Allah'ın Güzel İsimleri
180- En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na bunlarla dua edin. Onun isimlerinde eğriliğe sapanları terkedin. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.
Açıklaması
En güzel manaları içine alan bütün isimler, sadece Allah'ındır. Dolayısıyla ya O'nu övmek için: "Allah. Ondan başka ilâh yoktur. Diridir. Kayyumdur" (Bakara, 2/255). "O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Gizliyi de, aşikârı da bilendir. O, Rahman'dır. Rahim'dir." (Haşr, 59/24). Ya da ihtiyaçlarının karşılanması için, O'na onlarla dua eder.
Allahu Teâlâ'nın en güzel isimleri doksan dokuzdur. Sahihayn'da, Ebû Hüreyre (r.a.)'dan, Resulullah (s.a.)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur. "Allah'a has doksan dokuz isim vardır. Bu isimleri her kim sayarsa, cennete girer. Allah tektir. Tek şeyleri sever."
İsimleri saymak; onları söylemek, ezberlemek ve manalarını düşünmektir. Tirmizî ve Hâkim bu isimleri Velid b. Müslim ve Şutse yoluyla rivayet edip; "O tek şeyleri sever" sözünden sonra Esma-i Hüsna'yı şöyle sayar:
Hüvellahüllezi lâ ilahe illâ hû, er-Rahman, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mümin, el-Müheymin, el-Aziz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bârî, el-Musavvır, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alim, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfız, er-Râfî', el-Muizz, el-Müzill, es-Semi', el-Ba-sîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latif, el-Habir, el-Halim, el-Azim, el-Ğafur, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebir, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedud, el-Mecid, el-Bâis, eş-Şehid, el-Hakk, el-Vekil, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamid, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Mu'id, el-Muhyi, el-Mümit, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâli, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntakım, el-Afüvv, er-Rauf, Mâlikü'1-mülk, Zü'1-Celâl-i ve'1-İkrâm, el-Muksit, el-Cami', el-Ganiyy, el-Muğni, el-Mâni, ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedi', el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşid, es-Sabûr.
Ayet ve hadisteki isimlerden amaç, hilâfsız olarak isimlendirmektir. Bu isimlerden bir kısmı zatından, bir kısmı sıfatından, bir kısmı fiilinin sıfatından dolayı ona verilmiştir. Alimlere göre, bu isimler tevkifidir. Cenab-ı Hakk'a, Kur'an'da ve sünnette olmayan bir isim verilmez, meselâ refik, sehiyy, âkil gibi.
"Onun isimlerinde eğriliğe sapanları terkedin": Yani onun isimlerinde, lafız veya manalarında haktan başka yollara -değiştirmek, yorumlamak, yalanlamak, ya da noksan veya fazla mana vermek veya güzellik vasfına ters mana vermek gibi- meyletmek suretiyle sapan kimseleri terkedin.
Sapma üç türlü olur:
1- Müşriklerin yaptığı gibi değiştirmekle: Nitekim onlar, isimlerin taşıdığı manaların dışına çıkarak, o isimleri putlarına isim verdiler. Lat ismini Allah'tan, Uzza ismini Aziz'den, Menât ismini Mennân'dan türettiler.
2- Ziyadelik -teşbih- ile: Nitekim Müşebbihe, Allah'ın izin vermediği şeylerle O'nu vasıflandırdılar.
3- Noksanlık -ta'til ile: Nitekim Muattıla, onun vasıflandığı isimleri atarlar. Bazı kimseler de, Allah'a, kendi ismi olmayan isimlerle dua ederler, o isimleri verirler.
İşte bu sebepten bunlar, amellerinin cezasını görecekler ve daha dünyada ahirete gitmeden önce cezalandırılacaklar. [96]
Hüvellahüllezi lâ ilahe illâ hû, er-Rahman, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mümin, el-Müheymin, el-Aziz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bârî, el-Musavvır, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alim, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfız, er-Râfî', el-Muizz, el-Müzill, es-Semi', el-Ba-sîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latif, el-Habir, el-Halim, el-Azim, el-Ğafur, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebir, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedud, el-Mecid, el-Bâis, eş-Şehid, el-Hakk, el-Vekil, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamid, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Mu'id, el-Muhyi, el-Mümit, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâli, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntakım, el-Afüvv, er-Rauf, Mâlikü'1-mülk, Zü'1-Celâl-i ve'1-İkrâm, el-Muksit, el-Cami', el-Ganiyy, el-Muğni, el-Mâni, ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedi', el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşid, es-Sabûr.
Ayet ve hadisteki isimlerden amaç, hilâfsız olarak isimlendirmektir. Bu isimlerden bir kısmı zatından, bir kısmı sıfatından, bir kısmı fiilinin sıfatından dolayı ona verilmiştir. Alimlere göre, bu isimler tevkifidir. Cenab-ı Hakk'a, Kur'an'da ve sünnette olmayan bir isim verilmez, meselâ refik, sehiyy, âkil gibi.
"Onun isimlerinde eğriliğe sapanları terkedin": Yani onun isimlerinde, lafız veya manalarında haktan başka yollara -değiştirmek, yorumlamak, yalanlamak, ya da noksan veya fazla mana vermek veya güzellik vasfına ters mana vermek gibi- meyletmek suretiyle sapan kimseleri terkedin.
Sapma üç türlü olur:
1- Müşriklerin yaptığı gibi değiştirmekle: Nitekim onlar, isimlerin taşıdığı manaların dışına çıkarak, o isimleri putlarına isim verdiler. Lat ismini Allah'tan, Uzza ismini Aziz'den, Menât ismini Mennân'dan türettiler.
2- Ziyadelik -teşbih- ile: Nitekim Müşebbihe, Allah'ın izin vermediği şeylerle O'nu vasıflandırdılar.
3- Noksanlık -ta'til ile: Nitekim Muattıla, onun vasıflandığı isimleri atarlar. Bazı kimseler de, Allah'a, kendi ismi olmayan isimlerle dua ederler, o isimleri verirler.
İşte bu sebepten bunlar, amellerinin cezasını görecekler ve daha dünyada ahirete gitmeden önce cezalandırılacaklar. [96]
[96] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 5/136-137.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder