Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabb'il âlemin. Ve sallallahu ve selleme ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmaîn.
RABBİNİN KAPISI AÇIK… HAYDİ GİR!
Allah-u Teâlâ buyuruyor:
"De ki: "Ey nefislerine uyup da sınırlarımı aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin, Allah bütün günahlarınızı bağışlar, şüphe yok ki O, çok bağışlayan ve çok acıyandır.” - Zümer Suresi, 53. ayet
*İnsanı hataya müsait bir şekilde yaratan Allah, bizden hatasız olmamızı değil hata ettiğimizde tövbe etmemizi istemektedir.
*Kuluz, hata etmemeye çalışırız ama edebiliriz, asıl yanlış; hataların ve günahların olması değil bundan mü’min kalbin sızı duymaması ve hiçbir şey olmamış gibi ertesi güne çıkmaktır.
*Günahları huy edinmemek için daima tövbe edilmelidir. Tövbe, günaha en yakın zamanda yapılmalıdır. Asıl olan; günah işlememek, işlendiğinde de tövbeyi geciktirmemektir.
*Kul, Rabbi'ne karşı hatasını itiraf eder; hatasını yok saydırmak için bahaneler üretmez. Hatasını kabul etmeyen affa layık değildir.
*İtirafımız bizi Rabbimiz’e yakınlaştırır. Kul, itiraf ettiği için kurtulur. Kişi, hatasını inkâr edip nefsini savunursa kendini Rabbi’nin katından uzaklaştırır.
*Allah Teâlâ öyle çok tövbe kabul eder ki günah ne kadar büyük olursa olsun nasuh bir tevbeyle hatadan geri dönüldükten sonra Allah katında affedilmeyecek hiçbir günah yoktur. En büyük günah şirktir. Tövbe ve iman ile Allah onu da affeder. Tövbe edeni hiç günah yapmamış gibi kabul eder.
Allahu Teâlâ buyuruyor:
“Ey iman edenler, nasuh tövbe ile tövbe edin ki Allah da sizin kabahatlerinizi affetsin ve altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” -Tahrim Suresi 8.ayet-
Bu ayet ile Rabbimiz, yapılan tövbelerin kabul edileceğini beyan eder. Ayette geçen nasuh tövbe ise şöyledir:
1. Allah’a karşı günah işlediğini bilerek, bu günahtan dolayı Allah’a sığınmak ve pişman olmak,
2. Bu suçu işlediği için üzülmek, Rabbimiz'e karşı böyle bir günah işlediğinden dolayı vicdanen rahatsız olmak,
3.Allah Teâlâ’dan mağfiret dilemek, bir daha öyle bir günah işlememek,
4. Kul hakkını ilgilendiriyorsa onunla helalleşmek.
"NEBEVİ UYGULAMA"
Eğarru'l-Müzeni radıyallahu anh, Resûlullah aleyhissalatu vesselamın şöyle dediğini nakletmiştir:
"Ey insanlar! Rabbiniz'e tövbe edin. Allah'a yemin olsun ki ben Rabbim'e günde yüz kere tövbe ederim."-Müslim, Zikir, 42 (2702)-
İbni Ömer radıyallahu anhuma anlatıyor: Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:"Bir kul can çekişmeye başlamadığı sürece Allah Teâlâ onun tövbesini kabul eder."-Tirmizî, Da'avât, 98, (3531); İbni Mâce, Zühd, 30 (4253).-
Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: Peygamber aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar.
Gece günah işleyenlerin tövbesini kabul etmek için de gündüz elini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir."-Müslim, Tevbe 32, (2760).-
Enes radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "İnsanoğlunun her biri hata eder. Ancak hata edenlerin en hayırlısı tövbe edenlerdir."-Tirmizî, Kıyâmet, 50 (2501); İbni Mâce, Zühd, 30 (4251).-
Haydi ne duruyorsun! Rabbin seni bekliyor, günahlarını mağfiret etmek istiyor. O'nun kapısından başka gidecek yerin olmadığını bildin ya! Artık durma! Gir içeri!
Seyyidü’l istiğfar duası, bir Müslüman’ın Allah Teâlâ’dan günahlarının affını dilemek için yapabileceği en büyük duadır.
Şeddâd İbni Evs radıyallahu anhtan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İstiğfarın en üstünü kulun şöyle demesidir:
اَللّٰهُمَّ أَنْتَ رَبِّي ، لاَ إِلٰهَ إِلاَّ أَنْتَ
خَلَقْتَنِي وَ أَنَا عَبْدُكَ ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ، وَ أَبُوءُ لَكَ بِذَنْبِي ، فَاغْفِرْ لِي ، فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ.
“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiğince ezelde sana verdiğim sözümde ve vaadimde durmaktayım. Yaptığım kötülüklerin ve işlediğim kusurların şerrinden sana sığınırım. Bana lütfettiğin, üzerimdeki nimetlerini yüce huzurunda minnetle anıp itiraf ederim. Aynı şekilde günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla çünkü senden başka hiçbir kimse günahları affedip bağışlayamaz.”
Resûl-u Ekrem sözüne şöyle devam etti: “Her kim bu seyyidü’l istiğfarı sevabına ve faziletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kimsevabına ve faziletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur.”-Buhârî, Daavât, 2, 15; Ebu Davud, Edep, 101; Tirmizî, Daavât, 15; Nesâî, İstiâze, 57; İbni Mâce, Dua, 14 -
Nureddin Yıldız Hocaefendi'nin "Kapı Açıktır" adlı sohbeti kaynak alınmıştır.
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder