24 Ekim 2016 Pazartesi

Kur'an-ı Kerim’in zahir ve batın anlamı olabilir mi?- Faruk Beşer

..Kur'an-ı Kerim için, lafızlarının zahiri/sözel anlamı ne diyorsa o sadece onu söyler diye düşünmek çok sığ bir düşünce olur. Bu Allah'ın kelamını insan kelamı derecesine indirme anlamı taşır...

...Kur'an-ı Kerim'in bizzat kendisi ayetlerinin bir kısmının muhkem, geriye kalanların ise müteşabih olduğunu söyler. Bu iki kavramın anlamlarının özeti şudur: Onun dilini bilen herkesin anlayabileceği ve başka bir anlama gelmeyen ayetleri muhkem, tevile muhtaç ayetleri de müteşabihtir. Ama onun ayetlerinin anası/esası muhkem olan ayetlerdir, hiçbir tevil onlara aykırı olamaz. Demek ki, Kur'an-ı Kerim'in tevili vardır. Aksi takdirde o bilimin ve teknolojinin sürekli geliştiği bir dünyaya sonuna kadar hitap edemezdi. Ama mesele tevilin tefsire göre yeri, nereye kadar gidebileceği ve sınırlarının nasıl belirleneceği meselesidir...

...Buna karşılık nasların sözel anlamları sadece sembollerden ibarettir, asıl olan onların bâtın anlamlarıdır, tevilleridir. Onları da ancak masum imamlar bilebilir diyen görüşe de Batınîlik denir. Batınîlik hiçbir zaman bitmez, çünkü bâtının sınırı yoktur. Zahirîliği duran bir saate, Batınîliği de yanlış çalışan bir saate benzetmiştik. Biri hiç olmazsa günde iki kez doğruyu gösterir, ama diğeri hiçbir zaman gösteremez. Bunların her ikisine olması gereken kadar değer veren ortayol ise Ehli Sünnet'tir. Olması gereken şudur: Kur'an-ı Kerim Arapça olarak indirilmiştir. O halde onu Arapça'nın dil kuralları içerisinde anlamak zorundasınız. Ona dilinin ihtimal vermediği bir anlam yükleyemezsiniz. Tabii ki, asıl olan onun zahir/dilsel manasıdır. Ama onun batnı/işari manaları da vardır. Ancak bunların objektif ölçüsü zahirleridir. O halde onun zahir manasına muhalif hiçbir bâtın mana doğru olamaz.

İşte sapmaların başladığı nokta da burasıdır. Tefsir ve tefsire uygun tevil kaçınılmazdır, ümmeti parçalamaz. Ama tefsire/zahire aykırı olan teviller Batıniliğe götürür ve tefrika oluşturur. Çünkü herkesin batını farklıdır. Bu yolla Kur'an-ı Kerim'e söylettiremeyeceğiniz hiçbir düşünce olmaz....

Sözünü ettiğimiz ayette Allah (cc) 'müteşabih ayetlere tutunanlar fitne ararlar, tevil ararlar” buyurur. Bunun anlamı şudur: Kur'an-ı Kerim'in muhkemlerini öne alıp onları esas almadan tevile ulaşmaya çalışmak, tevilden önce fitneye ulaştırır. Grupların cemaatten uzaklaşıp fırka olmaları bu yüzdendir.

... Demek ki, sünnetteki tevilin ölçüsü Kur'an-ı Kerim, âlimlerin tevilinin ölçüsü ise hem sünnet hem Kur'an-ı Kerim'dir.


Devam edecek...


Yazının tamamı için:

Hiç yorum yok: