Mücadele imanın gereğidir; iman tavır gerektirir. Asıl olan imanın gerektirdiği tavrı gösterip bedeline razı olmaktır.
Mücadele muttaki insanın azığıdır, takvanın gereğidir. Mücadeleyi anlamlı kılan bilinçli olmasıdır. Zaten yapacağı bir eylemi Allah rızasına uygun biçimde yerine getirerek sevap kazanma anlayışının her an diri tutulmasıyla benlik, her an Rabbin huzurunda olacaktır. Zaten takvanın zirvesi ihsan da budur. Bu dirilik kimliğin muhafazasını da sağlar.
Mücadele imanın gerek şartlarındandır. Mücadelesiz bir iman aşınmalara açıktır. Şeytan ve yandaşlarının her türlü hile ve desiseyle saptırıcı, alçaltıcı çabaları karşısında iman erozyona açıktır. Her gün onlarca saniye karşılaşılan bu etkiler karşısında imanı koruyacak olan selim bir kalptir. Selim bir kalp Allah'ın nuruyla dolan bir kalptir. Allah'ın adını bile kullanarak yoldan çıkarma gayretindeki şeytana (Fatır: 5) karşı ancak iman üzere çabalayan bir insan direnebilir. Bataklığı kurutmadan gül bahçesi aynı yerde yeşermez. Müslüman yaşam alanını imanî değerlerin esenlik iklimine çevirebildiği ölçüde şeytan ve tağutların saptırma ve zulmünden emin olur ve hem kendisinin ve hem de ehlinin imanını koruyarak “Müslümanca bir ölüm” ile (Araf: 126) Rabbine gidebilmenin yolunu teminat altına almış olur.
Mücadele mustaz’af insanların yaşama ümididir. (Nisa:75) Zira zalimlerin zulümatı (oluşturdukları kaotik karanlık hava) altında bunalmış, değil tarihi, kendi küçük dünyalarında bile yaşam koşullarını kendi lehlerine çevirebilmekten aciz insanlar için kurtuluşun kaynağıdır. Onlar Allah'a dönerek kendi acziyetlerini ortaya koyarak bir kurtarıcı ummaktadırlar. Mücadelenin sürüyor olması onları yaşama bağlayıcı bir unsur olacaktır. Bu gayretlerin varlığı bir gün muhakkak yeryüzünde ıslahın ve imarın sağlanacağının alametidir. İnsanlık onurunun muhafazası, izzetli şekilde bir hayat için sahiplenilen değerlerin yaşanılır olması gereklidir.
Mücadele yeryüzünün fesattan arındırılarak imar edilmesinin yoludur. Zulmün her zerresinin durdurulması, fitnenin her noktasının temizlenmesi, dünyanın her karışında Allah’ın dininin yaşanmasını kendine hedef koyacak ve bunun için durmaksızın mücadele edecek bir anlayış yaşam tarzı haline getirilmelidir.
İman / küfür çizgisiyle oluşan ayrılık ve iki toplum vakasının bilinciyle yürüyecek bir mücadele “Onları affet ve onlardan yüz çevir”den, “küfrün önderleriyle savaş” emrine kadar giden bir mücadele çizgisidir bu.
“Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetli” (Maide: 54) olmak ve “münkere el, dil ve kalp ile tavır almak” bu mücadelenin şeklini belirleyen düsturlardandır.
http://rahle.org/abdullah-egilmez-yazarinin-ilay-i-kelimetullah-icin-mucadele-yazisi-342
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder