"Fethu'l-Bari" (Sahih-i Buhari Şerhi)
6. BÖLÜM HAYIZ
20. Hayızlı Kadın Namazlarını Kaza Etmez
Câbir ve Ebu Saîd radıyallahu anhum Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem hayızlı kadın için) Namazı bırakır" dediğini nakletmiştir.
321- Muâza'dan şöyle nakledilmiştir: "Bir kadın Hz. Âişe'ye radıyallahu anha, 'Hayızdan çıkınca namazımızı kaza edelim mi?' diye sordu. Bunun üzerine Hz. Âişe radıyallahu anha şöyle cevap verdi: 'Yoksa sen, Harûriye fırkasından mısın? Biz Hz. Peygamber Sallallahü Aleyhi ve Sellem varken hayız olurduk. O, bize böyle bir şey emretmedi.' Ya da Hz. Âişe radıyallahu anha ( son cümle yerine) 'biz kaza etmezdik' demiştir."
Açıklama
(kaza edelim mi?) Bu soruyu soran, temizlik döneminde kılınan namazların kadın için yeterli olup olmadığını, âdet günlerinde geçen namazların kaza edilip edilmeyeceğini öğrenmek İçin sormuştur.
"Harûriye" Kufe'ye iki mil uzaklıkta bulunan bir köy olan Harûrâ'ya mensup olanlara Harûrî denir. Ayrıca Haricilerin inanç ilkelerine sahip olanlara da Harûrî adı verilir. Çünkü Hz. Ali'ye radıyallahu anh karşı ayaklanan ilk haricî grup bu köyde isyan çıkarmıştır. Bundan böyle Haricîlerin bu köye nispet edilmesi meşhur olmuştur. Bu mezhebin pek çok fırkası vardır. Ancak aralarında ittifak ettikleri bir takım esaslar vardır. Bunların başında, Kur'an'ın delalet ettiği her şeyi kabul edip her ne surette olursa olsun hadislerde geçen ilave bilgileri reddetmek gelir. Bundan dolayı Hz. Aişe radıyallahu anha kadına[Metinde kadına yerine Muaza geçmektedir.Ancak bu yanlıştır.(H.Aldemir] istifhâm-ı inkârı ile cevap vermiştir. İmam Müslim'in Muâza'dan Asım kanalıyla tahriç ettiği rivayette şu ilaveler vardır: "Kadın 'hayır, sadece soruyorum (yani sırf öğrenmek için soruyorum, muhalefet edip karşı gelmek için değil. dedi." Bunun üzerine Hz. Âişe radıyallahu anha, kadının durumundan konuyla ilgili delili öğrenmek istediğini anlamış ve buna göre cevap vermiştir. Dolayısıyla hükmün gerekçesini belirtmemiştir.
Alimler, hayızlı kadının namazı kaza etmeyip orucu kaza etmesinin bu iki ibadet arasındaki bir takım farklara dayandığını söylemişlerdir. Mesela, oruç yılda bir defa tutulurken, namaz günde beş kez tekrarlanır. Bu durum, hayız döneminde kılınmayan namazların kazasında zorluğa neden olur. İşte bundan dolayı kadınların, âdet döneminde kılamadığı namazları kaza etmesine gerek yoktur. Bazılarına göre ise, hayızlı kadın oruç tutma emrine muhatapken namaz kılma emrine hiç muhatap olmamıştır. Bu da bir başka farkı oluşturur.
İbn Dakîk el-iyd şöyle demiştir: "Hz. Âişe radıyallahu anha, hayızlı kadının namazını kılmakla yükümlü olmadığına delil getirirken, kendisinin namazı kaza etmekle emrolunmadığını belirtmekle yetinmiştir. Böyle davranması şu iki ihtimalden kaynaklanabilir:
a) Hz. Âişe radıyallahu anha, hayızlı kadının namaz kılamayacağından, namazlarını kaza edemeyeceği sonucunu çıkarmış ve bu çıkarımına göre amel etmiştir. Oruçta olduğu gibi kazayı emreden aksi bir hükmün sabit olmasını beklemiştir. (Ancak söz konusu aksi hüküm gelmeyince, çıkarımına göre amel etmeye devam etmiştir.)
b) Hayızlı kadının adet döneminde kılamadığı namazları kaza etmesi gerektiğine dair hükmün açıklanması gerekiyordu. Çünkü Hz. Peygamber'in Sallallahü Aleyhi ve Sellem hanımları, onun yanında zaman zaman hayız oluyorlardı. Allah Re-sûlü'nün Sallallahü Aleyhi ve Sellem namazların kaza edileceğini açıklamaması söz konusu kazanın farz olmadığını gösterir. Üstelik, hayızlı kadının namazları kaza edip etmemesi meselesi orucun kazasının emredildiği döneme rastlıyordu. Bu da, kazanın farz olması durumunda açıklanacağını gösterir. Kanaatimce doğru olan ihtimal de budur."
(Bize böyle bir şey emretmedi, ya da Hz. Âişe radıyallahu anha (son cümle yerine) "biz kaza etmezdik demiştir.") İsmâilî nüshasında bir başka yoldan "biz namazları kaza etmezdik, zaten bununla da emrolunmadık" ifadesi yer alır. Biz namazları kaza etmezdik, ifadesini delil olarak kullanmak bununla emrolunmadık ifadesinden daha açıktır. Çünkü, kazanın emredilmemesi, farz olmadığına delil olarak kullanılınca tartışmaya açık hale gelir. Zira kazanın farz olduğunu gösteren genel delil İle yetinme ihtimali söz konusu olabilir.
Sallallahu ve sellem ve ala seyyidina Muhammed ve ala alihi ve sahbihi ecmain. Ve’l hamdüli’llahi rabbi’l âlemin.
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah-u Teala’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH azze ve celle BİLİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder