Bismillahirrahmanirrahim
Duâ, Ruhun gıdası, kalbin nuru, ibâdetlerin özüdür. Duâ, ızdırapların, maddî ve manevî dertlerin şifa kaynağıdır. Duâ, ümit ve huzur menbaıdır. Yaşama aşkını dirilten bir rahmettir. Duâ, hayrı çeker, belâ ve zararı defeder.
Duâ, insanı belâdan korur, inmiş ve inecek musîbetlere karşı bir kalkandır. Belâların etkisini azaltır, Allah'ın kaderini hafifletir.
Sevgili Peygamberimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): "Duâ, rahmet kapılarının anahtarı, mü'minin silâhı, dinin direğidir. Duâ, ibadettir, ibâdetin özüdür. (Sünen-i Tirmizi) buyurmaktadır.
Ayet ve hadislere göre dua etmenin usul ve adabı şu şekildedir:
Duâ, mutlaka kabul olunacak bir ibâdettir. Ancak duayı Peygamberimizin yaptığı ve bildirdiği şu şartlara uygun olarak yapmak lâzımdır:
1- Vücud, helal kazançla alınmış, helal gıdalarla beslenmelidir. (İbn Kesir, Bakara, 168 tefsiri)
2- Abdestli olmalı, Kıbleye yönelinmeli ve eller semâya açılmalıdır. (Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Dâvud)
Selman-ı Farisi(radıyallahu anh) Resulullah’ın (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
"Muhakkak Rabbimiz hicap edici ve Kerim’dir. Kulları ellerini dergah-ı izzetine kaldırdıkları zaman o elleri boş çevirmekten hayâ eder." (Tirmizi)
3- Duaya eûzü-besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ve selâm ile başlanmalıdır. (Sünen-i Tirmizî)
4- Zulümler terkedilmeli ve tövbe edilmelidir.
Duanın kabul olunmasının temeli edeptir ki o da, tevbe etmek, bütün varlığıyla Allah Teala’nın ibadetine yönelmektir.
Malik Bin Dinar (ra) şöyle demiştir:
İsrailoğullarında büyük bir kıtlık meydana geldi. Birkaç defa yağmur duasına çıkmalarına rağmen, yağmurun yüzünü göremediler. Bunun üzerine Allah Teala, peygamberlerine şöyle vahiy gönderdi: ‘Onlara söyle ki, sizler necis bedenlerinizle benim huzuruma geliyorsunuz. Kana boyanmış ellerinizi benim dergâhıma uzatıyorsunuz. Mideleriniz haramla dolu olduğu halde geliyorsunuz. Şimdi ise benim gazabım sizin üzerinize daha da artar. Bu durumda bana gelmeniz sizi gittikçe benden uzaklaştırır; (bu söylediklerimden tevbe eder gelirseniz, o zaman size rahmet ederim. Aksi takdirde rahmetin yüzünü göremezsiniz. (İhya-i Ulum’id-Din)
5- Günahı gerektirecek isteklerde bulunulmamalı ve acele edilmemelidir. Zîra, Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle müjdelemektedir:
"Yeryüzünde Allah'a duâ eden her bir mü'minin Allah (cc) (ya duasını kabul ederek) ona istediğini verir. Ya da isteğine eş değerde olacak bir kötülüğü ondan giderir. Veyahut âhirette karşılığını bulur..." (R- Safihîn)
Duâ eden, duasının yararını ya hayatında, ya da âhirette muhakkak görür.
6- Duâ ihlasla ve ısrarla yapılmalıdır. Zira; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)üçer defa duasını tekrar ederdi. (Ebû Dâvud, İbn Sünnî)
“İbn Mesut (ra) Hz. Peygamber’in, dua ettiği zaman duasını üç defa tekrarladığını, Allah’tan istediği zaman istediğini üç defa tekrarladığını söylemektedir.” (Müslim)
“Herhangi biriniz acele etmedikçe duası Allah tarafından kabul olunur. Acele etmek şu demektir: ‘Ben dua ettim, duam kabul edilmedi.’ Bu nedenle ey Allah’ın kulu! Dua ettiğin zaman Allah’tan çokça iste. Çünkü sen Kerim ve cömert bir zattan istiyorsun.” (Müslim ve Buhari)
7- Diğer müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunulmamalıdır. Ailesine, çoluk-çocuğuna ve malına beddua etmemelidir. (A'raf, 55-56. R. Salihin)
8- İslama aykırı isteklerde bulunulmamalıdır.
9- Duâ esnasında bağırıp-çağırmamalı ve zoraki edebî sanat gösterilerinde bulunulmamalıdır. Baş göğe dikilmemeli, Allah'a yalvarmalı, O'ndan korkarak ve umarak duâ edilmelidir. (Enbiya, 90. A'raf, 55)
“Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin. Muhakkak ki Allah, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez.” (Araf, 55)
Kur’an-ı Kerim’de mealen buyruluyor ki:
“İhlaslı olarak dua edin!” (Mümin, 65)
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) duayı kafiyeli söylemek suretiyle ifrata kaçmayı şu hadisiyle yasaklamıştır:
Duada seci’ (kafiyeli okumaktan) yapmaktan kaçının. “Ey Allahım! Ben senden cenneti isterim ve cennete yaklaştırıcı söz ve amelleri isterim. Cehennemden sana sığınırım. Ona yaklaştırıcı söz ve amellerden de sana sığınırım.” demeniz kafidir.
10- Beş vakit farz namazın ardından yapılacak duâ ile gece yarısından sonra (seher vakti) yapılacak duâ müstehap olacak duaların başındadır. (Süneni Tirmizi, Müslim)
11- Ezanla farz namaz için getirilen ikâmetler arasında yapılan dualar, makbul dualardır. (Buhari)
Ebu Hureyre (ra) şöyle der:
“Gök kapıları Allah yolunda, Allah’ın düşmanlarıyla çarpışanların safları düşman saflarına yaklaştığı zaman açılır ve yine o kapılar, yağmur yağdığı zaman, farz namazlar için kamet edildiği zaman açılırlar. Bu bakımdan bu vakitlerde dua etmeyi bir ganimet bilin.”
12- Namazda secdede iken yapılan dualar, makbul dualardır. (C. Sağîr)
Kulun, rabbine en yakın olduğu hal secde ettiği haldir. Bu nedenle secdenizde çok dua ediniz!” (Müslim)
13- Cenâb-ı Hakk’ın esmâ-i hüsnâsıyla dua edilmelidir.
14-Şerefli Vakitleri Gözetmeli.
Senenin Arefe gününü, aylardan Ramazan ayını, haftanın Cuma gününü ve saatlerin de seher vaktini gözetmeli. Ramazan geceleri, Ramazan ve Kurban bayramları geceleri, Mîraç, Berât ve Kadîr geceleri de duaların daha çok makbul olduğu vakitlerdir.
Cuma günü yapılan dualar, makbul dualardır. (İbni Mâce)
15- Mazlumun bedduası, misafirin duası ve ana-babanın çocuğuna duası makbul dualardır. (Tirmizî)
16- Hastanın, oruçlunun iftar vaktindeki duası, ihramlının duası ve bir müslümanın diğer müslüman, kardeşine gıyabında yaptığı dualar makul dualardır.
“Oruçlu bir kimse’nin duası geri çevrilmez.” (Tirmizi)
17- Kim, musibet, ve şiddet zamanında duasının kabul edilmesini severse, genişlik zamanında çok duâ etmelidir. (Tirmizi, Hâkim el-Müstedrek)
18- Peygamberlerden ve ashaptan nakledilen dualarla duâ edilmelidir.
19- Yukardaki şartlardan sonra yapacağı duanın mutlaka kabul olunacağı inancıyla canı gönülden, ihlasla duâ edilmelidir. Dalgın ve ne istediğini bilmeyen bir kalble duâ edilmemelidir." (Tirmizî)
“Kabul edileceğine yüzde yüz inanarak Allah Teala’ya dua ediniz ve biliniz ki, muhakkak Allah Teala, gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez.” (Tirmizi)
“Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür yahut ahirette mükâfatını bulur.” (Deylemi)
20- Duaya başlarken olduğu gibi, bitirirken de Allah'a hamd ve resulüne salât ve selâm ile bitirilmelidir.
21- Duâ sonunda âmin diyerek eller yüze sürülmelidir.
Yukarıdaki izah ettiğimiz şekilde duâ edildiğinde Cenabı Hak, isteyenin, duâ edenin ve kendisine yalvaranın duasını kabul edeceğini Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresinin 186. ayetinde açıkça beyan etmektedir.
Kul, kendisine en yakın olarak Allah'ı bulmalı ve hiç unutmamalıdır...
Duanın kabulü ve Allah'ın rızasını almak için, hayatımızı İslam'a göre düzenlemeli ve yaşamalıyız ki, Allah'tan istemeye yüzümüz olsun...
Sonuç olarak; dua ederken, evvelâ Cenâb-ı Hakk’ın kabul edeceğine gönülden inanarak ve gerçekten güvenerek dua edilmelidir. Allah’ın hazinesi çok geniştir ve O’nun her şeye gücü yeter. Onun için dua ederken istekler yüksek tutulmalı ve O’ndan yüce şeyler talep edilmelidir. Sadece dünyalık değil ; hem dünyamız hem ahiretimiz için istenmeli. Meselâ, Allah’tan Cennet yerine Firdevs istenmelidir. Bu şekilde dua etmeyi bize Allah Resûlü öğretmektedir.
Biz Allah-u Teala'nın kudret ve kuvvetini bilerek O’nun herşeye gücünün yeteceğini bilerek O’ndan istiyoruz. Bu, sadece dua etmek ve hâlimizi arz etmek değildir, acziyet ,tevazu içinde halini derin hisler içinde Cenâb-ı Hakk’ın bütün esmâ-i hüsnâsıyla ifade edilmesi demektir. İşte böyle bir dua, samimi bir kulluktur ve kat’iyen reddedilmez.
Ayrıca dua ederken insan özenerek dua etmelidir. Bizler kul olarak Rabb’imize öyle gönülden yalvarmalıyız ki, bu yalvarışlar Rabb’in rahmetini harekete geçirsin ve Cenâb-ı Hak da Kendine yakışanı yaparak, bu dualarımızı kabul etsin.
Bizler hiçbir zaman duayı bırakmamalıyız. Allah-u Teala mutlaka insanların sesini duyar ama onlar, bazen yanlış şeyler isterler, Allah da o istedikleri şeyi vermeyip haklarında daha hayırlı olanı lütfeder. Bediüzzaman’ın ifadesiyle kul, bir erkek evlâdı ister, Allah ona Hz. Meryem gibi onun için daha hayırlı olacak bir kız evlâdı verir.
sorusor cevapbul.com ve (Dualar ve Zikirler, İmam Nevevi) nden faydalanılmıştır.
Duâ, mutlaka kabul olunacak bir ibâdettir. Ancak duayı Peygamberimizin yaptığı ve bildirdiği şu şartlara uygun olarak yapmak lâzımdır:
1- Vücud, helal kazançla alınmış, helal gıdalarla beslenmelidir. (İbn Kesir, Bakara, 168 tefsiri)
2- Abdestli olmalı, Kıbleye yönelinmeli ve eller semâya açılmalıdır. (Tirmizî, İbn Mâce, Ebû Dâvud)
Selman-ı Farisi(radıyallahu anh) Resulullah’ın (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:
"Muhakkak Rabbimiz hicap edici ve Kerim’dir. Kulları ellerini dergah-ı izzetine kaldırdıkları zaman o elleri boş çevirmekten hayâ eder." (Tirmizi)
4- Zulümler terkedilmeli ve tövbe edilmelidir.
Duanın kabul olunmasının temeli edeptir ki o da, tevbe etmek, bütün varlığıyla Allah Teala’nın ibadetine yönelmektir.
Malik Bin Dinar (ra) şöyle demiştir:
İsrailoğullarında büyük bir kıtlık meydana geldi. Birkaç defa yağmur duasına çıkmalarına rağmen, yağmurun yüzünü göremediler. Bunun üzerine Allah Teala, peygamberlerine şöyle vahiy gönderdi: ‘Onlara söyle ki, sizler necis bedenlerinizle benim huzuruma geliyorsunuz. Kana boyanmış ellerinizi benim dergâhıma uzatıyorsunuz. Mideleriniz haramla dolu olduğu halde geliyorsunuz. Şimdi ise benim gazabım sizin üzerinize daha da artar. Bu durumda bana gelmeniz sizi gittikçe benden uzaklaştırır; (bu söylediklerimden tevbe eder gelirseniz, o zaman size rahmet ederim. Aksi takdirde rahmetin yüzünü göremezsiniz. (İhya-i Ulum’id-Din)
5- Günahı gerektirecek isteklerde bulunulmamalı ve acele edilmemelidir. Zîra, Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle müjdelemektedir:
"Yeryüzünde Allah'a duâ eden her bir mü'minin Allah (cc) (ya duasını kabul ederek) ona istediğini verir. Ya da isteğine eş değerde olacak bir kötülüğü ondan giderir. Veyahut âhirette karşılığını bulur..." (R- Safihîn)
Duâ eden, duasının yararını ya hayatında, ya da âhirette muhakkak görür.
6- Duâ ihlasla ve ısrarla yapılmalıdır. Zira; Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)üçer defa duasını tekrar ederdi. (Ebû Dâvud, İbn Sünnî)
“İbn Mesut (ra) Hz. Peygamber’in, dua ettiği zaman duasını üç defa tekrarladığını, Allah’tan istediği zaman istediğini üç defa tekrarladığını söylemektedir.” (Müslim)
“Herhangi biriniz acele etmedikçe duası Allah tarafından kabul olunur. Acele etmek şu demektir: ‘Ben dua ettim, duam kabul edilmedi.’ Bu nedenle ey Allah’ın kulu! Dua ettiğin zaman Allah’tan çokça iste. Çünkü sen Kerim ve cömert bir zattan istiyorsun.” (Müslim ve Buhari)
7- Diğer müslümanların aleyhine ve zararına isteklerde bulunulmamalıdır. Ailesine, çoluk-çocuğuna ve malına beddua etmemelidir. (A'raf, 55-56. R. Salihin)
8- İslama aykırı isteklerde bulunulmamalıdır.
9- Duâ esnasında bağırıp-çağırmamalı ve zoraki edebî sanat gösterilerinde bulunulmamalıdır. Baş göğe dikilmemeli, Allah'a yalvarmalı, O'ndan korkarak ve umarak duâ edilmelidir. (Enbiya, 90. A'raf, 55)
“Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin. Muhakkak ki Allah, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez.” (Araf, 55)
Kur’an-ı Kerim’de mealen buyruluyor ki:
“İhlaslı olarak dua edin!” (Mümin, 65)
Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) duayı kafiyeli söylemek suretiyle ifrata kaçmayı şu hadisiyle yasaklamıştır:
Duada seci’ (kafiyeli okumaktan) yapmaktan kaçının. “Ey Allahım! Ben senden cenneti isterim ve cennete yaklaştırıcı söz ve amelleri isterim. Cehennemden sana sığınırım. Ona yaklaştırıcı söz ve amellerden de sana sığınırım.” demeniz kafidir.
11- Ezanla farz namaz için getirilen ikâmetler arasında yapılan dualar, makbul dualardır. (Buhari)
Ebu Hureyre (ra) şöyle der:
“Gök kapıları Allah yolunda, Allah’ın düşmanlarıyla çarpışanların safları düşman saflarına yaklaştığı zaman açılır ve yine o kapılar, yağmur yağdığı zaman, farz namazlar için kamet edildiği zaman açılırlar. Bu bakımdan bu vakitlerde dua etmeyi bir ganimet bilin.”
12- Namazda secdede iken yapılan dualar, makbul dualardır. (C. Sağîr)
Kulun, rabbine en yakın olduğu hal secde ettiği haldir. Bu nedenle secdenizde çok dua ediniz!” (Müslim)
14-Şerefli Vakitleri Gözetmeli.
Senenin Arefe gününü, aylardan Ramazan ayını, haftanın Cuma gününü ve saatlerin de seher vaktini gözetmeli. Ramazan geceleri, Ramazan ve Kurban bayramları geceleri, Mîraç, Berât ve Kadîr geceleri de duaların daha çok makbul olduğu vakitlerdir.
Cuma günü yapılan dualar, makbul dualardır. (İbni Mâce)
16- Hastanın, oruçlunun iftar vaktindeki duası, ihramlının duası ve bir müslümanın diğer müslüman, kardeşine gıyabında yaptığı dualar makul dualardır.
“Oruçlu bir kimse’nin duası geri çevrilmez.” (Tirmizi)
18- Peygamberlerden ve ashaptan nakledilen dualarla duâ edilmelidir.
19- Yukardaki şartlardan sonra yapacağı duanın mutlaka kabul olunacağı inancıyla canı gönülden, ihlasla duâ edilmelidir. Dalgın ve ne istediğini bilmeyen bir kalble duâ edilmemelidir." (Tirmizî)
“Kabul edileceğine yüzde yüz inanarak Allah Teala’ya dua ediniz ve biliniz ki, muhakkak Allah Teala, gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez.” (Tirmizi)
“Dua edenin ya günahı affolur veya hemen hayırlı karşılığını görür yahut ahirette mükâfatını bulur.” (Deylemi)
20- Duaya başlarken olduğu gibi, bitirirken de Allah'a hamd ve resulüne salât ve selâm ile bitirilmelidir.
21- Duâ sonunda âmin diyerek eller yüze sürülmelidir.
Yukarıdaki izah ettiğimiz şekilde duâ edildiğinde Cenabı Hak, isteyenin, duâ edenin ve kendisine yalvaranın duasını kabul edeceğini Kur'an-ı Kerim'in Bakara Suresinin 186. ayetinde açıkça beyan etmektedir.
Kul, kendisine en yakın olarak Allah'ı bulmalı ve hiç unutmamalıdır...
Duanın kabulü ve Allah'ın rızasını almak için, hayatımızı İslam'a göre düzenlemeli ve yaşamalıyız ki, Allah'tan istemeye yüzümüz olsun...
Sonuç olarak; dua ederken, evvelâ Cenâb-ı Hakk’ın kabul edeceğine gönülden inanarak ve gerçekten güvenerek dua edilmelidir. Allah’ın hazinesi çok geniştir ve O’nun her şeye gücü yeter. Onun için dua ederken istekler yüksek tutulmalı ve O’ndan yüce şeyler talep edilmelidir. Sadece dünyalık değil ; hem dünyamız hem ahiretimiz için istenmeli. Meselâ, Allah’tan Cennet yerine Firdevs istenmelidir. Bu şekilde dua etmeyi bize Allah Resûlü öğretmektedir.
Biz Allah-u Teala'nın kudret ve kuvvetini bilerek O’nun herşeye gücünün yeteceğini bilerek O’ndan istiyoruz. Bu, sadece dua etmek ve hâlimizi arz etmek değildir, acziyet ,tevazu içinde halini derin hisler içinde Cenâb-ı Hakk’ın bütün esmâ-i hüsnâsıyla ifade edilmesi demektir. İşte böyle bir dua, samimi bir kulluktur ve kat’iyen reddedilmez.
Ayrıca dua ederken insan özenerek dua etmelidir. Bizler kul olarak Rabb’imize öyle gönülden yalvarmalıyız ki, bu yalvarışlar Rabb’in rahmetini harekete geçirsin ve Cenâb-ı Hak da Kendine yakışanı yaparak, bu dualarımızı kabul etsin.
Bizler hiçbir zaman duayı bırakmamalıyız. Allah-u Teala mutlaka insanların sesini duyar ama onlar, bazen yanlış şeyler isterler, Allah da o istedikleri şeyi vermeyip haklarında daha hayırlı olanı lütfeder. Bediüzzaman’ın ifadesiyle kul, bir erkek evlâdı ister, Allah ona Hz. Meryem gibi onun için daha hayırlı olacak bir kız evlâdı verir.
sorusor cevapbul.com ve (Dualar ve Zikirler, İmam Nevevi) nden faydalanılmıştır.
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR
3 yorum:
Allah Razı Olsun dizden çok faydalı bilgiler verdiniz.Sizden ricam bir dua örnegi verirmisiniz.
Amin ecmain kardeşim http://ikrayasin.blogspot.com.tr/2015/02/445kuranda-dua-ornekleri-peygamber.html
Yazının sonundaki linklere bakabilirsiniz. Allah'a emanet olun.
Yorum Gönder