4 Temmuz 2017 Salı

Allah'ı Rab Edinmek

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.

İslâm, hayata ve topluma hakim olmak, onu yönetmek yönlendirmek ve insanların seyir ve hareketlerini Allah'ın emirlerine göre düzenlemek isteyen bir nizâmdır.

Allah, hükümlerini, uygulansın, insanların ilişkilerine hükmetsin, hayatın akışını O'nun emir ve yasaklarına ,Kendi koyduğu hüküm ve şeriatına uygun bir şekilde düzenlensin diye indirdi.

En kapsamlı şeriata sahip İslâm'da, Yaratan hükümlerini, mahlûkatının faydasına olan şeylerin nizâma sokulması için koymuştur.


 Rabbimiz, insanın, dünya ve ahiret mutluluğu elde edebilmesini, farklılıklarına rağmen bir arada kargaşadan, zulümden, huzursuzluktan uzak yaşayabilmesini, her canlının yeryüzünde can ve mal güvenliğine sahip bir şekilde yaşayabilmesini dilemiştir. Bu nedenle, yarattığını en iyi bilen olarak, kullara dokunacak zararların uzaklaştırılması, adâlet ve kâmil bir nizâmın yeryüzünde hâkim olması için hükümler bildirmiştir.

-İslâm, kâmil bir dünya görüşü verir. Fesada düşmeksizin, kâinatın tamamını izah eder.

"Sen ilâhi kanunlarda bir değişiklik bulamazsın. Sen ilâhi kanunlarda bir başkalaşma da bulamazsın."-Fâtır Suresi,43.Âyet-i Kerime-

-İslâm, insanın bütün tavırlarını kapsayan kurallar getirir.

-İslâmi nizâmda, aklî, bedenî, ahlâkî, askerî, sosyal, iktisâdi, siyâsi, ilmî, edebî, meslekî, fennî, cinsî gibi, hayatın tamamını kapsayan konu ve hallerle ilgili mûhkem hükümler vardır.

Allah'ı Rab olarak kabul etmemiz demek, yeryüzünde ki tüm işlerimizi, Allah ve -Allah'ın emri ile- Resûlü'nün hükmü üzere düzenlememiz ve yaşamamız demektir.

Allah'ı Rab edinmek, hayatımızı hükmüne uygun biçimlendirmek ,Yaradan'ımız tarafından mükerrem görülen insana ,lâyık olduğu kalitede bir hayatı yaşatır.

"Allah ve Resûl'ü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah a ve Resul'üne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapıtmıştır."-Ahzâb Suresi 36. Âyet-i Kerime-

Günlük bireysel ve toplumsal faaliyetleri -siyâsi,sosyal,ekonomik,iktisâdi,..- Allah'ın hükmünün dışında bırakmak cahiliye zihniyetine geri dönmek olur.

Oysa, yağmuru yağdıranın Allah olduğuna inanan ancak yeryüzünde kendi işlerimizin hükmünü bizler veririz diyerek dünya işlerine Yaradan'ı karıştırmayan, kısacası ; Allah'ı Rab edinmeyen müşrik toplum, cehennemle müjdelenmiştir.

"Andolsun, eğer onlara, 'gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümden sonra diriltti?' diye soracak olsan, mutlaka,

'Allah'diyeceklerdir. "-Ankebût Suresi,63. Âyet-i Kerime-

"Yüzlerin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, 'Keşke Allah'a ve Resûl'e itâat etseydik' diyecekler."-Ahzâb Suresi,66. Âyet-i Kerime-

Hükmün olduğu yerde kendi akıl ve nefsimize uyarak, hayatımıza farklı sınırlar koymamız demek aklımızı ve nefsimizi Rab edinmemiz demektir!

Allah ve Resul'ünün hükmünün olduğu yerde, şeriata aykırı bir hükme gönül rızasıyla uymak, Allah'a rağmen başka ilahlar edinmek ve şirkin ateşine düşmek demektir!

Adiy b. Hattım radıyAllahu anh, Resûlullah aleyhisselâtu vesselâm'ın yanına girdiğinde Resûlullah,

"Haham'larını ve rahiplerini Allah'tan ayrı rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa kendilerine yalnız tek ilâh olan Allah'a ibâdet etmeleri emredilmişti. O'ndan başka ilah yoktur. O onların ortak koştukları şeyden münezzehtir." Tevbe suresi,31 Âyet'ini okuyordu.

Adiy,

"Ya Resûlullah,hahamlara ve rahiplere ibadet etmiyorlardı." dedi.

Resûlullah aleyhisselâtu vesselâm şöyle buyurdu;

"Hahamlar ve rahipler Allah'ın helal kıldığını haram kılıyorlar, onlar da bunu haram kabul etmiyorlar mıydı? Allah'ın haram kıldığını da helal sayıyorlar ve onlar da bunu helal saymıyorlar mıydı?"

Adiy,

"Evet" dedi.

Resulullah aleyhisselatu vesselam ise,

"İşte bu onlara ibadetleridir."buyurdu.-Tirmiz'i,Tefsir, IX/10;Alusi,4/84-

"Yoksa onlar cahiliyye idaresini mi istiyorlar? İyi anlayışlı bir toplum için, hüküm koyma yönünden Allah’dan daha güzel kim vardır?” -Mâide, 50.Âyet-i Kerime-

Bizler, müminler olarak, geri dönüşün kaçınılmaz şekilde kendisine olunan Allah'a, -O bizden ,biz O'ndan razı olarak- kavuşmak maksadıyla, hayatın her alanına dâir tüm sınırlarımızı dinimizi referans alarak belirleriz.

Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR

Hiç yorum yok: