17 Şubat 2014 Pazartesi

266.CENNET İLE MÜJDELENENLER-6 ZÜBEYR BİN EL-AVVAM (ra)

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim

Kureyş kabilesindendir. Baba tarafından nesebi, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Kusay’da birleşir. Annesi Abdulmuttalip’in kızı Safiyye’dir ki, o Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in halasıdır. Eşi ise, Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)’in kızı ve Aişe (Radiyallahu Anha)’nın kız kardeşi olan Zatu’n-Natikayn (İki kuşaklı) lakaplı Esma (Radiyallahu Anha)’dır.(Buhari 3660)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh) 15 yaşında İslam’ı seçerek ilk 7 Müslümandan birisi oldu. Önce Habeşistan’a, sonra da Medine’ye hicret edenlerdendir. Cennet ile müjdelenen on kişiden ve Ömer (Radiyallahu Anh) tarafından kendisinden sonra halife seçilmesi için bıraktığı altı kişilik şura heyetinden birisidir.(Buhari 3460, Müslim 567/78)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh), Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hicretini duyunca Habeş diyarından Medine’ye hicret etti ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile bütün savaşlara katıldı. Uhud’da müşrikler Müslümanlara galip gelip Mekke’ye yöneldiklerinde, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onların tekrar Medine üzerine dönmelerinden endişe etmişti. Bu sebeple:


“Düşmanın ardı sıra kim gidip onları takip eder?” buyurdu. Bunun üzerine önemli yaralar almalarına, yorgun ve mağlup olmalarına rağmen sahabeden 70 kişi bu davete icabet etti ve geriye döndü. Hamrau’l-Esed mevkine ulaştıklarında Allah bu mücahitler sebebiyle müşriklerin kalplerine korku attı da Mekke’ye doğru gittiler. Bu hadise üzerine:

“Kendilerine yara isabet ettikten sonra yine Allah ve Rasulü’nün davetine icabet edenler, onlardan iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir mükafat vardır.” Al-i İmran: 172. ayeti nazil oldu ki, bu 70 kişinin içinde Zübeyr bin Avvam(Radiyallahu Anh)’da vardı.(Buhari 3817, Müslim 2418/51)

Beni Kureyza Yahudileri Hendek savaşında müşriklerin ayartmasıyla Müslümanlarla yaptıkları anlaşmayı bozmuşlardı. Bu haberi alan Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

“Bize Beni Kureyza’dan kim haber getirir?” diye sormuş, Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh):

−Ben! diyerek göreve talip olmuştur. Sorusunu üç sefer tekrarlayan Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e her seferinde Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh) icabet etmiştir.

Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

“Her Nebi’nin bir havarisi (yardımcısı) vardır. Benim havarim de Zübeyr bin el-Avvam’dır” buyurmuştur.(Buhari 3480, Müslim 2415/48)

İki yahut üç sefer Beni Kureyza’ya gidip onlardan bilgi getiren Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh)’a Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) baba ve anasını bir arada zikretmiş:

“Babam ve anam sana feda olsun!” buyurarak onu taltif etmiştir.(Buhari 3481, Müslim 2416/49)

Yermuk Vakası gününde sahabiler Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh)’a hitaben:

“Ya Zübeyr! Rumlara şiddetli bir saldırı yapsan da biz de seninle beraber saldırsak!” dediler.

Zübeyr (Radiyallahu Anh) Rumların üzerine amansız hamleler yaptı. Bir rivayete göre Rum ordusunu baştan sona iki kez yarmıştı. Rumlar bu hamleler sırasında Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh)’ın omuz köküne iki darbe vurdular. Bu iki geniş yaranın arasında Bedir harbinde yediği bir darbenin çukurluğu da vardı ki, oğlu Urve:

“Ben çocukken bu üç darbenin yerlerine parmaklarımı sokar oynardım” demiştir.(Buhari 3482, 3726)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh) muharebelerde aldığı yaralar hakkında:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile birlikte katıldığım savaşlarda yara almamış hiçbir uzvum yoktur” demiştir. Hatta bu yaralanma erkeklik uzvuna kadar varmıştır.(Tirmizi 3991)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh)’ı sahabiler de sevip takdir ederler ve faziletini ikrar ederlerdi. Hicri 31 senesinde Osman (Radiyallahu Anh)’a salgın halinde olan ruaf hastalığı (bir çeşit burun kanaması) isabet etti ve onu haccetmekten menetti.

Bunun üzerine ölüm endişesi ile vasiyet etmeye başlayınca Osman (Radiyallahu Anh)’ı ziyarete gelen Kureyşliler yerine bir halife tayin etmesini istediler. Osman (Radiyallahu Anh) halife olarak Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh)’ın istendiğini öğrenince de memnun olmuş ve şöyle demişti:

“Dikkat edin! Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki şüphesiz Zübeyr bin el-Avvam, benim faziletli olduğunu bildiğim kimselerin en hayırlısıdır. Ve yine şüphesiz ki o, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e onların en sevgili olanıdır. Allah’a yemin ederim ki sizler de, Zübeyr bin el-Avvam’ı en hayırlınız olduğunu bilmektesiniz.”(Buhari 3480, 3481)

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den 38 hadis rivayet etmiştir.(Cevamiu’s-Sire 261)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından sonra Ebu Bekir (Radiyallahu Anh)ile arkadaşlık etmişti. Zaten onun kızı Esma (Radiyallahu Anha) ile evli olması sebebiyle damadıydı. Abdullah bin Zübeyr bu evlilikten dünyaya gelmiş ve hicretten sonra Müslümanların doğan ilk çocuğu olmuştur.(Buhari 5546, Müslim 2144/22)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh) cihad için Müslümanlarla Şam’a gitmiş, Osman (Radiyallahu Anh) asiler tarafından kuşatılınca onu asilere karşı savunmuş, Ali (Radiyallahu Anh) döneminde de Aişe (Radiyallahu Anha)’nın safında olmak üzere Cemel Vakasına katılmıştı. Ancak Ali (Radiyallahu Anh) ona bazı şeyleri hatırlatınca içtihadında hata yaptığını anlamış ve hatasında ısrarcı olmayarak savaştan çekilmişti.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şehitlikle sıfatladığı bu başarılı tacir, servetinin çokluğuna rağmen bunları İslam için harcaması sebebiyle vefat ettiğinde borçluydu. Hayatı Talha bin Ubeydullah (Radiyallahu Anh)’a çok benzediği gibi cesaret ve cömertlik gibi birçok ahlakı da, hatta ebedi hayata intikali de benziyordu.

O da, Talha gibi hicri 36. yılda Cemel günü hata ettiğini anlayarak savaştan çekildiği esnada Amr bin Cürmüz isimli nasipsiz tarafından dönüş yolu üzerinde Sibaa (Canavarlar) Vadisinde haince şehit edilmiş ve o vadiye defnedilmiştir.
(İbni Sa’d Tabakatü’l-Kübra 3/111, 112)

Zübeyr bin el-Avvam (Radiyallahu Anh)’ın kafası katiliyle beraber getirildiğinde Ali (Radiyallahu Anh) sözcüsüne:

“İbni Safiyye Zübeyr’in katilini ateşle müjdele! Ben Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:

“Her Nebi’nin bir havarisi vardır. Benim havarim de Zübeyr bin el-Avvam’dır’ buyurduğunu işittim” dedi.(Hakim 3/367)

Allah ondan razı olsun ve bizi kendisine komşu kılsın.

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: