30 Mart 2019 Cumartesi

A'RAF SÛRESİ 180. ayetin tefsiri


Allah'ın Güzel İsimleri


180- En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na bunlarla dua edin. Onun isimlerinde eğriliğe sapanları terkedin. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır.


Açıklaması


En güzel manaları içine alan bütün isimler, sadece Allah'ındır. Dolayısıyla ya O'nu övmek için: "Allah. Ondan başka ilâh yoktur. Diridir. Kayyumdur" (Bakara, 2/255). "O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Gizliyi de, aşikârı da bilendir. O, Rahman'dır. Rahim'dir." (Haşr, 59/24). Ya da ihtiyaçlarının karşılanması için, O'na onlarla dua eder.

Allahu Teâlâ'nın en güzel isimleri doksan dokuzdur. Sahihayn'da, Ebû Hüreyre (r.a.)'dan, Resulullah (s.a.)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur. "Al­lah'a has doksan dokuz isim vardır. Bu isimleri her kim sayarsa, cennete girer. Allah tektir. Tek şeyleri sever." 


İsimleri saymak; onları söylemek, ezberlemek ve manalarını düşünmektir. Tirmizî ve Hâkim bu isimleri Velid b. Müslim ve Şutse yoluyla rivayet edip; "O tek şeyleri sever" sözünden sonra Esma-i Hüsna'yı şöyle sayar:

Hüvellahüllezi lâ ilahe illâ hû, er-Rahman, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mümin, el-Müheymin, el-Aziz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bârî, el-Musavvır, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alim, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfız, er-Râfî', el-Muizz, el-Müzill, es-Semi', el-Ba-sîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latif, el-Habir, el-Halim, el-Azim, el-Ğafur, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebir, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedud, el-Mecid, el-Bâis, eş-Şehid, el-Hakk, el-Vekil, el-Kaviyy, el-Metîn, el-Veliyy, el-Hamid, el-Muhsî, el-Mübdî, el-Mu'id, el-Muhyi, el-Mümit, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâli, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntakım, el-Afüvv, er-Rauf, Mâlikü'1-mülk, Zü'1-Celâl-i ve'1-İkrâm, el-Muksit, el-Cami', el-Ganiyy, el-Muğni, el-Mâni, ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedi', el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşid, es-Sabûr.

Ayet ve hadisteki isimlerden amaç, hilâfsız olarak isimlendirmektir. Bu isimlerden bir kısmı zatından, bir kısmı sıfatından, bir kısmı fiilinin sıfatından dolayı ona verilmiştir. Alimlere göre, bu isimler tevkifidir. Cenab-ı Hakk'a, Kur'an'da ve sünnette olmayan bir isim verilmez, meselâ refik, sehiyy, âkil gibi.

"Onun isimlerinde eğriliğe sapanları terkedin": Yani onun isimlerinde, la­fız veya manalarında haktan başka yollara -değiştirmek, yorumlamak, yalan­lamak, ya da noksan veya fazla mana vermek veya güzellik vasfına ters mana vermek gibi- meyletmek suretiyle sapan kimseleri terkedin.

Sapma üç türlü olur:

1- Müşriklerin yaptığı gibi değiştirmekle:
Nitekim onlar, isimlerin taşıdığı manaların dışına çıkarak, o isimleri putlarına isim verdiler. Lat ismini Al­lah'tan, Uzza ismini Aziz'den, Menât ismini Mennân'dan türettiler.

2- Ziyadelik -teşbih- ile: Nitekim Müşebbihe, Allah'ın izin vermediği şey­lerle O'nu vasıflandırdılar.

3- Noksanlık -ta'til ile: Nitekim Muattıla, onun vasıflandığı isimleri atar­lar. Bazı kimseler de, Allah'a, kendi ismi olmayan isimlerle dua ederler, o isim­leri verirler.

İşte bu sebepten bunlar, amellerinin cezasını görecekler ve daha dünyada ahirete gitmeden önce cezalandırılacaklar. [96]

[96] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 5/136-137.

Hiç yorum yok: