12 Mart 2017 Pazar
İSLAM'DA AİLE HAYATI:Gelin-kayınvalide arasındaki çekişme
**Bir gelin kayınvalidesine-kayınpederine bakmak zorunda mıdır?
Bir evlat anne ve babasını ziyaret etmek, onların ihtiyaçlarını sormak ve gidermek, onların gönlünü almak zorundadır. Bu, onun evlatlık görevidir.
**Fakat bir gelin kayınvalidesi veya kayınpederine bakmak zorunda değildir. Bunu emreden herhangi bir ayet veya hadis bulunmamaktadır.
Ama kadının kocasına karşı olan görevlerinden bir tanesi, ona iyilikte bulunmasıdır.
Kocasının anne-babası ve akrabalarına iyi davranmayan kadın kocasına da iyilikte bulunmamış olur.
Ayrıca büyüklere iyi davranmak dinimizin tavsiye ettiği güzel davranışlardan bir tanesidir.
** Müslüman hanımların bakıma muhtaç olan kayınpeder ve kayınvalidelerine bakmaları, onların ihtiyaçları ile ilgilenmeleri dinimizce makbul bir iş sayılır ve sevabı da büyük olur. Fakat bu konuda gelinleri bağlayıcı herhangi bir emir yoktur. Anne ve babasına bakması gereken kişiler onların evlatlarıdır. Bu konuda erkeklerin, eşlerini zorlamamaları, ebeveyninin ihtiyaçlarını eşleri yerine bizzat kendileri gidermeli, bu konuda özverili olan eşlerini de daima takdir etmeli ve onların kıymetini bilmelidirler.
*Nikâh akdi esnasında böyle bir şarta evet demedikçe bir kadın kaynanasının hizmetine hukuk olarak mecbur edilemez. Eşinin böyle bir taleb hakkı yoktur. Fakat güzel ahlâk gereği bir kadın, böyle bir meseleyi kendisine sorun etmez. Cariye gibi kullanılmak istenen bir kadının da bunu kabul etmesi beklenemez. Ortası bulunmalıdır.
**Kayınvalide çok eziyet ediyorsa Zulme rıza göstermek gerekmez. Hakkınızın bulunduğuna inanıyorsanız yani ortada bir zulüm varsa, nazik bir yolla hakkınızı arayın. Eşinizden arayın, kayınpederinizden arayın.
**Eşim, kayınvalidesinin görüşmesini istemediği kişilerin davetlerine icabet edip o yerlere gidebilir mi, onlarla görüşebilir mi?
Bir kadının amiri kocasıdır. Kayınvalide gelinine hayat tarzı biçemez. Eğer kocası ‘anneme itaat edeceksin’ şeklinde bir emir vermiş ise o zaman da söz konusu olan kayınvalide değil kocadır.
Kadının dışarı çıkması hususunda ise kocası tam yetkilidir dinimizce. Eğer farz bir durum varsa kocası buna mani olamaz. Ama ideal olan eşlerin bu kadar basit bir meseleyi aralarında istişare ile halletmeleridir.
**Bir kadının, kendine ait evi olması, Allah’ın ona verdiği bir haktır
* İnsanlar evlenerek yeni bir hayat, yeni yaşam tarzı ve yeni akrabalar elde ederler.
Bu yeni akrabalarla olan ilişkiler yine kültürlere göre değişmektedir Bizim kültür ve inancımıza göre eşin annesi ve babası, kendi anne ve baba konumundadır Kayınvalideye anne ve kayınbabaya da baba denilir. Bu kültürümüzde böyle olduğu gibi dinimizin ahlaki boyutunda da bu şekildedir, yani evlenmek suretiyle eşimizin anne ve babası bizim anne-babamız olmaktadır.
Kuran’ı Kerim’in ebeveyn hakkında buyurmuş olduğu kurallar onlar içinde geçerlidir, yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of!” bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” İsra-23
Kuran’ın bu emir ve yasağıyla hepimiz ana babamıza saygılı davranmaya mecbur ve mükellefiz.eşi de aynı sevgi ve saygıyı gösterse ne güzel, fakat göstermese önünü de alamaz Kimse eşinden anne-babasından vazgeçmesini isteyemez, bu çerçevede sözde fedakarlık bekleyemez zira bu fedakarlık değil, Allah’a isyandır. Kuran açıkça anne-babaya itaati emretmekte, Allah’ın emri karşısında, isyana davet edilene,itaat edilemez.
Allah’ın dininin her anımız için hükümleri bulunmaktadır, eğer ilişkilerimizde bu hüküm ve tavsiyeleri bilip uygularsak kesinlikle sorunsuz, mutlu bir yaşam süreceğizdir temeli İslam ile yoğrulmuş yuvaların mutsuz olması imkansız.
İslam’a göre evlenmenin en büyük hedeflerinden birisi eşlerin psikolojik olarak rahatlığa kavuşmaları ve huzur bulmalarıdır.
Ebû Hureyre anlatıyor (RadiyALLAHu Anh):
“Burnu sürtülsün burnu sürtülsün burnu sürtülsün” buyuruyor Âlemlerin Efendisi (sallALLAHu aleyhi ve sellem) Merakla soruyor Ashâb-ı Kiram “Kimin Ya RasulALLAH?” İçinde müjdeyi ve ikazı barındıran şu enfes cevabı veriyor “Annesi ve babası veya bunlardan bir tanesi yanında yaşlanıp ta cennete giremeyen kişinin” (Müslim/Bir 45)
Evet hem dünya hem de ahiret hayatımız adına eşi bulunmaz bir hazineden haber veriyor Peygamber Efendimiz Rabbimizin emanetleri nazarıyla bakabileceğimiz anne ve babalarımız gerekli saygı ve hürmeti gösterdiğimizde Rahmet kapılarının ardına kadar açılmasını sağlayacak referanslarımızdır
Onların hassas bünyeleri Rabbimizin nazarında o derece önemlidir ki onlara ‘Öf’ bile demek hoş karşılanmamış hatta yasaklanmıştır Bizlerin yetişmesi adına gösterdikleri çaba ve gayrettir onları bu denli kıymetli kılan Onlara verilen bu kutsal değer bereketin ve musibetlerin def’inin en büyük sebebidir aslında
Onlar zannedildiği gibi geçim sıkıntısının sebebi değil getirdikleri bereketle geçim sıkıntısının en büyük engelidirler Bunda zerre kadar şüpheniz olmasın
Gelin-kayınvalide arasındaki çekişme
- Bu çekişmelerin belli başlı sebepleri ön yargılar, alınganlık, kişilik farklılıkları, gelin ve kaynananın haddini aşması, başkasını yönetme isteği, kıskançlık, ruhsal hastalıklar, bencillik, cahillik gibi konulardır.
- Toplumda kayınvalidenin gelinine baskın olma arzusu ve buna karşı gelinin bağımsız olma isteğinin de gelin-kaynana çatışmasının önemli nedenlerinden biridir.
Gelinlere düşen görevler;
Kaynana demek (kaim ana); ana makamına kaim olan demektir. Gelin kayınvalidesini annesinin yerine koyacak. Ona annesi gibi davranacak, muamele edecek.
* Kayınvalide ve kayınpederlere gelin ve damatların “katlanmak zorunda oldukları insanlar” olarak değilde “Onlar bize Allah’ın emanetidir, hatta bizim için dünyada bereket, ahirette kurtuluş vesilesidir” şeklinde bir bakış açısıyla baktıklarında Kur'an ve sünnete uygun davranmış olup aile içinde huzur ve geçimin ana temellerinden birini oluşturmuş olurlar.
* Kendilerinin de birgün kayınvalide olacaklarını hiç akıllarından çıkarmamalıdırlar. Bilmelidirler ki; kocaları da bir ana evladıdır. Kendileri çocuklarına nasıl düşkünse kayınvalideleri de evlatlarına öyle düşkün olacaktır.
* "Aile fertlerine yaptığın her iyilik onlara sadakadır" hadisi gereğince; Kayınvalidelerine sevgi ve hürmette kusur etmemelidir.
* Gelin kayınvalidesini sık sık ziyaret etmeli, bayramlarda, kandillerde vs. hatırını sormalıdır. Onu arayarak gönlünü almalıdır.
* En kızgın anında bile gelin kayınvalidesi ile münakaşasında terbiye ve edebini muhafaza etmelidir.
* Kendi annesi veya ailesinin özel meselelerini nasıl kimseye söylemiyorsa kayınvalidesi ile yaşadıklarını, ona ait sırları kimseye söylememesi gerekir. Yani sır tutmalı, sırdaş olmalı. Bu durum kayınvalidesinin daha hoşuna gider. Gelinine duyduğu güven artar.
* Herhangi bir konuda asla iddialaşmaması, inatlaşmaması gerekir. "Siz haklısınız, ama benim düşüncem budur" demeli. Konuyu uzatacak sözlerden kaçınmalı. Böyle durumlarda susmak her zaman en büyük sanattır.
Kayınvalideye düşen görev ve sorumluluklar
* Gelinleriniz baba evinden sizin yuvanıza gelip ailenizin bir ferdi oldu artık. Ona Allahın bir emaneti olarak bakın. Çünkü onlar sizlere Allahın bir emanetidir.
* Kayınvalide tüm sevgisini göstermeli, fedakar olmalı, anlayışlı davranmalıdır.
* Kendi kızınızın veya bir aile ferdinin kusurlarını örter gibi gelininizin de kusurlarını örtün. Ufak tefek hatalarını görmezden gelin, olayları büyütmekten kaçının.
* Gelininize emir vererek konuşmayın, daima onunla evladınız gibi hoşgörülü konuşun.
* Gelininizin size dinen bakmak zorunda olmadığını bilin. Ancak ondan gördüğünüz saygı ve hürmet karşılığında ona teşekkür ve dua etmeyi unutmayın.
* Gelininizi oğlunuz ile aranıza gören bir yabancı gibi görmeyin.
* Gelininizi asla azarlamayın, onu her fırsatta övün, ona bir anne şefkati ile davranın.
* Oğlunuz ile gelininiz arasına asla girmeyin, sorunlarına karışmayın ve onları serbest bırakın, kararlarına karışmayın.
* Gelininize sık sık iğneleyici, rencide edici laflar sarfetmekten kaçının.
* En önemlisi gelininizin ailesi ile görüşmesinden rahatsız olmamalı, bu rahatsızlığınızı ima ile de olsa belli etmemelisiniz. Sizin kızınız size geldiği zaman nasıl memnun oluyorsanız; onlar da o kadar memnun olurlar.
* Bu tür olaylarda (varsa eğer) arada kalan genelde eş olur. Koca muhakkak yatıştırıcı olmalı, arayı bulmakta dikkatli davranmalıdır. Karısının ve annesinin birbirleri hakkındaki kötü sözleri birbirlerine aktarmamalıdır.
GELİN VE KAYNANA AYNI EVDE NASIL MUTLU OLUR?
1-Kafanızdaki peşin hükümleri sorgulayın gerçekten de kaynananız(ya da gelininiz) düşmanlığınızı hak edecek kadar kötü biri mi?
2-Aranızda çıkan sorunları peşin hükümlerinizle bütünlemeyin Çıkan her sorunu tek başına ele alın
3-Yanlış bir davranışla karşılaştığınızda bu davranışının nedenleri üzerine tahmin yürütmeyin abartmayın sebebi kendisinden öğrenmeye çalışın göreceksiniz ki büyük bir ihtimalle yanlış anlaşılma vardır
4-Gelin-kaynana aynı insanı sevdiğinizi onun üzerine titrediğinizi onu mutlu etmek için çırpındığınızı hatırlayın
5-Kaynananızı annenizin ya da gelininizi kızınız yerine koyun; annenizden veya kızınızdan ters bir davranışla karşılaştığınız zaman ne yapıyorsanız yine aynısını yapın
6-Birbirinize nispet yapmayın inat etmeyin; gelini kocasına ya da kaynanayı oğluna şikâyetle korkutmaya çalışmayın aranızda gelişen sorunları aranızda çözün; kavga ederek değil ancak konuşarak kalıcı sonuçlara ulaşabileceğinizi unutmayın
7-Birbirinizi sevmiyorsanız bunda kaynana-gelin konusundaki peşin hükümlerinizin etkili rolü olduğunu bilin
8-Sevgisizliğinizi somutlaştırın Kaynananızın(ya da gelininizin) hangi huylarını hangi davranışlarını sevmiyorsunuz?
9-Kaynananızın ya da gelininizin olumsuz yönleriyle olumlu yönlerini alt alta yazın kararınızı buna göre verin
10-Birbirinizi başkalarıyla kıyaslamayın herkesin farklı olduğunu unutmayın
11-Birbirinizi değiştirmeye kalkışmayın olduğu gibi kabullenin ve çatışma unsurları arayacağınıza uyum arayın
12-Farklı kuşaklara mensup insanların(bir de farklı bölgelerin farklı kültürlerinden gelmişlerse)zaman zaman çatışmaları kaçınılmazdır bunu kaynana-gelin ilişkisinin ön çatışma şartı yapmayın farklılıkları abartmayın
Tek cümle ile söylemek gerekirse: Alışkanlıklarımızı düşüncelerimizi geleneklerimizi;kısacası beynimizdeki herşeyi zaman zaman sorgulamayı göze almalıyız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder