22 Aralık 2013 Pazar

233.İMANIN ARTMASI VE EKSİLMESİ

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim

Eğer Hanefi mezhebindenseniz imanla ilgili vereceğim yazıları mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Daha önce 2 yazıda imamız Ebu Hanife'yi kısaca tanıtıp itikadımızın nasıl olması gerektiği ile başlangıç yapmıştık ben de okumaya devam ettikçe size bu bilgileri aktarmaya çalışacağım inşallah.

Ebû Hanife’ye göre iman artmaz ve eksilmez. Zira imanın artması küfrün azalmasını; eksilmesi de küfrün artması anlamına gelir. Bir şahsın aynı anda hem mümin ve hem de kâfir olması mümkün olmaz. Mümin gerçekten iman eden, kâfir de gerçekten inkâr eden kimsedir. Yüce Allah “İşte gerçekten inanmış olanlar bunlardır”(Enfâl 8/4.) ve “İşte onlar gerçekten kafir olanlardır,”(Nisâ 4/151)buyurduğu için imanda şüphe olmaz. Asi de olsa Hz. Muhammed’in sas ümmeti olan kimseler gerçekten mümin olup, kâfir değiller-dir.(Ebû Hanîfe, el-Vasiyye, s. 87.)

Gökte ve yerde olanların imanı, iman edilmesi gereken şeyler bakımından artmaz ve eksilmez,(Ebû Hanîfe, el-Fıkhü’l-Ekber, s. 74.)ancak yakin ve tasdik yönünden artar ve eksilir. İnananlar, iman ve tevhit konusunda birbirlerine eşittirler. Ancak amel bakımından birbirlerinden farklıdırlar.(Ebû Hanîfe, el-Fıkhü’l-Ekber, s.75.) Daha geniş bir ifadeyle bütün müminler; marifet, yakin, tevekkül, muhabbet, rıza, korku, ümit ve iman konularında birbirlerine eşittirler. Ancak imanın dışındaki hususlarda birbirlerinden farklı olabilirler.Mesela bizim imanımızla meleklerin imanları aynıdır. Çünkü biz, Allah’ın birliğini, Rab olduğunu, kudretini ve ilâhî katından gelen her şeyi, meleklerin ikrar ettikleri,( Ebû Hanîfe, el-Âlim ve’l-Müteallim, s. 19.)peygamberlerin de tasdik ettikleri gibi tasdik ettik. Bundan dolayıdır ki, bizim imanımız, meleklerin imanı gibidir. Çünkü biz, meleklerin görüp inandıkları, Allah’ın akıllara hayret veren ayetlerinin hepsine görmediğimiz halde tamamen iman etmiş bulunuyoruz.

Ebû Hanife’ye göre iman, inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez ama yakin ve tasdik yönünden artıp ve eksilebilir. İnanan herkes iman ve tevhit bakımından eşit olsa da amel bakımından farklı olabilir.


Ebû Hanîfe, el-Fıkhü'l-Ekber

"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"


Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: