4. BÖLÜM ABDEST
67. Katı Yağ Ve Suya Düşen Necasetler
Zührî şöyle demiştir: "Suyun tadı veya kokusu ya da rengi değişmedikçe içine necasetin düşmesi bir sakınca doğurmaz."
Hammâd şöyle demiştir: "Ölü hayvanın tüylerinin suya düşmesinin bir sakıncası yoktur."
Zührî -fil vb. eti yenmeyen- ölü hayvanların kemikleri hakkında şöyle demiştir: "Selef âlimlerinden bir gruba yetiştim ki onlar bununla saçlarını tarar, yağlanır ve bunda bir sakınca görmezlerdi."
Ibn Şîrîn ve ibrahim en-Nahaî şöyle demiştir: "Fil dişi ticaretinde bir sakınca yoktur."
Yağ veya suya düşen necasetler suyu necis mi kılar, yoksa su değişime uğramadıkça necis olmaz mı? Bu başlık altında bu konu ele alınmaktadır. Buhârî'nin bu konuda rivayet ettiği eser (sahabe ve tâbiun sözleri) ile hadislerin toplamından anlaşılan budur.
"Suda bir sakınca yoktur" yani her halükarda onu kullanmakta bir sakınca yoktur, içine düşen necaset suyun tadını, kokusunu veya rengini değiştirmedikçe suyun temiz olduğuna hükmedilir. Zührî'nin bu görüşünü âlimlerden bir grup kabul etmiştir.
Ölen hayvan, eti yenen bir hayvan olsun ya da olmasın, tüylerinin suya düşmesi suyu necis kılmaz.
Selef âlimlerinin eti yenmeyen hayvanların kemikleri ile yağlanmaları, onların bunu temiz kabul ettiğini gösterir.
Abdürrezzak İbn Sîrîn'in sözü senedi ile birlikte şu lafızla rivayet edilmiştir: "O, fildişi ticaretinde bir sakınca görmezdi". Bu, İbn Sîrîn'in fildişini temiz kabul ettiğini gösterir. Çünkü meşhur zeytinyağı İle ilgili kıssanın da gösterdiği gibi necis olan ve temizlenmesi mümkün olmayan bir şeyin satımı caiz değildir.
235- Meymûne'nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah'a
Sallallahü Aleyhi ve Sellem katı yağ içine farenin düşmesi soruldu. Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
"Fareyi ve etrafındaki yağı atın. (Geriye katan) yağınızı yiyin. [Hadisin geçtiği diğer yerler:236,5538,5539,5540.]
Açıklama
Nesâî yukarıdaki hadise ek olarak, Abdurrahman İbn Mehdî'nin Mâlik aracılığı ile rivayet ettiği "katı yağa" ifadesini koymuştur.
Buhârî Kesilen Hayvanlar bölümünde bu hadisi, İbn Uyeyne'nin îbn Şihab'dan rivayet ettiği "(içine fare düşen ve farenin öldüğü) yağ hakkında soruldu11 ifadesi ile rivayet etmiştir.
236- Meymûne'nin rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'e Sallallahü Aleyhi ve Sellem katı yağ içine düşen fare hakkında soruldu, O şöyle buyurdu: "Fareyi ve etrafındaki yağı alarak atın."
Önemli Bilgi
Âlimlerin çoğunluğu, katı yağ ile sıvı yağın birbirinden ayrıldığını gösteren Ma'mer rivayetini esas almışlardır. İbn Abdiiber, katı yağa ölü hayvan düştüğünde, hayvanın başka herhangi bir parçasının yağın diğer bölümlerine bulaşmadiği kesin oiarak bilindiğinde bu hayvanın ve etrafındaki yağın atılmasının yeterli olacağı konusunda âlimler arasında ittifak bulunduğunu nakletmiştir. Sıvı yağ konusunda ise ihtilaf edilmiştir. Çoğunluk necasetin yağa temas etmesiyle yağın tümünün necis olacağını kabul etmiştir. İçlerinde Zührî ve Evzâî'nin bulunduğu bir grup âlim ise buna muhalif görüş belirtmişlerdir. Bunun izahı Kesilecek Hayvanlar bölümünde gelecektir. Yine orada necis olan veya sonradan necis hale gelen yağdan yararlanma konusu da ele alınacaktır.
İbnü'l-Münzir şöyle demiştir: Yağ ile ilgili hadisin, konu başında verilen sahabe ve tabiin görüşleri İle ilgisi şudur: Buhârî, bir şeyin necis hale gelmesinde o şeyin niteliklerinin değişmesinin dikkate alınacağını kabul etmiştir. Ölen hayvanın tüyü, hayvanın ölümle değişmesi durumunda değişmemektedir, kemiği de böyledir. Ölü hayvanın düştüğü yerden uzaktaki katı yağın niteliği değişmediğinde de hüküm böyledir. Bundan şu sonuç çıkar: Suya necaset karışsa, bu necaset suyun niteliğini değiştirmediğinde su necis olmaz.
237- Ebû Hureyre radıyallahu anh Hz.
Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem şu sözünü rivayet etmiştir:
"Müslümanın Allah yolunda aldığı her yara, kıyamet gününde yeni açıldığı andaki şekli üzere kan fışkırıyor gibi olur; rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur. [Hadisin geçtiği diğer yerler:2803,5533.]
"Müslümanın Allah yolunda aldığı her yara, kıyamet gününde yeni açıldığı andaki şekli üzere kan fışkırıyor gibi olur; rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur. [Hadisin geçtiği diğer yerler:2803,5533.]
Açıklama
Allah yolunda aldığı her yara" ifadesi ile Müslümanın diğer yaralan dışarıda bırakılmıştır.
Cihad bölümünde el-A'rec aracılığıyla Ebû Hureyre'den radıyallahu anh aktarılan rivayette şöyle denilmiştir: "Allah kimin kendi yolunda yaralandığını en iyi bilir".
Bu, söz konusu müjdenin ancak niyeti halis olanlar için geçerli olacağını gösterir.
Kıyamet günü yaranın ilk şekli gibi olmasının hikmeti, yara sahibinin faziletine, ona zulmeden kişinin (kötü) fiiline şahitlik etmesidir. Yaranın güzel kokusunun mahşer halkı arasında yayılmasının hikmeti de yara sahibinin faziletini göstermek içindir. Bundan dolayı İslâmî ahkâma göre savaş alanında şehit olan kişinin yıkanması gerekmediği bilinmektedir.
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder