Mücadelede istikamet üzere olmak gerektir. İstikamet doğruluk, dürüstlük, her çeşit işte itidal üzere bulunma, adalet ve doğruluktan ayrılmayıp din ve akıl dairesinde yürüme demektir. Din ve dünya ile ilgili vazifelerini emrolunduğu gibi yapmaya çalışan bir Müslüman dosdoğru bir insandır. “Bizi dosdoğru olan yola ilet" (Fatiha: 3) ayetinin devamında, bu yolun kendilerine nimet verdiklerinin yolu olduğu açıklanır. Bu nimet verilenler de peygamberler, sıddîklar, şehidler ve Allah'ın salih kullarıdır. Mü’min, Allah'ın salih ve sadık kulları ile beraber olur, onları sever, ilim ve sohbet meclislerinde bulunursa Cenâb-ı Hak onun doğru yolu bulmasını ve onda devamını kolaylaştırır.
İstikamet Allah ve resulün bildirdiği (sırat-ı müstakim) kurallara göre doğrularımızı belirlemektir.
İstikamet, hem yönün hem de yürüyüşün doğru olmasını gerektirir.
Herhangi bir yolda azimle ilerlemek başarı getirir, fakat yürüyeceğimiz yolun seçimi bize bırakılmadığı için başarı veya başarısızlığa kanmadan sabırla yürüyüşe devam etmek gerekir.
Takva toplumu anlayışına uygun olarak yapılan işlerde, ortalamayı değil kaliteyi önemsemeliyiz. İş yapma şeklimiz, o işin en iyi yapılma şekli olmalıdır.
Fert veya cemaat olarak tarzımız, olabildiğince açıklık içinde olmalıdır. Bunun kendine güvenin bir işareti olduğu; yapılan yanlışların gizlenememesi gibi bir riski / güvenceyi de beraberinde taşıdığı unutulmamalıdır. İnsanları gizeme çağırmamalıyız / gizem peşinde koşan insanların tercihi olmamalıyız.
Hareketli ve harekette istikrarlı, gelişmeye açık kişilikler olmalı, bunları desteklemeliyiz.
İslamî bir temeli olmayan, davete veya cemaate zarar veren davranışlardan ve kişilik özelliklerinden vazgeçilmelidir.
Yaşı, mesleği vb. özellikleri ne olursa olsun her fert müsavidir: Eğitim / tebliğ / infak / cehd herkes için ortaktır. Bu kapsamda Cemaat içinde o fert için oluşan rol ne ise, ona tabi olmalıdır. Bireyin mücadeleye katılımı oranında konumu etkilenir.
Kardeşlik ortak bir bilgi temeli ve anlayışlarla desteklenir. Amaç ve metot konusunda benzer düşünmeye başlayan insanlar yolculuğun gereklerini paylaşmakta istekli ve organize olacaklardır.
Sorumluluk Allah’a karşı olduğundan her fert, dünyevî bir ödül veya ceza beklemeden elini taşın altına koymalıdır.
http://rahle.org/abdullah-egilmez-yazarinin-ilay-i-kelimetullah-icin-mucadele-yazisi-342
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder