Meryem oğlu Îsâ diyor ki:
“Allah'ı anmadan konuşup durmayın ki, kalbiniz katılaşmasın; katılaşmış kalb Allah'tan uzaklaşır, fakat siz bunu bilemezsiniz.
Sanki onların Rabbi gibi insanların günahlarına bakıp durmayın, kullar olarak kendi günahlarınıza bakın;...
...İslam'da günah ve ayıplar görüldüğünde bunları düzeltmek için çalışmak (emr bi'l-ma'ruf…) vazifesi vardır; ancak bu vazife insanların günah ve ayıp müfettişliğine soyunmalarını gerektirmez. Günahını ve ayıbını gizleyenlerin bu durumları kamuya veya bir başkasına zarar vermiyorsa görenlerin ve bilenlerin de gizlemeleri gerekir. Her şeyi görüp bilen Allah, günahını gizleyen kulunu da görür ve bilir, O'nun görüp bilmesi yeterlidir.
Kulun asıl vazifesi kendi günahını ve ayıbını görmesi, önemsemesi, kurtulmak için çaba göstermesidir (tevbe). İşte kulluk da kişinin, Allah'a olan kul borcu bakımından daima kusurlu olduğunu bilmesi, bunun ezikliği içinde mütevazı olması, Örnek Kul'un (s.a.) yolunu izleyerek arınmaya ve yücelmeye çalışması ile gerçekleşir.
Müminin başı selamette (âfiyette) ise buna hamdetmeli; yani bunu Allah'tan bilmeli, O'nun lütfu olarak karşılamalıdır. Şu imtihan dünyasında bir kulun başına bir şeyler gelmiş ise diğerleri ona merhametle yaklaşmalı, suçlamaya, kusur aramaya kalkışmamalı, imtihanı kazanması için dua ve yardım etmelidir...
Yazının tamamı için:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder