1 Mayıs 2016 Pazar

Bu, Yaptıklarınıza Karşılık Olarak Mirasçı Kılındığınız Cennettir Âyeti Sebe­biyle Îman Ameldir" Görüşünde Olanlar

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.

"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
   
2. BÖLÜM ÎMÂN

18.Bu, Yaptıklarınıza Karşılık Olarak Mirasçı Kılındığınız Cennettir [Zuhruf Suresi,72] Âyeti Sebe­biyle Îman Ameldir" Görüşünde Olanlar

Bazı ilim ehli 
"Rabbine andolsun ki onların hepsini yapmakta olduklarından sorguya çekeceğiz [Hicr,92] âyetinde kasdedilenin "lâ ilahe illallah" olduğunu söylemiş­lerdir.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 
"Amel edenler bunun misli için amel etsin­ler.[Sâffât,61]

26- Ebû Hureyre 
(radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre Allah Resulü(Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'ne "En faziletli amel nedir?" diye soruldu.

Hz. Peygamber
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Allah'a ve Resulüne imandır" bu­yurdu. "Sonra hangisidir?" diye soruldu. "Allah yolunda cihaddır" buyurdu. "Sonra hangisidir?" diye soruldu. "Mebrûr hacdır" buyurdu. [Hadisin geçtiği bir diğer yer:1519]

Açıklama
Konu başlığında yer alan ilk âyetteki "yaptıklarınıza karşılık olarak" ifadesi "iman etmenize karşılık olarak" anlamına gelmektedir.

İkinci âyette geçen "yapmakta olduklarınızdan" ifadesi, Buhârî'nin nakline göre dile özgü amellerdir.

Üçüncü âyette geçen "amel edenler bunun misli için amel etsinler" ifadesi genel kapsamlıdır.

Hadise gelince; en faziletli amelin ne olduğu sorusuna "Allah'a iman" şek­linde cevap verilmesi (kalple) inanmak ve (dille) söylemenin de ameller kapsa­mına dahil olduğunu göstermektedir. Şu söylenebilir: "Sonra" ifadesi, bu ifade­nin öncesi ve sonrasındaki kelimelerin birbirinden farklı olduğunu ve önce zik­redilenin sonra zikredilenden rütbece önde olduğunu gösterir. Buna şu şekilde cevap verilir: Burada imandan kasdedilen tasdik etmektir ki bu, imanın hakikat anlamıdır. Daha önce geçtiği gibi iman, bedenî ameller için de kullanılabilir. Çünkü bedenî ameller imanın tamamlayıcılarındandır.

Şu sorulabilir: Bu âyetle, "Hiçbiriniz cennete ameli ile giremez" hadi­sini nasıl birleştirebiliriz?

Bunun cevabı şudur: Hadiste olmayacağı belirtilen şey, kabul edilmemiş mücerret amelle cennete girmektir. Ayette yer alan ise, kabul edilen amelle cen­nete girmektir. Kabul ise yalnızca Allah'ın rahmeti ile olur. Şu halde cennete girmek yalnızca Allah'ın rahmeti ile olmaktadır.

"Andolsun onlara soracağız" âyeti hakkında Nevevî şöyle demiştir; Bütün amellerinden yani yükümlülükle ilgili olan bütün amellerinden sorguya çekece­ğiz. Burada geçen sorguyu yalnızca tevhid ile sınırlamak, delilsiz iddiada bulun­maktır. Ben (İbn Hacer) derim ki: Âyette "Onların yaptıklarına üzülme. Mümin­lere merhamet kanadını indir" ifadesinden "Onların hepsini" bölümüne kadar kâfirlerden bahsedildiği için bu âyette sorguyu tevhid ile sınırlayanlar açısından delil bulunmaktadır. Bu âyetin kapsamına Müslüman da kâfir de girmektedir. Çünkü kâfirlerin, tevhid dışındaki amellerin aksine, Allah'ın birliğini kabul et­mekle yükümlü kılındıkları konusunda görüş ayrılığı yoktur. Diğer ameller hakkında ise görüş ayrılığı söz konusudur. Kâfirlerin diğer amellerle yükümlü oldu­ğunu kabul edenler, onların bütün amellerden sorgulanacağını söylemektedir. Onların diğer amellerle yükümlü olmadığı görüşünü kabul edenler ise, onların yalnızca Allah'ın birliğini kabul etmekten sorgulanacağını söylemektedirler. Al­lah'ın birliği konusunda sorguya çekilecekleri konusunda ise görüş birliği vardır.

"Bunun misli için..." ifadesinden "büyük kurtuluş" kasdedilmektedir.

"Amel edenler...amel etsinler" ifadesinde "dünya için amel edenler asıl bu­nun için amel etsinler" denilmektedir.

"Mebrûr hac" kabul edilen hacdır. Diğer bir görüşe göre içine günah karış­mayan hacdır. Başka bir görüşe göre; içinde riya (gösteriş) bulunmayan hacdır.

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

Nevevî şöyle demiştir: Bu hadiste cihad imandan sonra zikredilmiştir. Ebû Zer hadisinde ise hac zikredilmemiş, köle azadından bahsedilmiştir. İbn Mesud hadisinde önce namaz, sonra ana-babaya iyilik, sonra da cihad zikredilmiştir. Daha önce geçen hadiste, kişinin elinden ve dilinden selamette olması zikredilmiştir. Alimler de şöyle demiştir: Bu konuda cevapların farklı olması, durumların ve muhatapların ihtiyaçlarının farklı olmasındandır. Ayrıca Hz. Peygamber 
(Sallallahü Aleyhi ve Sellem) soru soranın ve dinleyenlerin bildikleri değil, bilmediklerini zikretmiştir. Şu da söylenebilir: Burada "en hayırlı amel" sözü ile "en hayırlı amellerden biri" anlamı kasdedilmektedir. Nitekim "falanca, insanların en akıllısıdır" sözü ile "insanların en akıllılarındandır" anlamı kasdedilir. "Sizin en hayırlı­nız, ailesine karşı en hayırlı olandır" hadisi de böyledir. Malumdur ki kişi sadece ailesine karşı hayırlı olmakla insanların en hayırlısı olmaz.

Şu sorulabilir: Cihad, İslâmın rükünleri (beş şartı) arasında yer almadığı halde, niçin İslâm'ın şartlarından olan hacdan önce zikredilmiştir?

Bunun cevabı şudur: Çoğunlukla haccın yararı hac yapanla sınırlı olduğu halde, cihadın yararı başkaları hakkında da geçerli olabilir. Bu hadis, cihadın farz-ı ayn olduğu dönemde söylenmişde olabilir. Çünkü cihadın farz-ı ayn ol­ması tekrar tekrar gerçekleşen bir durumdur. Bu sebeple hacdan daha önemli olduğu için önce söylenmiştir.


Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.

Hiç yorum yok: