1 Mart 2013 Cuma

İKİNCİ DÖNÜM NOKTAM..Hac

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”
Bismillahirrahmanirrahim

Hac... ne muhteşem bir ibadet! Kabe... Bizzat Allah’ın misafiri olduğun yer. Bu nasıl bir lütuftur, bu nasıl bir şereftir.  

Hz. İbrahim aleyhisselam Kabe’yi Hz İsmail aleyhisselam ile inşa ettikten sonra Rabbimiz azze ve celle Hz. İbrahim aleyhisselam’ a dağa çıkıp insanları davet etmesini söyler. Hz. İbrahim aleyhisselam “Ya Rabbi, kimse yok ki kimi davet edeyim.”der. Allah azze ve celle buyurur: “sen davet et Ben duyururum.” Biz insanlar ruhlar aleminde bu çağrıyı işittiğimizde kimimiz “lebbeyk” (buyur Allah’ım) diye cevap vermişiz. İşte hacca gidenler bu çağrıya cevap verenlerdir. Bu davete cevap verenlerden olduğumu öğrendiğimde çok ağlamıştım.

Hacca, o kadar bilgisiz, ne yaşayacağımızı bilmeden gitmiştik ki. Acaba özel şeyler yaşar mıyım, rüyada Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemi görür müyüm? diye beklerken; orada sadece kendi nefsimle yüzleştim, yapmamam gereken bende olan tüm hoş olmayan huylarım önüme kondu, ben ne duygular içindeysem aklımdan ne geçiriyorsam eşimin de aynı şeyleri yaşadığını anlamamızla daha da etkilendik. Bu yaşananlar benim ve eşimin olaylara bakış açımızı değiştirdi. Kabe’de Allah’a azze ve celle o kadar yakınsın ki, her yaşadığınla Rabbimiz seninle konuşuyor adeta. Kabe’de yaşadıklarımı evime döndüğümde “gümbür gümbür” diye tarif etmiştim. Ravza’da ise “sükunet”. Aylar sonra bir kitapta okudum; meğer Kabe’de Allah’ın azze ve celle “Celal” ismi, Medine’de “Cemal” ismi zuhur edermiş. Bunu öğrenmekte beni çok etkiledi tabiki.

Döndükten sonra sürekli şunu söyledim: Rabbim sonsuz merhametiyle bize yanlışlarımızı gösterdi, düzeltmemiz gerektiğini farkettirdi. Ben orada eğitildim diyordum sürekli. Daha  sonra umreye gittiğimizde rehber hocamız bize şunu söyleyecekti: “Allah Teala kullarına öğreteceği şeylerin hepsini birden hacda toplamıştır. Hac bir öğretinin adıdır.”


Allah azze ve celle, hiç bir ibadetin karşılığında cennet vardır dememiştir. Sadece hac için bir hadis-i şerifte, “Mebrur (kabul olunmuş) bir haccın karşılığı elbette cennettir.” buyurmuştur.

Hacca gidecek maddi imkanınız olduğu anda gitmediğiniz her gün size günah yazıldığını biliyor musunuz? Evim yok, arabamı değiştirmem gerekiyor gibi bahaneler sizi farzı yerine getirmenizden muaf kılmıyor. Aksine ileride fakirliğe de düşebilirsiniz ama imkanınız varken gitmediğiniz için farz borcunuz düşmüyor. Hac için sarfedilen para, gelirinizi düşürmez hatta bereketlenmesine vesile olurmuş.

Ravza’da Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemi ziyaret hadiste bildirildiği üzere O’nu yaşarken ziyaret etmek gibiymiş. O’na selamınızı bizzat kendiniz aracısız veriyorsunuz. (Medine dışında salavat getirdiğimizde ise bizim selamımızı melekler Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme ulaştırıyor)

Kabe’de Allah’ın evim dediği, Benim misafirimsin dediği yerdesin. O’nun bir emrini yerine getirirken o 5 milyon kişinin arasında olmak şerefine ermeniz dileğiyle....

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: