2. BÖLÜM ÎMÂN
16. Haya (Utanmak) Îmandandır
24- Salim b. Abdullah'ın babasından rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ensardan bir kişinin yanından geçiyordu. O sırada bu kişi kardeşine utangaçlığı (hayâsı) sebebiyle öğüt veriyordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona şöyle buyurdu:
Onu bırak! Çünkü haya (utanmak) imandandır.[Hadisin geçtiği diğer yer:6118]
Açıklama
Bu hadiste sözü edilen kişi çok utangaçtı. Bu ise haklarını almasına engel oluyordu. Kardeşi bu yüzden onu kınıyordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ona "onu bırak" yani onu bu yüce huyu üzerine terk et buyurdu. Sonra da hükme rağbet ettirmek için hayanın imandan olduğunu söyledi. Hayâ insanın kendi hakkını almasını bile engellediğine göre bu, söz konusu hakkın ecrini elde etmesine sebep olur. Özellikle de hakkın tahsil edilmediği kişi bu mala muhtaçsa, bu hakkı istememe imandan gelen bir hayadan kaynaklanmaktadır.
İbn Kuteybe şöyle demiştir: Hadisin anlamı şudur: Hayâ, tıpkı iman gibi kişinin günah işlemesini engeller. Bir şeye yerini alan şeyin adının verilmesi gibi, hayaya da iman denmiştir. Özetle söylemek gerekirse hayanın imandan olması sözü mecazdır. Hadisten anlaşıldığına göre kardeşini haya etmekten sakındıran kişi, hayânın imanın tamamlayıcı unsurlarından olduğunu bilmiyordu. Hadisteki pekiştirme de bu sebeple söz konusu olmuştur.
Râğıb (el-İsfahanî) şöyle demiştir: Hayâ, nefsin çirkin olan şeyden çekilmesidir. Bu, insanın arzu ettiği her şeye saldırmaktan uzak durarak hayvanlar gibi olmamasını sağlayan özelliklerinden biridir. Hayâ korkaklık ve iffetin bir araya gelmesinden oluşmuştur. Bu sebeple hayâ eden kişi fâsık olmaz. Cesur kişinin haya sahibi olması ise nadirdir. Bazı çocuklarda olduğu gibi, hayâ mutlak anlamda bir şeyden çekinmekten kaynaklanabilir.
Rağıb dışındaki âlimlerden biri de şöyle demiştir: Hayâ, haram kılınmış bir fiil hakkında olursa farzdır. Mekruh bir şey hakkında olursa menduptur. Mubah bir şey hakkında olursa örfe bağlıdır. "Hayâ ancak hayır getirir" sözünden kasdedilen de budur.
Selef âlimlerinden birinin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Günahların zillet sebebi olduğunu gördüm. Bu sebeple mürüvvet gereği bunları terk ettim, böylece bu terk dinî bir amel oldu."
Hayâ Allah'ın nimetleri tarafından kuşatılmış olan akıl sahibi kişinin, bu nimetleri O'na isyan yolunda kullanmamasıdır. Seleften biri de şöyle demiştir: "Senin üzerindeki kudretinin miktarınca Allah'tan kork, sana olan yakınlığı miktarınca O'ndan haya et."
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder