17 Mayıs 2014 Cumartesi

334.İSLÂMDA FIKHİ MEZHEPLER TARİHİ: 6-İtîkadî Fırkalar

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim

Fıkhî Mezhebleri Olan Fırkalar
Bu siyasi fırkaların bir kısmının başlı başına bir fıkıh mezhebi yoktur. Bunların bazısı inanç bakımından kendisine yakın olan başka bir fırkanın mezhebine uyar. Bunlardan fıkhi mezhebi bulu­nan üç fırka vardır:

1 İsnâ-Aşeriyye: Bu fırkanın kendisine has bir fıkhi mez­hebi, dinî düşünce ve mantığı vardır. Bunlar fıkıhta İmam Cafer-i Sadik´a mensupturlar. 


2 Zeydiyye: Bu fıkranın Ehl-i Sünnete yakın bir fıkıh mez­hebi ve dinî mantığı vardır. Bunların İmamı, Zeyd b. Ali Zeynel-âbidin´dir. 

3 İbâziyye: Bunlar,  Abdullah b. İbaz´a tâbi olup fıkıh kitapları mevcuttur. îbazîler, mezheplerini yaymak için bir hayli gayret göstermişlerdir. Bugün Zengibar müslümanları bu mezhebe bağlıdırlar.

İtîkadî Fırkalar
îslâm tarihinde bu siyasî fırkalardan başka itikadı fırkalar da vardır. Bu fırkalar birtakım itikadî meseleler etrafında kurulmuş­tur. Her siyasî fırka, bu itikadî fırkalardan birine kendi bünyesin­de yer vermiştir. Meselâ: Şiilerin çoğu mutezilîdir. Ehl-i Sünnet ve´l-Cemaat´den Mürcie fırkasına giren bazı kimseler de vardır.

Bu itikadi fırkaların önemlileri şunlardır:

1 Murcie: Bu fırka, siyasetle dinin esaslarını birbirine ka­rıştırmakta ve itikat bakımından haricîlerin tam karşı kutbunu teş­kil etmektedir. Haricîler, büyük günâh işleyenleri kâfir ve ebedî ola­rak cehennemlik sayarken, Mürcie fırkası, küfürle ibadetin fayda­sı olmadığı gibi, İman olduktan sonra günâhın da hiçbir zararı yok­tur, der. Mûtezilîler, büyük günâh işleyenlerin sürekli olarak cehen­nemlik olduğuna hükmetmeyenlerin hepsini mürcie saymışlardır. Şehristânî, Mürcie´yi iki kısma ayırır:

a) Ehl-i Sünnet mürcîesi: Bunlar; günâhların cezayı gerektir­diğini, Allah´ın Kitab ve Peygamberleri vasıtasıyla
onları kıyamet günü cezalandıracağını bildirdiğini, fakat Allah dilerse onların tevbelerini kabul edip affedeceğini ileri sürerler.

b) Bid´ata sapan mürcie:
Bunlar, itikad sağlam olduğu müd­detçe günâh işleyenlerin azap görmeyeceğini ve itikad sağlam olmaz­sa, iyiliğin hiçbir mükâfaat kazandırmıyacağını iddia ederler.

2 Cebriyye (Cehmiyye) :
 Bunlara göre insanın kendi yaptı­ğı işlerde hiçbir iradesi yoktur. İyilik veya kötülük olsun, kulun iş­lediği herşeyin faili Allah´tır, Kul, fiillerinde rüzgâr karşısındaki kuş tüyü durumundadır. Bu şekilde ilk söz eden şahıs Cehm b. Safvan olduğu için bu fırkaya «Cehmiyye» de denilir.


3 Mu´tezile (Kaderiyye) : Bunlara göre insan, kötü fiillerini, Allah´ın iradesi olmaksızın kendisi yaratır. İyiliği (hayrı) de Al­lah´ın iradesi ile yapar. Bunlara, kaderi inkâr ettikleri için «KADERİYYE» fırkası da denir. İslâm düşüncesinde bu fırka mensupları­nın rolü büyüktür. Zındıkları aklî delillerle ilk reddedenler, Mu´te­zile bilginleri olmuştur. 

Bu fırkanın önemli beş prensibi vardır:

1 Tevhid : Bu prensibe göre Allah zatında ve sıfatlarında tek­tir. Mahlûkattan hiç birisi O´na hiç bir sıfatta ortak olamaz; dolayısiyle Allah´ı görmek mümkün değildir.

2 Adi (Adalet) : Allah´ın adaleti gereğince insan kendi fiil­lerini yaratmada serbest bırakılmıştır. Tâ ki O´nun için teklif, mü­kâfaat ve ceza mümkün olsun.

3 Va´d ve Vaîd: Buna göre Allah iyilik edeni mükâfaatlandıracak, kötülük işleyenleri de cezalandıracaktır. Büyük günâh işleyenler tevbe etmezlerse mağfiret olunamazlar.

4 El-Menziletu Beyn´el-Menzileteyn: Büyük günâh işleyenler ne mü´mindir, ne kâfirdir. Bu ikisi arasında bir yer işgal eder­ler ve onlara fasık müslüman denilebilirse de mü´min denilemez. Onlar tevbe etmeden ölürlerse ebedî olarak cehennemde kalırlar.

5 Emri bi´l-ma´ruf nehyi ani´l-münker: İslâmiyeti yaymak, sapıkları hidayete erdirmek, imkân nisbetinde herkes için iyiliği emir ve kötülüğü yasak etmek bir vazifedir.

M.Ebu Zehra

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"



Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: