Rasulullah (S.A.)'ın Sıfatları, Ümmetiyle İrtibat Halinde Oluşu
128- Şüphesiz ki size sizin içinizden bir peygamber gelmiştir. Sizin sıkıntıya düşmeniz O'na çok ağır gelir. O, size son derece düşkündür. Müminlere çok şefkatli ve çok merhametlidir.
129- (Ey Peygamber!) Senden yüz çevirirlerse de ki: "Allah bana yeter. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvendim. O yüce Arşın Rabbidir."
Açıklaması
Allah müminlere kendi içlerinden yani kendi cinslerinden ve kendi dillerinde konuşan bir Peygamber göndermek suretiyle büyük bir lütufta bulunmuştur.
Ey Araplar! Size kendi cinsinizden ve kendi dilinizden bir peygamber geldi.
Nitekim bir ayet-i kerimede, "Okuma yazma bilmeyenlere kendilerinden bir peygamber gönderen Odur." (Cum'a, 62/2) buyurulmaktadır. Bir başka ayet-i kerimede ise, "Allah müminlere kendilerinden... bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulundu." (Al-i İmran, 3/164) buyurulmaktadır.
Allah bu peygamberi şu beş sıfatla tavsif etmiştir.
1- "Sizin içinizden" yani Araplardan olması. Bu ifadeden maksat Arapları O'nu desteklemeye teşvik etmektir.
İbni Abbas diyor ki: Araplardan hiçbir kabile yoktur ki, Peygamberimiz (s.a.)'in doğumu onlarla ilgili olmasın. Mudar, Rabia, Yemenli kabilelerden tamamı onunla ilgilidir. Yani onun nesebi bütün Arap kabilelerine dağılmıştır.
2- "Sizin sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir." Sizin dünya ve ahirette meşakkat çekmeniz ve zorluklarla karşılaşmanız ona çok ağır gelir. Çünkü o sizdendir, sizin acı duymanızdan acı duyar, sizin sevincinizle sevinir.
3- "O, size son derece düşkündür." Sizin hidayeti bulmanıza ve hidayete devam etmeniz hususunda, dünya ve ahirette size hayırların ulaşmasında son derece gayretlidir.
4- "Müminlere çok şefkatli ve çok merhametlidir." İbni Abbas (r.a.) diyor ki: Allah O'nu kendi isimlerinden iki isimle -"Rauf" ve "Rahim" isimleriyle- adlandırdı.
Eğer -müşrikler ve münafıklar- senden, senin peygamberliğine iman etmekten, senin şeriatınla doğru yolu bulmaktan yüz çevirirlerse onlara de ki: -Düşmanlara karşı yardım etmek hususunda- "Bana Allah yeter."
"O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur." Kendisine yalvarıp yakaracağım, boyun eğeceğim, O'ndan başka ibadete lâyık hiçbir varlık yoktur. Sadece Ona güvendim. İşimi sadece O'na havale ettim. O'ndan başkasına itimat etmiyorum.
"O yüce Arş'ın Rabbidir." Arş yeryüzü, gökyüzü ve ikisi arasındaki bütün varlıkların tavanıdır. Burada özellikle Arş'ı zikretti. Çünkü O mahlûkatın en büyüğüdür. O zikredilince Onun altındaki bütün varlıklar buna dahil olur. Bütün mahlûkatın işlerinin idaresi sadece Allah'a aittir. "O, Arş'a istiva eyledi. Her şeyi O tedvir eder." (Yunus, 10/3).
Ebu Davud, Ebu'd-Derda'dan şöyle rivayet etmektedir: "Kim sabah ve akşam Hasbiyallahu... duasını (Tevbe suresinin son ayetindeki duayı) yedi defa okursa bunu okurken sadık da olsa yalancı da olsa onu endişeye düşüren işlerinde Allah O'na yeter."
Nakkaş'ın rivayetinde Übeyy b. Ka'b diyor ki: Kur'an'ın, kulu Allah'a en yakın kılan ayetleri, Tevbe suresinin son iki ayetidir.
Sahabe-i kiram Kur'an bir mushaf içerisinde toplandığı zaman bu iki ayeti "Berae" suresi'nin sonuna koyma hususunda ittifak etmişlerdir.
İmam Ahmed, Buharî, Tirmizî ve diğer bazı alimler Hz. Ebubekir (r.a.) zamanında Kur'an'ın toplanması ve yazılması konusunda Zeyd b. Sabitin şu sözünü rivayet etmişlerdir. Tevbe suresinden iki ayeti Huzeyme el-Ensarî'nin yanında buldum. Bu iki ayeti "Lekad caekum.." başka birinin yanında bulamadım. Yani İbni Hacer'in belirttiği gibi, her ne kadar bu iki ayet onun ve başkalarının ezberinde olsa bile yazılı olarak sadece onun yanında buldum.
İbni Cerîr ve İbnü'l-Münzir'in rivayetine göre, Ensar'dan bir zat bu iki ayeti Hz. Ömer (r.a.)'e getirdi. Hz. Ömer, "Buna kesinlikle senden şahit istemeyeceğim. Rasulullah (s.a.) bu ayetleri aynen bu şekilde okuyordu" dedi. [86]
[86] Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 6/84-85.
http://www.vesiletunnecat.com/vesiletun/arsiv-kitap-oku/kuran-meal-tefsir/tefsirul-munir-zuhayli/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder