen tatavvu' sadakanın daha faziletli olduğunu beyan etmektedir. Bunun delili de Resulullah (s.a.)'ın şu buyruğudur: "Ey kadınlar topluluğu! Süs eşyanızla dahi olsa tasaddukta bulununuz." Abdullah b. Mes'ud'un hanımı Zeyneb kocasına şöyle dedi: Benim gördüğüm kadarıyla sen eli dar birisisin. Sana verdiğim takdirde sadaka yerine geçecekse onu sana vereyim. Daha sonra Resulullah (s.a.)'ın yanına varıp ona şöyle sordu: Himayemde bakmam gereken yetimler varken kocama verdiğim takdirde bu verdiğim benim için sadaka yerine geçer mi? Hz. Peygamber ona şöyle buyurdu: "Senin için iki ecir olur. Birisi sadaka ecri, öbürü yakınlık dola­yısıyla ecir." Bir diğer rivayette şöyle buyurulmaktadır: "Kocan ve çocukların kendilerine tasaddukta bulunduğun kimseler arasında en lâyık olanlardır." Müslim'in Hz. Cabir'den rivayetine göre de Resulullah (s.a.) şöyle buyurmuş­tur: "Önce kendinden başlayarak nefsine tasaddukta bulun." Nesaî ve başkala­rının rivayetine göre de Resulullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Veren el üstteki (olan) eldir. Babana, annene, kızkardeşine, kardeşine ve sırasıyla yakınlarına (ver)." Şüphesiz akrabalara karşı şefkat daha ileri derecededir. Sana karşı kö­tü duygular besleyen akrabayı gözetmek ise ihlâsı daha bir yerleştiricidir.[27]

Neyin harcanacağı sorulmakla birlikte ayet-i kerimedeki cevabın kimlere harcanacağını beyan etmesi "üslubu hakîm" yolu iledir. Onlar bir şey hakkında soru sormuşken ondan daha önemli bir şeye cevap verilmektedir ki, o da harcama yapılacak yerlerdir. Çünkü infak, yerini bulmadıkça hayrı tahakkuk ettiremez. [28]



[24] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 1/


[25] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 1/517.


[26] Cassâs, Ahkâmu'l-Kur'an, 1/320.


[27] İbnü'l-Arabî, Ahkâmu'l-Kur'an, 1/146.

[28] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 1/518-519

Hiç yorum yok: