"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
4. BÖLÜM ABDEST
34. Abdestin Yalnızca Ön Ve Arkadan Çıkan Şey Sebebiyle Gerekli Olduğunu Kabul Eden Kimselerin Görüşü
Yüce Allah "...yahut biriniz tuvaletten gelirse..."[el-Maide,5/6] buyurmuştur.
Ata, makadından kurtçuk veya cinsel organından bit çıkan kimse hakkında "abdestini yenilemesi gerekir" demiştir.
Câbir İbn Abdullah şöyle demiştir: "Kişi namazda iken kahkaha ile gülerse abdestini tekrarlamaksızın namazını yeniden kılar."
Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Kişi abdestli iken saçını koparır, tırnağını keser veya mestlerini çıkarırsa yeniden abdest alması gerekmez."
Ebû Hureyre şöyle demiştir: "Abdest ancak hadesten (abdestsizlikten) dolayı gerekir."
Câbir'den rivayet edildiğine göre "Hz. Peygamber
Sallallahü Aleyhi ve Sellem Zâtü'rrikâ gazvesinde idi. Birine namazda iken ok atıldı. Adamdan çokça kan geldiği halde adam rüku ve secde etti, namazına devam etti."
Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Müslümanlar ötedenberi yaraları ile birlikte (yaralarından kan geldiği halde) namaz kılmaya devam ederler."
Tavus, Muhammed İbn Ali, Atâ ve Hicazlılar "Kandan dolayı abdest gerekmez" demişlerdir.
İbn Ömer sivilcesini sıktı, ondan kan çıktı ancak abdest almadı. İbn Ebî Evfâ kan tükürdüğü halde namazına devam etti.
İbn Ömer ve Hasan-ı Basrî kan aldıran (hacamat yaptıran) kimse hakkında "Kan aldırdığı yerleri yıkaması dışında başka bir şey yapmasına gerek yoktur" demişlerdir.
Açıklama
Bu bölüm başlığında, bedende ön ve arkadan başka yerlerden çıkan bir şey sebebi ile abdesti gerekli görmeyenlerin görüşlerine yer verilmiştir. Buharı bununla, bedenden ön ve arka dışında çıkan kusmuk, kan aldırma vb. şeylerden dolayı abdesti gerekli gören muhalif görüşe işaret etmiştir.
Şöyle denilebilir: (Ön ve arkadan çıkan şeyler dışında) abdesti bozmada dikkate alınan durumlar şu ikisine indirgenebilir:
1. Uyku (çünkü uyku kişiden yel çıkma ihtimalini barındırır),
2. Kadına dokunmak, kendi cinsel organını tutmak (çünkü bunlar erkekten mezi çıkma ihtimalini barındırır).
Zâtü'r-rikâ gazvesi hakkında ayrıntılı açıklama ileride gelecektir.[4125 nolu hadis]
Buhârî Zâtü'r-rikâ gazvesi ile ilgili hadisten sonra Hasan-ı Basrî'nin "Müslümanlar ötedenberi yaraları ile birlikte (yaralarından kan geldiği halde) namaz kılmaya devam ederler" sözüne yer vermiştir. Buradan ilk anda Buhârî'nin namazda kan çıkmasının namazı bozmayacağı görüşünde olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Hz. Ömer'in yarasından kan çıktığı halde namaz kıldığı sahih olarak rivayet edilmiştir.
Leys'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kan aldıran kişinin kan aldırdığı yeri silmesi yeterli olur, bu şekilde namaz kılabilir. Kan aldırma yerini yıkaması gerekmez."
176- Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in
Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğunu söylemistir:
"Kişi mescidde namazı beklediğinde, abdestini bozmadığı sürece namazdaymış gibi sevap alır. [40]
Yabancı bir adam: "Hades nedir ey Ebû Hureyre?" dîye sordu.
Ebû Hureyre de radıyallâhu anh: "Sesli yellenmektir" dedi.
Açıklama
Burada kasdedilen, kişinin namazı beklediği sürece namaz sevabı almasıdır.
Yabancı bir adam ifadesi ile arap olsun ya da olmasın Arapçayı fasih olarak konuşamayan bir kimse kasdedilmektedir.
Ebû Hureyre bu hadiste abdestsizliği "sesli olarak yellenmek" şeklinde açıklamıştır. Ebû Dâvud ve diğerlerinin rivayetindeki "Abdest ancak sesli veya sessiz yellenmekten dolayı gerekir" ifadesi de bunu desteklemektedir.
Abdesti bozan daha şiddetli durumlar bulunduğu halde Ebû Hureyre'nin yalnızca bu ikisini zikretmesinin sebebi, kişiden mescitte genellikle bu ikisi dışındakilerin çıkmamasıdır. İlk anda anlaşıldığına göre soru da zaten özel bir abdestsizlik, yani çoğunlukla namazda karşılaşılan abdestsizlik ile ilgili olarak sorulmuştur. Nitekim Abdest bölümünün başında buna işaret edilmiştir.[41]
177- Abbâd İbn Temîm, amcasından o da Hz. Peygamber'den Sallallahü Aleyhi ve Sellem şunu rivayet etmiştir:
"Kişi bir ses veya koku duymadıkça namazını terk etmesin."
178- Muhammed İbnü'l-Hanefiyye, Hz. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Ben kendisinden çok mezi gelen bir kimseydim. Bunu Resûlullah'a sormaktan utandım. Mikdâd İbnü'l-Esved'e sormasını emrettim. O da Hz. Peygamber'e Sallallahü Aleyhi ve Sellem bunu sordu.
Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem "Ondan (meziden) dolayı abdest gerekir"' buyurdu.
Açıklama
Bu konuda açıklama Gusül bölümünde gelecektir.[269 nolu hadis]
İlim bölümünün başında bu hadisin başka bir yolla rivayeti geçmişti.
Buhâri hadisi burada, iki çıkış yolunun birinden (erkeğin cinsel organından) çıkan mezinin abdesti gerektirdiğine dair delil olarak getirmiştir.
179- Zeyd İbn Hâlid şöyle demiştir:
Osman İbn Affan'a: "Kişi eşiyle ilişkide bulunduğunda kendisinden meni gelmezse (ne olur)?" diye sordum.
Osman şöyle dedi: "Namaz abdesti gibi abdest alır, ayrıca cinsel organını yıkar". Hz. Osman "Bunu Resûlullah'tan Sallallahü Aleyhi ve Sellem duydum" dedi.
Bunu Ali, Zübeyr, Taiha ve Ubey İbn Kâ'b'a radıyallahu anhum sordum onlar da böyle (aynı şeyi) söylediler. [Hadisin geçtiği diğer yer:292]
Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "Müslümanlar ötedenberi yaraları ile birlikte (yaralarından kan geldiği halde) namaz kılmaya devam ederler."
Tavus, Muhammed İbn Ali, Atâ ve Hicazlılar "Kandan dolayı abdest gerekmez" demişlerdir.
İbn Ömer sivilcesini sıktı, ondan kan çıktı ancak abdest almadı. İbn Ebî Evfâ kan tükürdüğü halde namazına devam etti.
İbn Ömer ve Hasan-ı Basrî kan aldıran (hacamat yaptıran) kimse hakkında "Kan aldırdığı yerleri yıkaması dışında başka bir şey yapmasına gerek yoktur" demişlerdir.
Açıklama
Bu bölüm başlığında, bedende ön ve arkadan başka yerlerden çıkan bir şey sebebi ile abdesti gerekli görmeyenlerin görüşlerine yer verilmiştir. Buharı bununla, bedenden ön ve arka dışında çıkan kusmuk, kan aldırma vb. şeylerden dolayı abdesti gerekli gören muhalif görüşe işaret etmiştir.
Şöyle denilebilir: (Ön ve arkadan çıkan şeyler dışında) abdesti bozmada dikkate alınan durumlar şu ikisine indirgenebilir:
1. Uyku (çünkü uyku kişiden yel çıkma ihtimalini barındırır),
2. Kadına dokunmak, kendi cinsel organını tutmak (çünkü bunlar erkekten mezi çıkma ihtimalini barındırır).
Zâtü'r-rikâ gazvesi hakkında ayrıntılı açıklama ileride gelecektir.[4125 nolu hadis]
Buhârî Zâtü'r-rikâ gazvesi ile ilgili hadisten sonra Hasan-ı Basrî'nin "Müslümanlar ötedenberi yaraları ile birlikte (yaralarından kan geldiği halde) namaz kılmaya devam ederler" sözüne yer vermiştir. Buradan ilk anda Buhârî'nin namazda kan çıkmasının namazı bozmayacağı görüşünde olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Hz. Ömer'in yarasından kan çıktığı halde namaz kıldığı sahih olarak rivayet edilmiştir.
Leys'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kan aldıran kişinin kan aldırdığı yeri silmesi yeterli olur, bu şekilde namaz kılabilir. Kan aldırma yerini yıkaması gerekmez."
176- Ebû Hureyre, Hz. Peygamber'in
Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurduğunu söylemistir:
"Kişi mescidde namazı beklediğinde, abdestini bozmadığı sürece namazdaymış gibi sevap alır. [40]
Yabancı bir adam: "Hades nedir ey Ebû Hureyre?" dîye sordu.
Ebû Hureyre de radıyallâhu anh: "Sesli yellenmektir" dedi.
Açıklama
Burada kasdedilen, kişinin namazı beklediği sürece namaz sevabı almasıdır.
Yabancı bir adam ifadesi ile arap olsun ya da olmasın Arapçayı fasih olarak konuşamayan bir kimse kasdedilmektedir.
Ebû Hureyre bu hadiste abdestsizliği "sesli olarak yellenmek" şeklinde açıklamıştır. Ebû Dâvud ve diğerlerinin rivayetindeki "Abdest ancak sesli veya sessiz yellenmekten dolayı gerekir" ifadesi de bunu desteklemektedir.
Abdesti bozan daha şiddetli durumlar bulunduğu halde Ebû Hureyre'nin yalnızca bu ikisini zikretmesinin sebebi, kişiden mescitte genellikle bu ikisi dışındakilerin çıkmamasıdır. İlk anda anlaşıldığına göre soru da zaten özel bir abdestsizlik, yani çoğunlukla namazda karşılaşılan abdestsizlik ile ilgili olarak sorulmuştur. Nitekim Abdest bölümünün başında buna işaret edilmiştir.[41]
177- Abbâd İbn Temîm, amcasından o da Hz. Peygamber'den Sallallahü Aleyhi ve Sellem şunu rivayet etmiştir:
"Kişi bir ses veya koku duymadıkça namazını terk etmesin."
178- Muhammed İbnü'l-Hanefiyye, Hz. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Ben kendisinden çok mezi gelen bir kimseydim. Bunu Resûlullah'a sormaktan utandım. Mikdâd İbnü'l-Esved'e sormasını emrettim. O da Hz. Peygamber'e Sallallahü Aleyhi ve Sellem bunu sordu.
Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem "Ondan (meziden) dolayı abdest gerekir"' buyurdu.
Açıklama
Bu konuda açıklama Gusül bölümünde gelecektir.[269 nolu hadis]
İlim bölümünün başında bu hadisin başka bir yolla rivayeti geçmişti.
Buhâri hadisi burada, iki çıkış yolunun birinden (erkeğin cinsel organından) çıkan mezinin abdesti gerektirdiğine dair delil olarak getirmiştir.
179- Zeyd İbn Hâlid şöyle demiştir:
Osman İbn Affan'a: "Kişi eşiyle ilişkide bulunduğunda kendisinden meni gelmezse (ne olur)?" diye sordum.
Osman şöyle dedi: "Namaz abdesti gibi abdest alır, ayrıca cinsel organını yıkar". Hz. Osman "Bunu Resûlullah'tan Sallallahü Aleyhi ve Sellem duydum" dedi.
Bunu Ali, Zübeyr, Taiha ve Ubey İbn Kâ'b'a radıyallahu anhum sordum onlar da böyle (aynı şeyi) söylediler. [Hadisin geçtiği diğer yer:292]
Açıklama
Bu hadisin hükmü ile ilgili açıklama Gusül konusunun sonunda gelecek. Orada bu hükmün mensuh (yürürlükten kaldırılmış) olduğunu açıklayacağız.
180- Ebû Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem ensardan bir adamı çağırttı. Adam başından sular damlayarak geldi.
Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem : "Galiba seni aceleye getirdik" buyurdu.
Adam: "Evet" dedi.
Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem işin aceleye gelirse (yahut meni gelmezse) abdest alman gerekir (bu yeterlidir)' buyurdu.
Açıklama
"Galiba seni aceleye getirdik": Yani cinsel ilişki ihtiyacını tamamlamadan çağırdık. Bu hadis, karineleri esas almanın caiz olduğunu göstermektedir. Çünkü sahâbî, gusül yaparak Hz.Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem emrine icabet etmekte gecikti. Bu sebeple normal olan duruma, yani Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem emrine derhal uymaya ters davranmış oldu. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem adamın üzerinde yıkanma izlerini görünce, onun meşgul olduğunu anladı. Adam Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem çağrısına uymak için cinsel ilişkiyi yarıda kesmiş olabileceği gibi, boşalmış da olabilirdi.
Soru da bunun hakkında olmuştur.
Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem adamın geç kalmasını eleştirmemesi, taharete devam etmenin müstehap olduğunu göstermektedir. Bu durum, Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem emrine icabet etmenin gerekli kılınmasından önce olmuş gibidir. Çünkü farz olan bir şey müstehap bir şey, için geciktirilmez.
İtbân, evinde namazgah edinebilmek İçin Hz. Peygamber'den Sallallahü Aleyhi ve Sellem evine gelerek orada namaz kılmasını istemiş, Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem de bu isteğe olumlu karşılık vermiştir. Yukarıdaki hadis bu olayla ilgili olabilir. Itbân, Hz. Peygamberle Sallallahü Aleyhi ve Sellem birlikte namaza hazır olabilmek için guslü önce yapmış olmalıdır.
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder