5 Temmuz 2017 Çarşamba

Allah Kimin İçin Hayır Dilerse Onu Dinde Anlayış Sahibi Kılar

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.

"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
   
3. BÖLÜM İLİM

13. Allah Kimin İçin Hayır Dilerse Onu Dinde Anlayış Sahibi Kılar
71- Muaviye 
radıyallahu anh şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle dediğini işittim:

"Allah kimin için hayır dilerse onu dinde anlayış sahibi kılar. Ben yalnızca taksim eden bir kişiyim, veren Allah'tır. Allah'ın emri gelin­ceye (kıyamet kopuncaya) kadar bu ümmet Allah'ın emri üzere kala­cak, muhalefet edenler onlara zarar veremeyeceklerdir."
[Hadisin geçtiği diğer yerler:3116,3641,7312,7460]

Açıklama

Bu hadis üç hüküm içermektedir:

1. Dinde tefakkuhun (anlayış sahibi olmanın/fıkıhta derinleşmenin) fazileti

2. Mal ve mülkü verenin hakikatte Allah olduğu

3. Bu ümmetin bir bölümünün kıyamete kadar hak üzerinde sabit kalacağı

Birinci hakikat ilim konusuna, ikinci hakikat sadakalar (zekat vb.) konusuna, üçüncü hakikat kıyamet alametleri ile ilgili bölüme uygundur. "Allah'ın emri ge­linceye kadar" sözünde yer alan "Allah'ın emri" kalbinde imandan bir şey bulu­nanların ruhunu kabzedecek olan rüzgardır ki bundan sonra yeryüzünde insan­ların en kötüleri kalacak, kıyamet de onların üzerine kopacaktır.

Bunların üçü de diğer bir açıdan ilim konuları ile hatta bu başlık ile doğru­dan doğruya ilgilidir. Çünkü bu hadis; Allah'ın dininde anlayış sahibi/derin fıkhı bilgiye sahip kişiler için iyiliğin söz konusu olduğunu, bunun yalnızca kişisel çaba ile kazanılamayacağını, aksine Allah'ın nasip ettiği kişilerin buna sahip olacağını, buna sahip olanların kıyamete kadar mevcut olacağını belirtmektedir.

Buhârî bunlardan kasdedilenin hadis âlimleri olduğunu belirtmiştir.

Ahmed b. Hanbel "Burada kasdedilenler hadis âlimleri değil ise başka kim olabilir bilmiyorum!" demiştir.

Kadı Iyaz "Ahmed b. Hanbel bununla ehl-i sünnet ve hadis âlimleri gibi ina­nanları kasdetmiştir" demiştir.

Nevevî "Bunların mücâhid, fakîh, muhaddis, zâhid, iyiliği emreden vb. ha­yırları yapan müminlerden, Allah'ın emirlerini yerine getirenlerden bir grup ol­ması muhtemeldir. Bunların bir yerde toplanmış olması şart değildir. Ayrı ayrı olmaları da mümkündür" demiştir.

Bu hadisten şu hususlar anlaşılır: Dinde anlayış sahibi olmayan, yani İslâm­'ın temel kurallarını ve bunlara ilişkin fıkıh ve inanç ile ilgili detayları öğrenme­yen kişilerin hayırdan mahrum olduğunu gösterir. Ayrıca âlimlerin diğer insanlar üzerinde bariz bir şekilde üstünlüğünün bulunduğunu, dinde derin fıkhı bilgi sahibi olmanın da diğer ilimler üzerinde bir üstünlüğünün olduğunu göstermek­tedir.


Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR 

Hiç yorum yok: