23 Aralık 2013 Pazartesi

234.İMANDA İSTİSNA

“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"
Bismillahirrahmanirrahim

Ebû Hanife’ye göre inanan bir kimsenin ben gerçekten müminim demesi gerekir. Çünkü mümin imanından şüphe etmez. Bu durumda onun imanı meleklerin imanı gibi olur. Amelde kusur etmiş olsa da gerçekten mümindir.(1)Eğer bir kimse, ben inşallah müminim derse, ona “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler: Ey inananlar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin.”( Ahzab 33/56.)âyeti gereğince, eğer müminsen ona salâvat getir, değilsen getirme, denir. Yine Yüce Allah şöyle buyurur: “Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah’ı anmaya koşun; alım satımı bırakın; bilseniz, bu sizin için daha iyidir.”(Cuma 62/9)

Sahabeden Hz. Muaz (r.a) da, kişinin Allah hakkında şüphesi, onun bütün iyiliklerini boşa çıkarır, demiştir.( 
 Ebû Hanife, el-Fıkhü’l-Ebsat, s. 62)Kendisine sen Müslüman mısın? diye sorulan kişi, bilmiyorum, derse, ona bilmiyorum sözünün doğru mu, yanlış mı olduğu sorulur. Eğer doğru derse şöyle denir: Dünyada doğru olan ahirette doğru değil midir? Eğer buna evet derse ona kabir azabına, suale, kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanıyor musun?” diye sorulur. Buna da evet derse ona sen mümin misin?” diye sorulur. Eğer hala bilmiyorum derse, o zaman da ona bilemeyesin, anlayamayasın, kurtuluşa eremeyesin, denilir.( Ebû Hanîfe, el-Fıkhü’l-Ebsat, s.63) Eğer kendisine, sen mümin misin, diye sorulan kimse, Allah daha iyi bilir derse , o kimsenin imanında şüphe vardır. Bununla birlikte imanında böyle şüphe olan kimseye münafık denemez.(2)

Şüphenin zıddı olan yakin ifadesi ise bir şeyi kesin olarak, şek ve şüphe etmeden bilmek demektir. Bundan dolayı kelime-i şahadeti söyleyen bir Müslüman herhangi bir günah işlemiş de olsa Allah, kitaplar ve peygamberler hakkında şüpheye düşmez. Bir musibet anında bazen sürçme ve feryat olabilir ya da düşmandan korkabiliriz. Bu durumda iken Allah ve Allah katından gelen şeyler hakkında bizde herhangi bir şek ve şüphe olmaz. Bize göre, kendi halimiz ne ise, başkalarının durumu da öyledir.(
Ebû Hanîfe, el-Âlim ve’l-Müteallim, s. 20.)
Netice itibariyle İmam-ı Azam Ebû Hanife’ye göre imanda istisna olmaz. Bir kimse ben gerçekten müminim demeli, iman konusunda inşallah müminim, Allah daha iyi bilir gibi şüphe ima eden ifadelerden kaçınmalıdır.


Ebû Hanîfe, el-Fıkhü'l-Ekber
(1) Ebû Hanife buna Hz. Haris’in hadisesini delil gösterir. Hz. Peygamber nasıl sabahladın deyince Haris gerçek bir mümin olarak sabahladığını söyler. Resülullah imanının hakikati nedir deyince Haris, gündüz susuz gece uykusuz kalarak dünyadan vazgeçtiğini sanki Allah’ın arşını, cennetlik ve cehennemlikleri gördüğünü söyler. Hz. Peygamber de sas ona doğru yaptığını Allah’ın kalbini nurlandırdığını ifade eder. Bkz. Buhari, “Zekat”, 1; Müslim, “İman”, 15. bkz. Ebû Hanife, el-Fıkhü’l-Ebsat, s. 52.

(2)Ebû Hanife burada Hz. Muaz ile Haris’in hadisesini nakleder: Özetle Muaz vefat edince onun tavsiyesi üzerine Haris Kufe’de İbn Mesud’un yanına gelir. Namaza başlamadan önce kendisine sen mümin misin diye sorulunca Haris evet diye cevap verir. İbn Mesud ise bu durumun kendisinin cennetlik olduğunu söylemek olduğunu belirtir. Haris ona Hz. Peygamber döneminde insanların mümin, kafir ve münafık olmak üzere üç grup olduğunu İbn Mesud’un bunlardan hangisinde olduğunu sorar. O da gizli ve açık her durumda mümin olduğunu söyleyince Haris o halde niçin şüphesiz müminim dediğinden dolayı kendisini kınandığını sorar. İbn Mesud’da bu benim sürçmemdir der, bkz. Ebû Hanîfe, el-Fıkhü’l-Ebsat, s.51-52.


"Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim"

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: