11 Aralık 2014 Perşembe

406.HZ.ADEM (Aleyhisselam) -3-

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim


İblis’in Secde Etmemesi
Cenab-ı Hakk’ın secde emri üzerine bütün melekler secde ettikleri halde, sadece İblis, yani Şeytan secde etmemişti. Kibirlenerek bu ilahi emirden yüz çevirmişti. Bunun üzerine Cenab-ı Hak. ona:
-“Ey İblis, bizzat yed-i kudretimle yarattığım Adem Peygamber ‘e secde etmene mani olan şey nedir? Kendini Adem’den büyük sanarak mı itaatsizlikte bulundun?” dedi. İblis bu itaatsizliğinden dolayı tövbe edip Cenab-ı Hak’tan af dileyeceği yerde, bilakis yaptığı bu isyanını küstahça haklı göstermeğe çalıştı ve “Ben Adem’den daha hayırlıyım, beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın. Çamurdan yarattığın birine ben hiç secde eder miyim?” diyerek Adem’i küçümsedi.


 İblisin Mahiyeti
İblis, ruhani bir varlık olup, nar-ı semûmdan (dumansız ve harareti çok şiddetli bir ateş) yaratılmıştır. Cinlerden olmakla beraber, kendisi uzun zaman meleklerle beraber bulunmuştu. Bu yüzden onlarla beraber ibadet ederek onlara ülfet ve ünsiyet ettiğinden, meleklerin vasıflarına sahip olmuş ve onlara her cihetten bir benzerlik peyda etmişti. Zahiren bir nevi meleklik hali kazanmıştı. İşte bu sebeple secde emrinin şümulüne o da dahil olmuştu.

Fakat işin aslına bakılırsa, Allah Teala, Hz. Adem’e secde etmeyi emrettiği zamana kadar iblis’in hissiyatına dokunacak hiç bir emir ve teklif yapmamış, o’nu hiç bir imtihana tabi tutmamıştı. O zamana kadar hiç isyan etmeme içinde bulunması, cereyan eden hadiselerin kendi arzu ve isteklerine hep uygun olmasından dolayı idi.

Böyle bir halde yapılan itaat ise, sadece ilahi emre ve Allah rızasına boyun eğmek için yapıldığı fikrini veremez. Çünkü hem Allah’ın emrine hem de nefsin arzusuna uygun gelen hususlarda, itaat edilenin Allah mı, yoksa nefis mi olduğu tam manasıyla anlaşılamaz. 


Binaenaleyh, Adem yaratılıp da bütün meleklerin O’na secde etmelerinin emredilmesi, aynı zamanda İblis için bir imtihan olmuştur. Bu imtihan, iblisin hissiyatının ne merkezde olduğunu göstermiş, asıl mahiyetini, yani içinde sakladığı kibir ve gururunu açığa çıkarmıştır, işte o zaman İblis’in hakiki mahiyeti melekler tarafından da anlaşılmış oldu.

Demek ki O’nun meleklere arkadaşlığı ve benzeyişi, meleklerin Allah’ın emrine asi olmayıp kendilerine emredileni yapmak olan “İSMET” vasfını taşıdığından dolayı değildi. Belki bu hal, İlahi emir ile nefsin arzu ve isteklerinin çatışmamasından ve isyana sebeb olacak bir durumun yokluğundandı. Yoksa İblis, aslında Allah’a değil, nefsine ve zevklerine tapardı. Nitekim “Adem’e secde et” şeklindeki, O’nun zevk ve rızasına aykırı olan Allah’ın bu İlk emri karşısında İblis, secde etmemek suretiyle isyanını ilan etmiştir. “Seni secdeden men eden nedir?” sualine karşı da, “Beni ateşten, O’nu ise topraktan yarattın” diyerek kibrini, tuğyanını daha ilk anda izah etmiştir.

İblis’in Cerbezesi
İblis,
“Ben Adem’den hayırlıyım” derken, daha, ilk anda nefsinin arzusuna kapılmış olduğunu gösteriyordu. Sonra bu batıl iddiasını haklı göstermek için de Adem’in çamurdan, kendisinin ise ateşten yaratıldığını ileri sürmüştü. Böylece yaratıldıkları maddeler ile alakalı doğru hükümlerden hareket ederek, kendisinin üstünlük ve hayırlılığını isbat etmeye çalışmıştı. İşte bu söylemiş olduğu söz içinde, ŞEYTANLIĞIN bütün hususiyetleri gizlidir.İblis’in bu iddiasındaki safsata ve hata noktaları şöylece sıralanabilir.

A) İblis, en evvel vazifesinin kulluk ve itaat olduğunu, itaat ve kulluğun ise her şeyden önce tevazu ve teslimiyeti icabettirdiğini takdir edemeyip, Mabuduna karşı, cevabını ta’riz ve muaraza şekline dökmüştür.

B) Cenab-ı Hakk’ın sarih SECDE emrine karşı vazifesi itaatken, bu itaati ifa etmeyip, kendisinin ateşten yaratılışının Adem’den daha üstün olmayı gerektirdiğini iddiaya kalkışmıştır. Ve bu iddiasını da secde etmemesine illet göstermiştir. Böylece, ilk defa fasit ve yanlış tevile ve içtihada teşebbüs eden, İblis olmuştur.

C) Iblis’in “Beni ateşten, Adem’i çamurdan yarattın” demesi aslında doğrudur. Fakat o, bu doğru hükümden hareket ederek, bu iki yaratılış maddesini karşılaştırarak “ateşin topraktan üstün olduğu” gibi yanlış bir hükme varmıştır. İşte Iblis’in cerbeze yaptığı nokta burasıdır. Zira, bu sözüyle bir taraftan yaratanın Cenab-ı Hak olduğunu itiraf etmiş diğer taraftan da gurur ve kibrinin eseri olarak dikkati yaratılış maddesine çekmekle, hayır ve meziyette gözünü sırf madde ve unsura dikmiştir. 

Cenab-ı Hakkın Adem’i yaratmasındaki gayeyi hiç nazara almamış, O’nu arza halife kılmasını, eşyanın isimlerini öğretmesini, böylece O’na ayrı bir üstünlük verdiğini görmek istememiştir. Yani Adem’de toprak, kendisinde de ateşten bir mahiyet ve meziyet olmadığını zannetmiştir. Bu suretle “Diriden ölüyü, ölüden diriyi çıkaran” ve eşyanın hususiyetlerini ve meziyetlerini kerem ve rahmet hazinesinden bahşeyleyen Allah Teala’yı -haşa- maddeye mahkûm gibi farzetmiştir.

Halbuki toprak ile ateşin farklı hususiyetlere sahip olmaları maddenin aslından olmayıp yine Allah’ın takdiriyledir. İşte İblis, bu safsata ve yanlış mugalatasıyla “Beni ateşten, O’nu çamurdan yarattın” sözünün altında, “ateş çamurdan daha hayırlıdır, binaenaleyh hayırlı olandan yaratılan da hayırlıdır” gibi yanlış bir mantık yürütmüş, bu sebeble de Adem’den hayırlı olduğunu iddia etmiştir.

Hakikatte, mahluk olmak bakımından ateşle toprak ikisi de, Allah tarafından yaratılmıştır. Bu cihetten, yaratıcının hükmüne ram olmak itibarıyla birbirlerine eşittirler. Allah’ın verdiği meziyetler haricinde, hiç bir mahlûkun kendiliğinden bir meziyet ve üstünlüğü olmadığı gibi sair mahlûklara karşı da kibirlenmeğe hakkı yoktur. Kaldı ki, mesele, ateş ve toprağın meziyetleri açısından ele alınsa bile, toprağın ateşten daha fazla hususiyetlere sahip daha kıymetli olduğu görülecektir.


Devam edecek...

“peygamberler tarihi” ansiklopedisi


"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: