5 Ocak 2019 Cumartesi
NİSA SÛRESİ 2. ayetin tefsiri
Yetimlerin Mallarını Yemenin Haram Kılınması
2- Yetimlere de mallanın verin. Temizi murdara değişmeyin ve onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin, çünkü bu büyük bir günahtır.
Nüzul Sebebi
Mukâtil ve el-Kelbî der ki: Bu ayet-i kerime Gatafanlı bir adam hakkında nazil olmuştur. Bu kişinin yanında çokça malı bulunan ve kardeşinin oğlu olan yetim bir çocuk vardı. Bu çocuk bulûğ yaşına gelince malını istedi. Amcası malı ona vermek istemedi. Peygamber (s.a.)'in yanına gidip davalaştılar. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu. Amca bu ayet-i kerimeyi işitince, "Allah ve Rasulüne itaat ettik, biz pek büyük günahtan Allah'a sığınırız" dedi ve çocuğa malını verdi. Resulullah (s.a.) şöyle buyurdu: "İşte her kim nefsinin cimriliğinden korunur ise ve bu şekilde cimriliğinden vazgeçip geri dönerse o güzel yurduna yerleşir." Yani cennetine konaklar. Delikanlı (amcasından) malını alınca Allah yolunda infak etti. Peygamber (s.a.) de şöyle buyurdu: "Ecir sabit oldu, günah kaldı." Ey Allah'ın Rasulü, dediler, ecrin sabit olduğunun ne anlama geldiğini bildik. O Allah yolunda infak ettiği halde günah nasıl olur da olduğu gibi kalır? Resulullah (s.a.) şöyle buyurdu: "Delikanlı için ecir sabit oldu, babası aleyhine ise günah kaldı." [3]
Açıklaması
Ayet-i kerimenin konusu: Yüce Allah ergenlik yaşına geldikleri takdirde yetimlere mallarının tam ve eksiksiz olarak verilmesini emretmekte, mallarını vasilerin kendi mallarına katmalarını yasaklamaktadır. Hitap, mal ellerinde yetimler de yanlarında bulunduğu sürece vasilere yöneliktir.
İşte bu, takvanın değişik hallerinin açıklanmasının bir başlangıcıdır. Takvanın başı ise -Yüce Allah sıla-i rahimi ve akrabalık bağını hatırlattıktan sonra- zayıf ve güçsüz yetimlerin mallarını korumaktır.
Anlamı şudur: Ey yetimlerin vasileri olanlar! Ergenlik yaşına geldikten sonra yetimlere mallarını tam ve eksiksiz olarak veriniz. Onlar küçüken harcamalarını mallarından yapınız. Onların mallarından herhangi bir şeyi kendi mallarınıza katmayınız. Burada, malları telef eden diğer tasarruflar ve çeşitli yararlanma yollarını ifade etmek üzere "yemek" tabirini kullandı. Çünkü tasarrufların pek çoğu yemek için yapılır. Yüce Allah'ın, "(ilâ) = e, a" harf-i çeri burada "ile birlikte" ya da gerçek manasına kullanılmış olabilir. Yani onların mallarını yemek hususunda kendi mallarınıza katmayın, eklemeyin. Çünkü sizler ne yapacak olursanız Allah'ın lütfuyla kazanmış olduğunuz kendi malınız olan helâl bir şeyi, yetimlerin malları olup sizin için haram olana değişmiş olursunuz. Böyle bir yemek büyük bir günah, büyük bir vebaldir. Rivayet edildiğine göre onlar -İslâm'dan veya bu ayetin nüzulünden-önceleri zayıf koyun verir, yerine semiz bir koyun alırlardı. Böyle davranmaları yasaklandı.
Yetim, mutlak olarak babası ölmüş kimseye denir. Fakat önceden de açıklandığı gibi şeriat ve örfte bu tahsis edilmiş bulunmaktadır. Çünkü Resulullah (s.a.) -Ebu Davud'un Ali (r.a.)'den rivayetine göre- şöyle buyurmuştur: "Ergenlik yaşından sonra yetimlik olmaz."
Ayet-i kerime yetimlere mallarının verilmesi hususunda zahiri üzeredir ve ergenlik yaşına gelmeden önce mallarının onlara verilmemesi anlamında değildir. Burada yetimlere mallarının verilmesi mecaz yoluyla o mallara kötü bir maksatla el uzatmadan onları sağ salim sahibine bırakmak demektir. Buna delil ise sonraki, "Yetimleri ... deneyin." (Nisa, 4/6) ayetidir. Yani ergenlik yaşına geldikleri vakit mallarını teslim alabilecek durumda olup olmadıklarını deneyiniz. Bu ayet-i kerime ergenlik ve reşitliğin gerçekleşmesi halinde fiilen mallarının yetimlere teslim edilmesine bir teşviktir. "Yetimlere de mallarını verin" ayeti ise ergenlik yaşına gelip reşit oldukları vakit mallarının kendilerine teslim edilmesi için yetimlerin mallarının korunmasını teşvik etmektedir.
Fakat daha uygun olan "verme"nin gerçek anlamı ile kullanılmış olmasıdır ki, bu da fiilen vermek demektir. Buna göre "yetimler" kelimesi ise daha önceki durumları nazarı itibara alınarak kullanılmış mecazî bir tabirdir. Bu şekilde yetimlik tabirinin kullanılmasının sebebi küçüklükleri üzerinden fazla bir zaman geçmeden mallarını kendilerine vermekte eli çabuk tutup acele etmenin vücubuna işaret etmektir. Çünkü yetimlik zayıflıktır. Bu ise merhameti, iffeti gerektirir. Adeta yetim adı ergenlikten sonra da devam ediyor gibi bir intiba verilmiştir. Usûl-i fıkıhta bu gibi anlatımlara nassın işareti adı verilir. [4]
[3] el-Vahidî, Esbâbu'n-Nüzul, s. 81.
Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 2/475-476.
[4] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 2/476-477.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder