28 Kasım 2013 Perşembe

211.UZLETE ÇEKİLMENİN ZARARLARI:Halk ile iyi ilişkilerde bulunmak-Sevap kazanmak


“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"

Bismillahirrahmanirrahim


IV. Halk ile iyi ilişkilerde bulunmak
Kişi, hem halka ısınmasını bilmeli, hem de aynı zamanda halkın da kendisine sıcak bakmalarını sağlamalıdır. Karşılıklı dostluk sağlanmalı,ürkekliğe yer vermemelidir. Çünkü düğün ziyafetlerine, davetlere giden bir kimsenin asıl amacı dostluk kurmaktır.Özellikle adabı muaşeret kurallarına titizlikle uyulduğu yerlerde,halk ile ilişkilerin önemli olduğu mekanlarda, kişi bir kenara çekilip somurtmamalı ve soğuk davranmamalı, insanlara karşı candan hareket etmelidir. Böyle bir ortamın sağlanması halinde insan ruhen bundan memnunluk duyar ve tatmin olur.


Bu tür bir durum kimi zaman uygun olmayan ve hatta haram denilebilecek ortamlarda olabilir. Çünkü bazen insan, kendileriyle aynı tür ortamlarda buluşmanın uygun olmayacağı yerlerde diğer insanlarla biraraya gelerek yakınlık ve karşılıklı dostluk kazanabilir. Bazen de bu karşılaşma uygun bir ortamda olabilir. Bu, dini bir hizmet ya da amaç için müstehap görülebilir. Mesela, herhangi bir kimsenin hal ve hareketlerini, söz ve düşüncelerini dini açıdan öğrenerek, kendisiyle yakınlık kurmak amacı gütmek gibi.Hep takva üzere hayat sürdüren kimselerle yakınlık kurmak bunun içinde en güzel örnektir.Bu, kimi zamanda nefsin isteğine bağlı olarak gerçekleşebilir.Eğer bundan asıl amaç kalbi ve ruhu dinlendirmek ise,bu takdirde yine müstehap olabilir. Çünkü bu sayede kişinin ibadet arzusu, neşesi ve isteği artabilir.Oysaki kalpler bir şeyden hoşlanmadığı zaman kör olur. Ne zaman tek başına bulunmakta vahşet, başkasıyla oturmakta kalbe rahatlık veren yakınlık varsa, bu takdirde halka karışmak daha evladır. Zira ibadette aşırı gitmeme hali ibadete devamlılık kazandırır. 

Bu sırra binaen Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Muhakkak Allah Teâlâ usanmaz ve fakat siz bezip usanırsınız!(
Buhârî)

Hiç kimse bu durumdan kurtulamaz. Çünkü nefis arada sırada istirahata kavuşturulmadıkça daimi bir şekilde hak ile yakınlık kuramaz. Onu daimi bir şekilde böyle bir yakınlığa zorlamak, onu gevşemeye davet etmek demektir. Nitekim ´Muhakkak bu din sapasağlamdır. O halde bu dine rikkat ve şefkatle dal!´ hadîs-i
şerifi ile bu mânâ kastedilmiştir. Rikkat ve şefkatle dine dalmak basiret sahiplerinin âdetidir. Nitekim İbn Abbas şöyle demiştir: ´Eğer vesvese korkusu olmasaydı, ben hiçbir zaman halkla oturmazdım´.
Başka bir zaman şöyle demiştir: ´Ben (vesvese korkusu olmasaydı) tanıdıklarımın bulunmadığı bir memlekete giderdim. İnsanları insanlardan başka acaba ne ifsad eder ´
O halde uzlete çekilen bir kimse muhakkak bir arkadaşa muhtaçtır. Onu görsün ve yirmi dört saatte bir saat onun konuşmasıyla ünsiyet kazansın. Bu bakımdan uzlete çekilen bir kimse uzlet sırasında bütün zamanını ziyan etmeyecek bir arkadaş arasın.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Kişi dostunun dini üzerindedir. Bu bakımdan sizden herhangi biriniz kimle dostluk yaptığına dikkat etsin.
Uzlete çekilen kişi dostuyla karşılaştığı zaman dinî işler hakkında konuşmaya dikkat etsin. Kalbin hâllerinden, kalpten şikayet edip hak üzerine sebat etmekte kusurlu olduğundan ve dosdoğru yola gitmediğinden yakınsın. Böyle yapmakta nefse nefes aldırmak ve istirahat vermek vardır. Nefsinin ıslahıyla meşgul olan herkes için burada geniş bir fırsat vardır. Zira kişi, birkaç uzun ömür yaşasa dahi yine nefisten yapacağı şikayetin sonu gelmez. Nefsinden razı olan bir kimse ise kesinlikle mağrur ve aldatılmıştır. İşte günün bazı saatlerinde, sadık bir dost ile sohbet etmek, çoğu zaman uzlete çekilmekten bir kısım insanlar için daha iyidir. Bu bakımdan burada önce kalbin ve arkadaşın halleri tedkik edilmeli, sonra bir arada oturulmalıdır.

V. Sevap kazanmak

Sevaba nail olmak ise, cenaze merasimlerinde bulunmak, hastaları ziyaret etmek, bayram namazlarına gitmektir. Cuma namazına gitmek ise farzdır. Diğer namazlarda da cemaate katılmak gerekir. Ancak zahirî bir korkudan terkediliyorsa ve o korku cemaatin faziletini kaçırmaya denk veya daha fazlaysa o zaman başka. Bu ise ancak pek nadir vakitlerde olur. Böylece evlenme merasiminde ve davetlerde hazır bulunmakta da sevap vardır. Zira bu yerlerde hazır bulunmak müslümanın kalbini sevindirmeye vesile olur.

Başkasına sevap kazandırmaya gelince, halkın, hastalığından veya başına gelen musibetten ötürü ziyaretine gelebilmesi için kapısını açık bırakmaktır. Böylece eğer kişi âlimlerden ise ve halka kendisini ziyaret etme imkânını veriyorsa, halk onu ziyaret etmekten dolayı sevaba nail olur. O da bu izni verdiğinden dolayı sevap kazanır. Bu bakımdan halk ile oturup-kalkmayı ve bundan ötürü kazanılan sevapları ile daha önce zikrettiğimiz âfetlerle karşı karşıya getirip tartmak gerekir. O zaman bazen uzlete çekilme temayülü ağır basar, bazen de halk ile haşır-neşir olmak ciheti ağır basar.



"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: