"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
2. BÖLÜM ÎMÂN
4. Müslüman, Müslümanların Dilinden Ve Elinden Selamette Olduğu Kişidir2. BÖLÜM ÎMÂN
10- Abdullah b. Amr'dan(radıyallahu anh)rivayet edilmiştir: Hz. Peygamber(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müslüman, müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kişidir. Muhacir ise Allah'ın yasakladığı şeyi terk eden kişidir.[Hadisin geçtiği diğer bir yer:6484]
Açıklama
Hattabî bu hadiste şunun kasdedildiğini söylemiştir: Müslümanların en üstünü, Allah'ın haklarını yerine getirmesinin yanında Müslümanların haklarını da yerine getiren kişidir.
Bu hadisteki "Müslümanlar" ifadesi yaygın durumu ifade etmek için söylenmiştir. Çünkü bir müslümanın, Müslüman kardeşine eziyet etmemesi daha öncelikli bir durumdur. Ayrıca kâfirler, içlerinde dokunulmazlığı hak edenler bulunsa bile, potansiyel olarak kendileri ile savaşılması muhtemel kişilerdir. Hadiste dil zikredilmiştir, çünkü dil insanın içindekileri ifade etmesine yarayan organdır. El de insanın fiillerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği organdır. Hadis, ele göre dil açısından daha geneldir. Çünkü dil ile geçmiş insanlar, şu an yaşayanlar ve ileride gelecek olanlar hakkında konuşmak mümkündür, el ise böyle değildir. Evet el, yazı yazmak suretiyle bu açıdan dile ortak olabilir. Elin de bu konudaki etkisi gerçekten pek büyüktür.
Had ve tazir cezasını hak eden müslümana bu cezaları elle uygulamak hadisten istisna edilir.
Hadiste "söz" değil de "dil" denilmesinde bir nükte vardır. Çünkü dalga geçmek için karşıdakine dilini çıkaran da bu hadisin kapsamına girer. Organlar içinden sadece elin zikredilmesinde de bir nükte vardır. Çünkü bunun kapsamına başkasının hakkına el koymak şeklinde, manevî el koyma durumu da girer.
Hicret
Hicret, zahirî ve bâtını olmak üzere iki türlüdür. Bâtınî hicret, nefsin ve şeytanın teşvik ettiği kötülükleri terk etmektir. Zahirî hicret ise dinini fitnelerden korumaktır. Bu hadisle sanki muhacirlere hitap edilerek, dinin emir ve yasaklarına uymadıkça yalnızca ülkelerini terk etmeye güvenmemeleri söylenmektedir.
Bu hadisin Mekke'nin fethinden sonra hicretin sona ermesiyle, buna ulaşamayanların gönlünü hoş tutmak için söylenmiş olması da mümkündür. Gerçek hicret Allah'ın yasak ettiğini terk edenler için de söz konusudur. Dolayısıyla Hz. Peygamber'in (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bu sözleri pek çok hikmet ve hüküm içermektedir.
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder