5 Şubat 2023 Pazar

Bu Ezanlar ki Şehâdetleri Dinin Temeli

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.” (Cum’a, 9)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İnsanlar ezân okumanın ve namazda ilk safta bulunmanın sevâbını bilselerdi ve bunları yapabilmek için de kur’a çekmek zorunda kalsalardı, mutlakâ öyle yaparlardı.” (Buhârî, Ezân, 9, 32; Müslim, Salât, 129)

Namaz vaktini cemaate duyurmak için önceleri yalnızca “Namaza, namaza!” ifâdeleri söylenirdi. Daha sonra ise ezân-ı Muhammedî lutfedildi.

Allâh Rasûlü (sav), halkı namaza dâvet şeklinin nasıl olması gerektiği husûsunu ashâbıyla istişâre ediyordu.

Bâzısı; “Namaz vakti geldiği zaman bir sancak dikelim, müslümanlar onu gördüklerinde birbirlerine haber versinler.” dedi. Fakat Peygamber Efendimiz bu teklifi beğenmedi.

Yahûdî borusu çalınması teklif edildi, onu da beğenmedi: “Bu, yahûdîlerin âletidir.” buyurdu.

Çan çalınmasından bahsedildi. Peygamber Efendimiz: “O da hristiyanların işidir.” buyurdu.

Rasûlullah (sav)’in derdiyle dertlenen, O’nun kaygısı ile kaygılanan Abdullâh bin Zeyd (ra) oradan ayrılıp gitti. Uyku ile uyanıklık arasında iken kendisine ezân-ı Muhammedî lutfedildi. Hemen Rasûlullah (sav)’in yanına giderek:

“–Ben uyku ile uyanıklık arasında iken biri gelip bana ezânı öğretti.” dedi.

Hz. Ömer (ra) da aynı rüyâyı görmüştü… Bunun üzerine Allâh Rasûlü (sav):

“–Ey Bilâl kalk ve Abdullâh bin Zeyd’in söylediklerini tatbîk et!” buyurdu.

Bilâl (ra) da Abdullâh’ın söylediklerini aynen tatbîk etti ve ezân okudu. (Ebû Dâvûd, Salât, 27/498)   

https://www.2g1d.com/ 

4 Şubat 2023 Cumartesi

Gönül Ateşi

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe, 119)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sâhibi ya sana kokusundan ikrâm eder veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince, o, ya senin elbiseni yakar, yahut da onun pis kokusu sana sirâyet eder.” (Buhârî, Buyû, 38)   

https://www.2g1d.com/ 

3 Şubat 2023 Cuma

Cennet'te Hz. Meryem’in Hz. Peygamber ile evleneceğine dair sahih bir bilgi var mıdır?
Sahih hadis kaynaklarımızda Cennet'te Hz. Meryem ile Hz. Muhammed’in (s.a.s) evleneceğine dair muteber bir bilgiye rastlanmamaktadır.
Hz. Meryem’e dair Kur’an ve Sünnet’te yer alan bilgilere bakıldığında, onun övülen kadınların başında geldiği, kendisini ibadete adadığı, iffet, ismet ve takvâ gibi faziletleri kendinde toplamış bir şahsiyet olduğu anlaşılmaktadır. (Âl-i İmrân 3/45; el-Enbiyâ 21/91; et-Tahrîm 66/12). Hz. Meryem’in tertemiz olması (Âl-i İmrân 3/42) onun “maddî ve mânevî kötülük ve günahlardan uzak olduğu” şeklinde anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, Hz. Meryem’in ahirette evlenip evlenmeyeceği veya kiminle evleneceği hususu hakkında Kur’ân-ı Kerim’de bir bilgi bulunmadığı gibi muteber hadis kaynaklarımızda da sahih bir bilgi nakledilmemiştir. Bu konuda ikincil kaynaklarda hadis alimleri tarafından çok zayıf ve münker olarak (metruk - makbul olmayan) nitelenen bir rivayet yer alsa da bu rivayet dini bilgi değerini haiz değildir. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki Mü’mine yaraşan, inanç ve ibadet hayatında herhangi bir yer tutmayan bu tür gereksiz soruların peşine düşmek yerine, Hz. Meryem’in iffet ve ibadet yönünü örnek almak ve muvahhid bir mümin olduğunu bilerek onu hayırla yad etmektir.

2 Şubat 2023 Perşembe

Seni de Diriltecek!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor. De ki: Onların ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.” (Yâsîn, 78-79)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Sizden birinizin yaratılışının başlangıcı annesinin karnındaki kırk günde derlenir toplanır. Sonra ikinci kırk günlük süre içinde alaka (pıhtı, aşılanmış yumurta) haline döner. Sonra da bir o kadar zaman içinde bir parça et olur. Daha sonra Allah bir melek gönderir ve melek ona ruh üfler. Bu melek dört şeyle anne rahmindeki canlının rızkını, ecelini, amelini, iyi biri mi yoksa kötü biri mi olacağını yazmakla emrolunur.” (Buhârî, Tevhid 28; Enbiya 1; Müslim, Kader 16; Tirmizî, Kader 4; İbn Mâce, Muk.)   

https://www.2g1d.com/ 

1 Şubat 2023 Çarşamba

Cehennem Ateşi

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız. Derileri pişip acı duymaz hâle geldikçe onları başka derilerle değiştiririz ki acıyı iyice hissetsinler! Allah dâimâ üstün ve hakîmdir.” (Nisa, 56)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Şüphesiz kıyamet gününde cehennemliklerin azabı en hafif olanı, ayaklarının altına iki kor konulup da bu sebeple beyni kaynayan kişidir. O kişi, hiç kimsenin kendisinden daha şiddetli azap gördüğünü zannetmez. Hâlbuki kendisi, cehennemlikler içinde azabı en hafif olan kimsedir.” (Buhârî, Enbiyâ, 1; Rikak, 51; Müslim, Îmân, 362-364)

Cehennem, her türlü nimeti lutfeden Cenâb-ı Hakk’a karşı nankörlük eden isyankâr ve zâlim insanların cezalandırılacağı yerdir. Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de, “Allah’ın sınırları”nın ihlâl edilmemesi noktasında kullarını devamlı îkâz eder ve Allah’ın azap ve cezalandırmasının çok şiddetli olduğunu bildirir. Buna rağmen hâlâ itaatsizliğe devam eden insanlar artık en şiddetli azabı hak etmiş demektir.

Ebû Saîd (ra) şöyle anlatır: Rasûlullah (sav):

“Kıyamet günü ölüm alaca bir koç sûretinde getirilip Cennet’le Cehennem arasında durdurulur. Sonra:

“-Ey Cennet halkı, bunu tanıyor musunuz?” denilir. Onlar da başlarını uzatıp bakarlar:

“-Evet, bu ölümdür” derler. Sonra:

“-Ey Cehennem halkı, bunu tanıyor musunuz?” denilir. Onlar da başlarını uzatıp bakarlar:

“-Evet, bu ölümdür” derler. Arkasından emir verilir, koç kesilir. Bundan sonra da:

“-Ey cennet halkı ebediyet/sonsuzluk üzeresiniz, artık ölüm yoktur. Ey cehennem halkı, ebediyet üzeresiniz artık ölüm yoktur” denilir” buyurdu. Sonra da:

“Onları pişmanlık ve üzüntü gününün dehşetine karşı uyar! Çünkü onlar gaflet içerisinde ve iman etmemiş halde iken iş bitirilmiş olur” âyetini okudu. (Meryem, 39)   

https://www.2g1d.com/ 

31 Ocak 2023 Salı

İslâmî Hayat


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“İşte bu (Kur'an), kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir.” (İbrahim, 52)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bizden bir şey işitip, onu aynen başkalarına ulaştıran kimsenin Allâh yüzünü ak etsin! Kendisine bilgi ulaştırılan nice kimseler vardır ki, o bilgiyi bizzat işitenden daha iyi anlar ve tatbîk eder.” (Tirmizî, İlim, 7)

Kuran'da, İslâmî hayatı gerçekleştirmekle yükümlü kılınan varlık insandır. Çünkü o, Allah'ın buyurduğu ve Elçisinin duyurduğu İslami bir hayata çağrılmaktadır. Öyleyse insanın seçeceği ve gerçekleştireceği hayat, Hazreti Peygamber (as)'in emanet bıraktığı İslâmî hayat olmalıdır.

Kuran, sadece İslâm'ın Allah katında geçerli din olduğunu, Hz.Muhammed'in risaletinin de bütün insanlığı kapsadığını bildirir. Kuran'ın beyanına göre Peygamber (as), insanlar üzerinde bir zorba değildir. Onun görevi irşat, tebliğ ve davetten ibarettir. Bunun için İslam'da ilke olarak dinde zorlamaya başvurmak yasaklanmış, gerçek olanla olmayanın birbirinden ayrıldığı belirtilerek iman edip etmeme, insanların kendi isteklerine bırakılmıştır.

Kuran'da Peygamber (as), "Allah'ın davetçisi" olarak nitelendirilmiş ona yüklenen davet görevi de "davet et" emrinin yanı sıra "tebliğ et", "hatırlat" ve "uyar" gibi başka kelimelerle de dile getirilmiştir. Davet kelimesi genellikle "insanları İslam'a ve onun ilkelerini uygulamaya çağırmak" anlamında kullanılır. Kuran'da da insanlar, "imana, İslam'a, Allah yoluna, Allah'ın kitabına, hakka, hayra, kurtuluşa, hayat kaynağına ve esenliğe" çağrılır. Bu yüzden davet, hem İslâm'ı kabul etmeyenlere hem de Müslümanlara yönelik olabilir. Davetin amacı, insanların doğru inanıp yaşamalarına yardımcı olmak; hedefi de İslami ilkelerin ve değerlerin insanlar tarafından kabul edilmesini ve uygulanmasını sağlamaktır.

Hazreti Peygamber (as), cahiliye müşrikliğinin devlet olduğu bir dönemde ve toplumda davet görevini üstlendi. O, insanları Allah'ı tanımaya ve Onun dinine uymaya çağırdı. Onlara şirksiz inancı, doğru yaşayışı ve güzel ahlakı öğretti. Tevhit sistemine dayalı bir düzen oluşturarak insanlığın hayrı ve dünyanın ıslahı için çalıştı. Ayrıca Peygamber (as), dine gönül açıp iman değerine erenleri eğitti. Onun eğitiminden geçen ilk nesil Müslümanları, yeni dinin çelik askerleri oldular. Onlar, tarihte eşine rastlanmamış bir fedakârlık örneği göstererek hem İslam'ı hayatlarına hem de başkalarına taşıdılar. Böylece onlar, beklenen ve özlenen nizamın yeryüzündeki ilk temsilcileri ve tebliğcileri oldular. (Doç. Dr. Fahreddin Yıldız, Altınoluk Dergisi Eylül-2000)
gunluk@2g1d.com

30 Ocak 2023 Pazartesi

Birlik Vakti


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim

“…Hani siz birbirinize düşman kimselerdiniz de Allah gönüllerinizi ısındırmıştı. Allah’ın nîmeti/İslâm ve îmân sâyesinde kardeşler olmuştunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarındayken Allah sizi oradan kurtarmıştı.” (Âl-i İmrân, 103)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Siz îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe îmân etmiş olamazsınız. Size işlediğiniz takdîrde birbirinizi sevmeye vesîle olacak bir amel göstereyim mi? Aranızda selâmı yayınız.” (Müslim, Îmân, 93; Ebû Dâvud, Edeb, 131; İbn Mâce, Edeb, 11; Tirmizî, İstî’zan, 1.)


Bir ırk ve kavme mensûbiyet insanın kendi tercihiyle gerçekleşen bir olay değildir. Hiç kimseye “dünyâya gelmeden önce hangi âilenin çocuğu olmak istersin?” ya da “hangi kavme mensûb olmayı arzu edersin?” diye sorulmamaktadır. Böyle olunca insanoğlunun kendi tercihiyle elde etmediği bir şeyle övünmesi ne kadar anlamsızsa, yine kendi irâdesinin ürünü olmayan bir mensûbiyetle kınanması da o kadar anlamsızdır.

Dünyâda ve âhirette inananın işine en çok yarayacak vasıf, sevdiğini Allah için sevmek, buğzettiğine de Allah için kızmaktır. Allah Rasûlü bu özelliği îmânın kemâlinin tezâhürü olarak görmekte ve böyle bir inanca ulaşanın, îmânın tadına ereceğini belirtmektedir. Âhirette bütün dostluk ve akrabâlıklar, sevgi ve bağlılıklar sonra erecek; herkes birbirinin hasmı ve düşmanı hâline gelecektir. Ancak bunun bir tek istisnâsı vardır: Onlar da takvâ sâhipleridir.

Bu yüzden sevdiğini Allah için sevmek büyük bir kapı, yüksek bir ahlâkî meziyettir. Samîmî sevgi iç temizliğinden sonra gerçekleşir. Birbirleriyle uyum sağlayan kalbler saflaşır. Kalbler arasında mânevî uyum yoksa insanlar arasındaki geçim ve yakınlaşma dünyevî çıkarlarla sınırlı kalır. Ancak kalbler arasındaki îmân merkezli uyum ve sevgi, toplumsal iyilik ve güzelliklerin zemînini hazırlar.

İslâm toplumlarında toplum kimliğini oluşturan, İslâmî ve insânî değerlerdir. Mensûbları birbirlerine bu değerlerle kilitlenmiş ferdlerden oluşan toplumların yürekleri toplu atmaya devam eder. Renk ve dil farklılığı asla ayrışma sebebi olmaz. Aynı cephelerde vatanı ve mukaddesâtı koruyan askerlerin farklı dilleri konuşuyor olmaları hiçbir zaman problem teşkil etmez. Nitekim millî şâirimiz Mehmed Âkif bunu şöyle ifâde eder:

Girmeden tefrika bir millete düşman giremez

Toplu vurdukça yürekler, top onu sindiremez

Asr-ı saâdette Allah Rasûlü’nün etrafında Araplardan başka İranlı, Habeşli, Romalı, Yemenli pek çok kavim, ırk, millet ve dîne mensûb insan, İslâm potasında Müslüman kimliğiyle kaynaşmıştı. Asr-ı saâdetten günümüze kadar gelen süreçte, bu farklı ırk ve dillere mensûbiyet asla problem olmamıştı. (Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Altınoluk Dergisi, Ocak-2010)

gunluk@2g1d.com

29 Ocak 2023 Pazar

Âhiret Hazırlığı


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim


“Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltip hesaba çekileceksiniz). İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamacağımızı mı sanır? Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” (Kıyâme, 2-4)



Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Yedi şey gelip çatmadan iyi işler yapmaya bakın. Yoksa siz insana görevlerini unutturan fakirlikten, azdıran zenginlikten, halsiz bırakan hastalıktan, bunaklaştıran ihtiyarlıktan, ansızın yakalayan ölümden, gelmesi beklenen şeylerin en fenası deccâlden, belâsı daha büyük ve daha acı olan kıyametten başka bir şey mi gözlüyorsunuz?” (Tirmizî, Zühd 3)

Dünya bir yarış yeridir. Dünyaya gelen her insan, ister istemez bu yarışa ağlayarak katılır ve kendi kulvarında koşmaya başlar. Onu bu yarışa sokan ulu kudret, yarışı kazanmasını ister. Göğüs kafesine yerleştirdiği bir kronometre ile nefeslerini tık, tık, tık diye geriye doğru sayar ve ona sürenin gittikçe azaldığını duyurur. Yarışçıların kimi bir müddet sonra tıkanır, kimi uzun süre dolanır.

Bu yarışın çıkış noktası belli, varış çizgisi bellidir. Başarının sırrı, bu iki noktayı hep göz önünde bulundurmak ve yarıştığını unutmamaktadır. Spor yarışında da, ticarî yarışta da, hayır yarışında da kural budur. Nefsiyle yarışanlar bu kuralı iyi bilmek zorundadır. Ölümü varış çizgisi zannedenler aldanırlar. Kabir, bu uzun yolculuğun ilk konak yeridir. Orada, şayet rahat bırakırlarsa, yarışçılar nefeslerini biraz toparlayacak, sonra daha uzun ve daha çetin bir yolculuğa çıkacak. Mahşer denilen hesap yerine varanlar, tepeye dikilen güneşin altında, saatlerce değil, yıllarca ayakta bekleyecek. Hesap kitap bitse bile iş bitmeyecek. Sırat denilen o zor geçitten geçilecek. Geçemeyenler için korkunç bir çile başlayacak. Sevgili ölümün, o güzelim çehresiyle bir daha tebessüm etmesini bekleyenler boşuna bekleyecek. Çünkü orada felâketler birbirini izleyecek.

İşte bu yolun ve yolcunun kısa hikâyesi? Çoğumuzun okumaya fırsat bulamadığı o büyük Kitâb ve onu bize getiren sevgili Rehberimiz olayı böyle özetliyor. Eğer kendimizi bir yolcu gibi görüyorsak, yürümemize engel olan fazlalıkları sırtımızda boşuna taşımamalı, adına fakir denilen âhiret postacılarıyla son menzile göndermeliyiz.

Bizden önce bu yoldan geçen, bize hayatı, ölümü ve ölüm sonrasını anlatan Büyük Rehberimiz Efendimiz, üzerinde yattığı hasır mübarek yüzünde izler bırakınca, "Efendim, bir yatak serelim; onun üzerinde yatın!" diyen arkadaşlarına, bir ağaç altında azıcık nefeslenip yola çıkacak bir yolcunun böyle bir konfora ihtiyacı olmadığını hatırlatmış ve teklifi gereksiz bulmuştu. Ona göre yolcu hafif olmalıydı, önündeki uzun yolu dikkate alarak lüzumsuz ağırlıkları yüklenmemeliydi. (Prof. Dr. Yaşar Kandemir, Altınoluk Dergisi Eylül-2000)

gunluk@2g1d.com

25 Ocak 2023 Çarşamba

Mevla’nın Kullarına Bir İkramiyesi: Üç Aylar


“Allahümmebâriklenâ fî Recebe ve Şa’bân ve belliğnâ Ramadân”

“Allah’ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/259)

Sahâbeden Muhammed b. Mesleme’nin (r.a.) naklettiği bir hadiste Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allahu Teâla, rahmetini bir rüzgâr gibi estirdiği zamanları vardır. O anlarda rahmet kime denk gelirse, o kimse asla şakî olmaz ve saidlerden olur. Öyleyse bu rahmete ermek için gayretlerinizi arttırın.” (Taberani, Mücemü’l-Vasit, 3/180)

Hadiste beyan buyrulan bu büyük müjdenin hangi zamanlara denk gelebileceğini yine biz, Hz. Peygamberin (S.A.V.) başka hadislerinden öğrenebiliyoruz. Üç aylar denilen rahmet mevsimi bu zaman dilimlerinin en önemlilerinden ve en bilinenlerindendir. Çünkü bu ayların değer ve kıymetine dair, Hz. Peygamber (S.A.V.) hem sözlü hem ameli olarak çok önemli mesajlar vermiştir.

Hicri takvimin 7. ayı olan Recep-i Şerif geldiğinde, Hz. Peygamberde (S.A.V.) farklı bir ruh hali belirirdi. O güne kadar hayatında var olan nafile ibadetlerin gözle görülür bir şekilde arttığına herkes şahit olurdu. Özellikle bakışların Ramazan üzerinde yoğunlaştığı görülürdü. Çünkü Recep ayı kıymetini Şaban ayından, Şaban ayı ise kıymetini Ramazan ayından almaktaydı. Ramazan’a varıncaya kadar artarak devam eden heyecan, Ramazan gelince zirvelere varır, o 30 günlük mübarek zaman dilimlerinde ise heyecan hiç azalmadan bayrama ulaşılırdı.


Üç Ayların Kapısı Receb-i Şerif

Üç ayların ilki olan Recep ayı, içerisinde Reğâib ve Miraç geceleri gibi iki özel geceyi saklayan ve Hz. Peygamberin (S.A.V.) beyanı ile duaların kabul edildiği icabet anlarını içinde barındıran bir aydır. Bir hadiste Hz. Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar kabul olur. Bunlar; Recep ayının ilk gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesi, Cuma ve Bayram geceleridir.” (Suyûtî, el-Fethü’l-Kebîr, 2/92)

Hz. Peygamber (S.A.V.) Recep ayına erişince, oruçlarını, infaklarını, Kur’an okumalarını, dualarını ve diğer nafile ibadetlerini artırır, hanesine bu güzel atmosferi hâkim kılar, kendisini adım adım izleyen sahâbe efendilerimize de hayır ve nafile adına teşviklerde bulunurdu.

İlahî Müjdelerin İzharı Şaban-ı Muazzama

Zaman Şaban ayına girdimi heyecan biraz daha artardı. Çünkü Şaban ayı, onlarca hadiste beyan buyrulduğu gibi çok önemli müjdelerin verildiği bir aydı. Hz. Peygamber (S.A.V.) bir hadisinde: “Allah Teâla, Şaban ayının on beşinci gecesinde (Berat Gecesi) rahmetiyle dünya semasına iner, orada tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok günahkârı affeder.” (İbnMace, İkâme, 191; Tirmizî, Savm, 39) buyurmuştur.

Hz. Peygamber (S.A.V.) bir başka hadisinde ise daha farklı bir tablo bizlere anlatır: “Şaban’ın ortasındaki geceyi ibadetle ihya ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Teâla o akşam güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızkını vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona afiyet vereyim. Yok mu şöyle, yok mu böyle!’ der.” (İbnMace, İkâme, 191)

Şaban aynın on beşinci gecesinden sonra ise artık nazarlar hep Ramazan ayının üzerinde yoğunlaşır. Selman-ı Farisî’nin (R.A.) bize naklettiği şu hutbe, zaten her şeyi ortaya koymaktadır. Efendimiz (S.A.V.) buyurmuşlardır ki :

“Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başımıza düştü. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır. Allah o mübarek ayın gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazları meşru kıldı. Bu ayda küçük büyük bir hayır yapan insan başka aylarda bir farz eda etmiş gibi sevap alır. Bu ayda bir farzı yapmak, başka aylarda yetmiş farz yerine geçer. Bu ay Allah için açlık ve susuzluğun, taat ve ibadetin meşakkatlerine sabır ve tahammül ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay yardımlaşma ayıdır, bu ay mü’minlerin rızkını arttıracak aydır. Bu ayda her kim oruçlu bir mü’mine iftar edecek bir şey verirse, yaptığı bu iş günahlarının bağışlanmasına ve Cehennemden azat olmasına sebep olur. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmeden onun kadar sevaba kavuşur.
Ashab-ı kiramdan bazıları, “Ya Resûlallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir şey bulup verecek durumda değiliz” dediler.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.): “Allah bu sevabı bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mü’mine iftar ettirene de verir” buyurdular ve hutbelerine şöyle devam ettiler: “Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluştur. Bu ayda her kim kölesinin (işçi ve hizmetçisinin) işini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar. Bunun için bu ayda şu söyleyeceğim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razı kılarsınız, diğer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrı kalamazsınız. Rabbinizin rızasına sebep olan hasletlerin birisi, Kelime i Şehadete devam etmeniz, diğeri de Allah’tan mağfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceğiniz iki hasletin biri Allah’tan Cenneti istemek, diğeri Cehennemden Allah’a sığınmaktır. Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahşerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.” (et-Tergibve’t-Terhib, 2, 94-95)
On Bir Ayın Sultanı Ramazan-ı Mübareke

İki aylık hazırlık sürecinin ardından on bir ayın sultanı olan Ramazan’a ulaşılır. Hazırlık ne kadar güzel olursa, Ramazan o kadar bereketli olur. Bundan dolayı Hz. Peygamber (sas) sürekli bu hazırlığa dikkat çeker, her ibadeti ve her ameli ile adeta bir seferberlik ilan eder, büyük bir coşku ile Ramazan’a başlardı.
Allah Resulü (S.A.V.) özellikle kulluğun kalitesini arttırma adına Sahâbe’ye her daim heyecan verirdi. Bir gün şöyle buyuracaktı: “Her amelin bir coşkusu, her coşkunun bir gevşemesi vardır. Kimin gevşeme dönemi sünnetimden yana olursa, o mutlaka kurtulmuştur. Kimin de istek, arzu ve rağbeti sünnet dışına yönelik olursa o, helak olmuştur.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/158, 165; Tirmizi, Kıyamet, 21)

Nasıl İhya Edelim?

Önce ciddi bir muhasebe yapılmalıdır. Tedavi için teşhis şarttır. Muhasebenin neticesine göre eksikleri gidermek, noksanları tamamlamak, aşırılıkları itidal çizgisine çekmek için adımlar atılmalıdır. Hedefler belirlenmeli ve bu hedeflere ulaşmak için ciddi gayretler içerisine girilmelidir. Özellikle Allah (C.C.) ile irtibatın sağlamlaştırılması için iman hakikatleri üzerinde yoğunlaşılmalıdır.

Ayrıca bu rahmet mevsimi, bir bilinç yenileme mevsimidir. Özellikle Recep ve Şaban aylarının 8 haftası, her bir hafta bir bilinç üzerinde ciddi ciddi durulmalı bu konuda var olan sıkıntıların giderilmesi için çalışılmalıdır.

8 hafta için kuşanılması gereken bilinçler şunlar olmalıdır:

Niyet Bilinci


Niyet, yapılan her işi, atılan her adımı sadece ve sadece Allah için yapmaktır. Allah’tan gayri ne varsa kalbinden ve aklından at ki, amellerin değer kazansın, işin neticesinde karşılık bulasın.

İman Bilinci

İman, Allah’ın yaratmasına, birliğine, hükümranlığına, kayıtsız ve şartsız teslim olmaktır. Hayatında Allah›tan gayri ne varsa hepsini imha edip, sadece Allah›ın razı olduklarını inşa et ki, gerçek manada mümin olasın.

Helal Bilinci

Helal, Allah’ın haram kıldığı şeyler dışında kalanlardır. Bu daire geniştir, keyfe de kâfidir. Helal ile yetin ve hep onun arkasında ol ki, bereketi elde edebilesin ve her daim huzur içinde kalasın.

Ahlâk Bilinci


Ahlâk, Müslüman’ın kuşanacağı en güzel elbisedir. Hayatın her alanında ortaya koyacağın tavır, Mümin ahlakına uygun olmalıdır. Ahlakın Kur’an ve Sünnet ile şekillensin ki, imanını temsil edesin ve sana yakışan hali âleme yansıtasın.

Namaz Bilinci

Namaz, dinin direği, cennetin anahtarı, müminin miracı, hesabın ilk sorgusu, gözlerin aydınlığı, imanın ikiz kardeşidir. Namazlarını hakkı ile ikame et ki, onunla doğrulasın, dik durasın, Allah ile irtibatını canlı tutasın ve her türlü çirkinlikten uzak kalasın.

Kur’an Bilinci

Kur’an, bir ucu kendi otoritesinde, bir ucu yere sarkıtılmış, tutacak eller bekleyen Hablullah/Allah’ın ipidir. O ipe sımsıkı sarıl, ahkâmı ile amel et, ahlakı ile ahlaklan ki, adam olasın, adam kalasın, adamlar yetiştiresin.

Sünnet Bilinci


Sünnet, Müslümanca düşünme ve Müslümanca yaşamadır. Hayatın her alanında ve her anında rehberin kesinlikle Hz. Peygamber (S.A.V.) olmalıdır. O’nun adımlarını izleyen bir takipçi ol ki, yanlış yapmayasın, eksik bırakmayasın ve batıl yollara sapmayasın.

Ümmet Bilinci

Ümmet, ırkın, dilin, toprağın bir araya getirdiği insanlar değil, imanın bir potada topladığı inanç mensuplarıdır. Onlar bir vücudun azaları gibidir. Ağıran ve ağlayan coğrafyalarının sesini derinden duy ki, imanının sorumluluğunu yerine getiresin.

Allah (C.C.) hepimize bu bilinçleri kazandırtsın ve bu bereketli günleri hakkımızda hayırlara vesile kılsın.

Muhammed Emin Yıldırım

21 Ocak 2023 Cumartesi

Hey Mübarek Adam!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; Allah’tan başka size gökten ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl oluyor da (tevhidden küfre) çevriliyorsunuz! (Fâtır, 3)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah’tan başka ilah yoktur! O birdir, tekdir! Ortağı yoktur, mülk ve hamd O’nundur. O her şeye kâdirdir. Allahım! Senin verdiğini kimse engelleyemez. Senin engellediğini kimse veremez. Allahım! Senin lûtfun, kudretin olmadan hiçbir güç sahibine gücü fayda vermez.” (Buhârî, Ezan, 155; Müslim, Mesâcid, 137)   

https://www.2g1d.com/ 

20 Ocak 2023 Cuma

Ne Mutlu O Sağdakilere!

 
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Kıyamet koptuğu zaman, ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur; O, alçaltıcı ve yükselticidir. Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar parçalandığı, dağılıp toz duman haline geldiği, ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman, sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar! (Hayırda) önde olanlar, (ecir de) öndedirler. İşte bunlar, naîm cennetlerinde (Allah’a) en yakın olanlardır.” (Vâkıa, 1-12)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Rabbiniz arada bir tercüman bulunmaksızın, her birinizle konuşacaktır. Kişi sağına bakar, önceden gönderdiği iyi işleri görür; soluna bakar vaktiyle yaptığı kötü işleri görür. Önüne bakar, önünde sadece cehennemi görür. Yarım hurma ile de olsa cehennemden korununuz.” (Buhârî, Zekât 9; Müslim, Zekât 67.)   

https://www.2g1d.com/ 

19 Ocak 2023 Perşembe

Son Nefes

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.” (Kâf, 19)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bir kimse son nefeste (hâlis bir kalb ile) kelime-i tevhîd getirirse, cennete girer…” (Hâkim, Müstedrek, I, 503)   

https://www.2g1d.com/ 

18 Ocak 2023 Çarşamba

Zahmetsiz Rahmet Olmaz

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (İnşirâh, 5-6)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah hayrını dilediği kişiyi sıkıntıya sokar.” (Buhârî, Merdâ, 1)   

https://www.2g1d.com/ 

17 Ocak 2023 Salı

Seni İncitir

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“(Resûlüm!) Sen afyolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’râf, 199)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bismillâh! Allâh’a tevekkül ettim. Allâh’ım! Dalâlete düşmekten ve başkaları tarafından dalâlete sürüklenmekten, kaymaktan ve kaydırılmaktan, haksızlık yapmaktan ve haksızlığa uğramaktan, câhilce davranmaktan ve câhillerin davranışlarına muhâtap olmaktan Sana sığınırım.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 102-103/5094; Tirmizî, Deavât, 35)   

https://www.2g1d.com/ 

16 Ocak 2023 Pazartesi

Siftah Yapmayan Komşu


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. Çünkü (o günde) Allah, onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandıracak ve lütfundan onlara fazlasıyla verecektir. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır.” (Nûr, 37,38)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Malını satışa arz eden cesur tüccar merzuk (rızıklandırılmış), muhtekir (karaborsacı) ise mel’undur.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 6)   

https://www.2g1d.com/ 

15 Ocak 2023 Pazar

Rabbine Karşı Mütevâzı Ol!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde vakar ve tevâzu ile yürürler, câhiller kendilerine sataştığı zaman, “Selâm!” derler (geçerler).” (Furkân, 63)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allah Teâlâ bana: “O kadar mütevâzı olun ki, kimse kimseye haksızlık etmesin; kimse kimseye karşı böbürlenmesin!” diye vahyetti.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 40. Müslim, Cennet, 64)

Peygamberimiz (sav) Cenâb-ı Hakk’a kul olmayı daima her şeyin üzerinde tutmuştur. Onun bu tercihini bildiren rivâyetlerden biri şöyledir:

Bir gün Cebrâil (as) Allah Rasûlü’nün yanında iken o esnada semâdan bir melek indir. Cebrâil (as) bu meleğin dünyâya ilk defa indiğini söyledi. Melek:

“- Yâ Muhammed! Beni sana Rabbin gönderdi. Kral bir peygamber mi, yoksa kul bir Peygamber mi olmak istediğini soruyor” dedi. O sırada Cebrâil:

“-Ey Muhammed! Rabbine karşı mütevâzı ol!” dedi.

Rasûlullah (sav):

“-Kul bir peygamber olmayı isterim” buyurarak müstesna bir tevâzu örneği sergiledi. (Ahmed b. Hanbel, II, 231; Heysemî, Mecma, IX, 18, 20)  

https://www.2g1d.com/ 

14 Ocak 2023 Cumartesi

Allah Rızâsı

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz (değersiz kılarız).” (Furkan, 23)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Şu dört şeyden sorgulanmadıkça kulun ayakları kaymaz: Ömrünü nerede geçirdiğinden; bedenini nerede eskittiğinden, ilmiyle ne kadar amel ettiğinden; malını nereden kazanıp nereye harcadığından.” (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 1.)

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurur:

“Kıyâmet günü bir takım mühürlü sahîfeler getirilir; Allah’ın huzûruna dikilir. Cenâb-ı Hak, meleklere; “Şu, şu amelleri atın; şu şu amelleri de kabul edin” buyurunca melekler: “Ya Rab izzetine yemin ederiz ki biz hayırdan başka bir şey görmüyoruz, nasıl atalım?” derler. Allah Teâlâ cevaben: “Bu amellerin sahibi de çok iyi bilir ki, bunlar benden başkaları için yapılmıştı. Bugün, benim rızâmı arayarak yapılan amellerin dışındaki hiçbir ameli kabul etmiyorum.” buyurur. (Münzirî, Tergîb, I, 37)  

https://www.2g1d.com/ 

13 Ocak 2023 Cuma

Allah Rızası İçin İyilikler Yap!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz” diyenlerin sözünü andolsun ki Allah işitmiştir. Onların (bu) dediklerini, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ile birlikte yazacağız ve diyeceğiz ki: Tadın o yakıcı azabı!” (Âl-i İmrân, 181)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Her sene temizlenmeyen (zekâtı verilmeyen) mal hayırdan uzaktır…” (Deylemî, hadis no: 6395)  

https://www.2g1d.com/ 

12 Ocak 2023 Perşembe

Allah Rızkımızın Kefilidir


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“…Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cum’a, 11)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“…Allah’ım, helâl rızık ihsan ederek harama, fazlı kereminle kendinden başkasına muhtaç etmeyerek beni zengin kıl!” (Müsned, I, 153) 

https://www.2g1d.com/ 

10 Ocak 2023 Salı

Beş Vakit Namaz

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Muhakkak namaz, mü’minler üzerine vakitlenmiş olarak farzdır.” (Nisâ, 103)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Namaz, gözümün nûrudur.” (Nesâî, Ahmed bin Hanbel)

Rasûlullâh (sav), ashâb-ı kirâma beş vakit namazın ehemmiyet ve muhtevâsını îzâh için şu suâli sordu:

“–Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?”

Sahâbîler:

“–O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz.” deyince Rasûl-i Ekrem (sav):

“–Beş vakit namaz da işte bunun gibidir. Allâh beş vakit namazla günahları silip yok eder.” buyurdu. (Buhârî, Mevâkît, 6)  

https://www.2g1d.com/ 

9 Ocak 2023 Pazartesi

Hakk’a Kurban Olan Genç

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“(Rasûlum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik. Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.” (Kevser, 1,2,3)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Âdemoğlunun, Kurban Bayramı’nın birinci günü yaptığı işlerin Allah’a en sevimli olanı, (kurban) kanı akıtmaktır. Kıyamet günü o kurban, boynuzları, tırnakları ve kıllarıyla gelir. Kurbanın kanı da, henüz yere düşmeden Allah’ın rızasına nail olur ve kabul edilir. O halde, kurbanlarınızı gönül hoşnutluğu ile kesin!” (İbn-i Mâce, Edâhî, 3; Tirmizî, Edâhî, 1/1493)  

https://www.2g1d.com/ 

8 Ocak 2023 Pazar

Kurban Âdâbı

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Biz, her ümmete (Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah'ın adını ansınlar diye kurban kesmeyi gerekli kıldık.” (Hac, 34)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Ramazan ve Kurban bayramı gecelerini, sevabını Allah’tan umarak ibadetle ihya edenlerin kalbi, bütün kalplerin öldüğü günde ölmeyecektir.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 68)

Kurban’ın her şeyden önce Allah için yapılan bir ibadet olduğu unutulmamalı, bu mübârek günlerde zikir, fikir ve şükürle ibadet vecdini muhâfaza etmelidir. Ayrıca dirâyetli ve ehil olanlar, hayvanlarını bizzat kendileri kesmeli, kurbanın ruh ve mânâsını yakından hissetmeye gayret etmelidirler. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Vedâ Haccı’nda 100 kurbanından 63’ünü bizzat kendileri kesmişlerdir. Kendileri kesemeyenler ise ehil birine vekâlet vermeli, fakat imkân varsa kesim esnâsında huşû, tâzim ve ihtiram duyguları içinde hayvanın yanında beklemelidirler.

Nitekim Rasû­lul­lah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Ey Fâtıma! Kalk, kurbanının yanında bulun! Şunu iyi bil ki onun kanından yere düşen ilk damla ile, işlemiş olduğun (küçük) günahlar affedilir.” (Hâkim, IV, 247/7524; Heysemî, IV, 17; Beyhakî, Şuab, V, 483)

Öte yandan, kurbanlık hayvanlara da güzel davranmak, onları ürkütmemek, susuzsa su içirip rahatlatmak ve kesim yerine güzelce götürmek îcâb eder. Kurbanı, keskin bir bıçakla kesmek ve ona hiçbir şekilde eziyet etmemek gerekir. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de hayvanların görmeyeceği bir yerde bıçakların güzelce bilenmesini emretmiş ve şu tembihlerde bulunmuştur:

“Biriniz hayvanını keseceği zaman, o işi hızlı yapsın!” (İbn-i Mâce, Zebâih, 3)

“Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir… (Kurban) kestiğiniz zaman kesmeyi en iyi şekilde yapı­nız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!” (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409) 

https://www.2g1d.com/ 

7 Ocak 2023 Cumartesi

Ben Yeni Bir Günüm

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Nihâyet o gün (dünyâda faydalandığınız) nîmetlerden elbette ve elbette hesâba çekileceksiniz.” (Tekâsür, 8)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır.” (Aclûnî, II, 305)

Alâ ibn Ziyâd’dan şöyle bir rivâyet gelmiştir:

Dünyâ günlerinden her biri insana şöyle seslenir: “Ey insanlar, ben yeni bir günüm ve benim içimde yapılan her şeye şâhidim. Ben gittim mi, kıyâmete kadar bir daha geri dönmem. Peygamberimiz (sav)’e: “İnsanların en hayırlısı kimdir ey Allah’ın Rasûlü? diye sorulduğunda, “Ömrü uzun, ameli güzel olandır” şeklinde cevap vermişlerdir. “İnsanların en şerlileri kimlerdir?” denilince “Ömrü uzun, ameli kötü, şerrinden korkulan ve hayrı umulmayan kimselerdir” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Zühd, 22; Dârimî, Rikak, 30; Müsned, VI, 188, 190; 40, 43)  

https://www.2g1d.com/ 

6 Ocak 2023 Cuma

Merhamet Mührü

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır gelir. O; size çok düşkün, mü’minlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” (Tevbe, 128)

Rasûlullah (sav)  efendimiz buyurdular:

“Yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, semâ ehli size merhamet etsin.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 58; Tirmizî, Birr, 16  

https://www.2g1d.com/ 

5 Ocak 2023 Perşembe

Kitabımız Kur’an-ı Kerim


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Kitabını oku! Bugün (hesap sorucu olarak sana) nefsin kâfidir.” (İsrâ, 14)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Size iki şey bıraktım. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece sapıklığa düşmezsiniz. Allah’ın Kitabı Kuran ve Resûlünün sünneti” (Muvatta, Kader 3; Riyâzü’s Sâlihîn, Cilt 1, Erkam Yay.)

https://www.2g1d.com/ 

4 Ocak 2023 Çarşamba

Gözyaşı Kalp Amelidir

  
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“İman edenlerin Allah’ı anma ve O’ndan inen Kur’an sebebiyle kalplerinin ürpermesi zamanı daha gelmedi mi? Müminler, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı. Onların birçoğu yoldan çıkmış kimselerdir.” (Hadîd, 16)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Allah korkusuyla gözyaşı döken kişi, sağılmış süt memeye dönmedikçe cehenneme girmez.” (Tirmizî, Zühd 9.)

Rasûlullah (sav): “Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teala, yedi sınıf insanı arşın gölgesinde barındıracaktır.” buyurur ve “Tenhada Allah’ı anıp gözyaşı döken kişi.”yi onların arasında sayar. (Buhari, Ezan, 36)  

https://www.2g1d.com/ 

3 Ocak 2023 Salı

Gıdânın Hazırlanması ve Tüketilmesi

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin..." (Bakara, 168)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine hamdeden kuldan hoşnut olur." (Müslim, Zikir 89. Tirmizî, Et'ime 18)  

https://www.2g1d.com/ 

2 Ocak 2023 Pazartesi

Nefsânî İhtirasları Bertaraf Etmek

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Nefsini kötülüklerden arındıran (maddî ve mânevî kirlerden temizleyen) mutlakâ kurtuluşa ermiş; onu kötülüklere gömen de elbette hüsrâna uğramıştır.” (Şems, 9-10)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse Cennetʼe giremez.” (Müslim, Îmân, 147) 

https://www.2g1d.com/ 

1 Ocak 2023 Pazar

Şeytanı Hüzünlendiriyoruz!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Kuşkusuz Rabbin katındakiler O’na kulluk etmekten kibirlenmezler, O’nu tesbih eder ve yalnız O’na secde ederler.” (Â’raf, 206)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” (Müslim, Salât 215. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78)  

https://www.2g1d.com/ 

31 Aralık 2022 Cumartesi

Seven Sevdiğini Çok Zikreder

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler de kararır. Yüzleri kararanlara; Îmânınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azâbı tadın. (denecektir). Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allâh’ın rahmeti içindedirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.” (Âl-i İmrân, 106, 107)

Rasûlullah (sav)  efendimiz buyurdular:

“Allâh’ı sevmenin alâmeti, Allâh’ı zikretmeyi sevmektir.” (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 52)  

https://www.2g1d.com/ 

30 Aralık 2022 Cuma

Gözler Kör Olmaz

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ey habîbim! Sana karşı gelenler hiç yeryüzünde gezmediler mi? Zîrâ gezselerdi elbette düşünebilecek kalbleri, işitebilecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalbler kör olur.” (Hac, 46)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allâh’ın yeryüzü ehlinden kapları vardır. Rabbinizin (bu) kapları, sâlih kullarının kalbleridir. Allâh katında onların en sevimlisi, en rakîk ve yumuşak olanıdır.” (Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn, II. 19) 

https://www.2g1d.com/ 

29 Aralık 2022 Perşembe

En Kötü İnsanlar!

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“İnsanlardan gizler de Allah’dan gizlemezler. Hâlbuki geceleyin, O’nun razı olmadığı sözü düzüp kurarken Allah, onlarla beraber idi. Allah yaptıklarını kuşatıcıdır.” (Nisâ, 108)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“İnsanların en kötülerinden birisi de ikiyüzlü olandır ki bazı insanlara bir yüzü ile diğerlerine öbür yüzü ile gelir. Bu dünyada ikiyüzlü olan kimsenin kıyâmet gününde ateşten iki dili olacaktır.” (Buhârî, Menakıb, 1, Edeb, 52; Müslim, Birr, 98-99)

Ebû Hüreyre (ra) rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:

“Siz insanları madenler (gibi cins cins) bulursunuz. Onların Câhiliye döneminde hayırlı ve değerli olanları, şayet dini hükümleri iyice hazmederlerse İslâmiyet devrinde de hayırlıdırlar. Siz yine en hayırlı kişileri, yöneticilik işinden hiç hoşlanmayanlar olarak bulursunuz. Siz, en kötü kişileri de ikiyüzlüler olarak bulursunuz ki onlar, birilerine bir yüzle diğerlerine başka yüzle gider gelirler.” (Buhârî, Mekâkıb 1; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 199) 

https://www.2g1d.com/ 

28 Aralık 2022 Çarşamba

Komşuluk Hakları

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara (köle, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez." (Nisâ, 36)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Cebrâil bana komşuya  iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım." (Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141. Tirmizî, Birr 28)

Komşularımız, ev halkımızdan sonra yüzlerini en çok gördüğümüz kimselerdir. Bu sebeple onların dindar ve iyi ahlâklı kimseler olması arzu edilir. Fakat kendilerini seçmek elimizde olmadığı için komşularımızın gayri müslim ve kötü ahlâklı olmaları da mümkündür.


Kimler komşu sayılır? Bu konuda Hz. Ali'den gelen rivayete göre, birbirlerinin sesini duyacak kadar yakın olan kimseler komşu sayılır.

Hz. Âişe meseleye daha geniş bakmış ve evin her cephesinden kırkar hânenin komşuluk hakkı bulunduğunu söylemiştir. Konumuzun başındaki âyet-i kerîmede zaten komşular "yakın komşu ve uzak komşu" diye iki grupta ele alınmıştır.

Komşular bazen bir akraba gibi birbiriyle içli dışlı oldukları için güzel geçinmeleri, birbiri hakkında iyi şeyler düşünüp mutlu olmalarını istemeleri, mallarının ve canlarının zarar görmemesi için gayret etmeleri, komşusu hatalı bir iş yapmaya kalktığında veya bir konuda komşusunun görüşünü almak istediğinde ona doğru yolu göstermeleri başlıca komşuluk haklarıdır. Buna ilave olarak zaman zaman birbirlerine hediye göndermeleri, karşılaştıkları zaman birbirinin yüzüne tebessüm edip selamlaşmaları, yardıma çağırdıkları zaman hemen gitmeleri gibi iyi komşuluk esaslarını saymak mümkündür.

Komşusunun gayri müslim olması, bir müslümana, ona karşı komşuluk hakkını gözetmeme yetkisini vermez. Komşusunun yahudi, hıristiyan veya hiçbir dine inanmayan bir müşrik olması bu prensibi değiştirmez. (Riyâzü's Sâlihîn, 2. Cilt 394-395, Erkam Yay.) 

https://www.2g1d.com/ 

27 Aralık 2022 Salı

Takvâ Hayatı


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

"Kim zerre miktarı hayır yapmışsa, onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse, onu görür." (Zilzâl, 7-8)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

"Küçük görülen günahlardan sakının! Çünkü o (küçük günah)lar bir kimsede birikirler de neticede onu helâk ederler." (Ahmed, I, 402-403; V, 331)

https://www.2g1d.com/ 

26 Aralık 2022 Pazartesi

Seher Vakti

  

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Gecenin bir kısmında O’na secde et; gecenin uzun bir bölümünde de O’nu tesbîh et! Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyor, istiyor ve tercih ediyorlar da önlerindeki çetin bir günü (âhireti) ihmal ediyorlar.” (İnsan, 26-27)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdetidir. Şüphesiz gece ibadete kalkmak, Allah’a yakınlıktır. (Bu ibadet) günahlardan alıkoyar, hatalara keffâret olur ve bedenden dertleri giderir.” (Tirmizî, Deavât, 101/3549)

Seherleri teheccüde kalkanları Rasûlullah (sav) de sevmektedir. Bunu da şu rivâyetten anlamaktayız:

Hz. Âişe vâlidemize:

“–Rasûlullah (sav), insanlardan en çok kimi sever?” diye sordular.

Âişe (ra):

“–Fâtıma’yı!” dedi.

“–Ya erkeklerden?” denildi.

Bu sefer Hz. Âişe (ra):

“–Onun kocasını!” dedikten sonra çok mühim bir noktaya dikkat çekerek şöyle devam etti:

“–Bildiğim kadarıyla o, çok oruç tutan ve çok gece namazı kılan bir kişidir.” (Tirmizî, Menâkıb, 60/3874)

Geceleri Allah için namaz kılan kimselerin, cennete gireceğini haber veren şu rivâyet de oldukça mühimdir:

Rasûlullah (sav):

“–Cennette birtakım köşkler vardır. (Şeffaflık ve güzellikleri sebebiyle) dışları içlerinden, içleri de dışlarından görülür” buyurmuştu.

Bunu işiten bir bedevi ayağa kalkıp:

“–Bu köşkler kimler içindir ey Allah’ın Rasûlü?” diye sordu.

Fahr-i Kâinât Efendimiz:

“–Sözünü güzel ve hoş söyleyen tatlı dilli, yemek yediren, oruca devam eden ve gece herkes uyurken Allah için namaz kılan kimseler içindir!” buyurdu. (Tirmizî, Birr, 53/1984) 

https://www.2g1d.com/ 

25 Aralık 2022 Pazar

Toplum Yarası


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler hiç şüphesiz karınlarına ateş doldurmuş olurlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.” (Nisâ, 10)

Rasûlullah (sav)  efendimiz buyurdular:

“Eğer kalbinin yumuşamasını istiyorsan fakiri doyur, yetimin başını okşa!” (Ahmed b. Hanbel, II, 263, 387) 

https://www.2g1d.com/ 

24 Aralık 2022 Cumartesi

Samimi Kılınan Namaz


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Ey Rasûlüm! Âilene ve ümmetine namazı emret ve kendin de devam et! Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız. Güzel âkıbet, takvâ sahiplerinindir.” (Tâhâ, 132)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Önceki peygamberler de felâket ve musîbet anında namaza yönelirlerdi.” (Fezâil-i A’mâl, 249) 

https://www.2g1d.com/ 

23 Aralık 2022 Cuma

İbadetin Ehemmiyeti


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine kulluk/ibadet et!” (Hicr, 99)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İnsan, kulluk vazifelerini îfâda kusur gösterir, yani her ibadetini kâfî miktarda yapmayıp azaltırsa Cenâb-ı Allah onu gam ve kedere mübtelâ kılar.” (Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, no: 6788) 

https://www.2g1d.com/ 

22 Aralık 2022 Perşembe

Şerlerin Anahtarı


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide, 91)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Sakın içki içme, çünkü o bütün kötülük ve şerlerin anahtarıdır.” (İbn-i Mâce, Eşribe, 1)

https://www.2g1d.com/ 

21 Aralık 2022 Çarşamba

Şeytan Günaha Teşvik Eder


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah’a sığın.” (Fussilet, 36)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Allah Teâlâ da kıskanır. O’nun kıskanması, kulun ilâhî yasakları çiğnemesi sebebiyledir.” (Buhârî, Nikâh, 107; Müslim, Tevbe 36.)

Allah Teâlâ, içinde şeytanın iğvâsını, şöyle yap böyle yap diye kötülüğe doğru ittiğini hisseden kimsenin, hiç vakit kaybetmeden hemen Rabbine sığınmasını tavsiye buyurmaktadır. İçinde günaha doğru bir meyil veya bir kimseye karşı öfke hisseden yahut nefsin başka telkinleriyle burun buruna gelen insanın yapacağı tek şey, o duyguları yaratana sığınmaktır. Öyle ya, iri azgın köpeklerin hücumuna uğrayan bir kimsenin yapacağı en iyi hareket köpeklerin sahibine sığınmaktır. İslâm büyüklerinden biri ile talebesi arsında geçen şu konuşma da bunu göstermektedir:

-Şeytan seni fenalığa teşvik ederse ne yaparsın?

-O duygulardan kurtulmaya gayret ederim.

-Şeytan aynı duyguları bir daha telkin ederse?

-Yine o duygulardan kurtulmaya çalışırım.

-Şeytan seni tekrar baştan çıkarmaya çalışırsa?

-Ben yine ondan kurtulmaya gayret ederim.

-Bu uzun iş, oğlum! Düşün, yolda giderken önüne bir koyun sürüsü çıksa, sürünün köpeği havlayarak yanına gelip sana yol vermese ne yaparsın?

-Köpekle mücadele eder, yolumdan çekilmesini sağlarım.

-Bu da uzun iş, evlât! Sürünün çobanından yardım iste de, köpeği yolundan çeksin. (Riyâzü’s Sâlihîn, 7.Cilt Syf. 237. Erkam Yay.) 

https://www.2g1d.com/ 

20 Aralık 2022 Salı

Saygı Kandil Gibidir


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Şüphesiz Biz insanı en güzel bir biçimde (ahsen-i takvîm üzere) yarattık.” (Tîn, 4)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Allâh Teâlâ, Âdem’i yeryüzünün her tarafından aldığı bir tutam topraktan ya­ratmıştır. Bu sebeple Âdemoğullarının, o topraklara izâfeten bir kısmı kırmızı, bir kısmı beyaz ve siyah, bir kısmı da bu renklerin karışımındaki bir renkte; bir kısmı yumuşak, bir kısmı sert, bir kısmı iyi huylu, bir kısmı kötü huylu olarak (yâni muhtelif istîdâd, husûsiyet ve karakterde) dünyâya gelmiştir.” (Ebû Dâvud, Sünnet, 16; Tirmizî, Tefsîr, 2/2955; Ahmed, IV, 400)

https://www.2g1d.com/ 

19 Aralık 2022 Pazartesi

Mûcize Bir Gıda


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardır. Zira size, onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen hâlis bir süt içiriyoruz.” (Nahl, 66)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Bir kimseye süt ikram edilirse, o kimse şöyle desin: Allâh’ım! Bu sütü bize bereketli kıl, bize daha fazla süt ver. Çünkü yiyeceklerin ve içeceklerin yerini tutan, açlığı ve susuzluğu gideren sütten başka gıda yoktur.” (Ebû Dâvud, Eşribe, 20; Tirmîzî, Deavât, 55; İbni Mâce, Et’ime, 35)

https://www.2g1d.com/ 

18 Aralık 2022 Pazar

Ümidinizi Kesmeyin!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer, 53)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar ve hiç aldırmaz. Çünkü O, çok bağışlayan çok esirgeyendir.” (Tirmizî, Tefsir (39), 2.) 

https://www.2g1d.com/ 

17 Aralık 2022 Cumartesi

Ümmetini Düşünen Peygamber


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“(Rasûlüm)! Şüphesiz biz bu Kitab’ı sana, insanlar için hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların üzerinde vekil değilsin.” (Zümer, 41)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Benimle ümmetimin durumu, ateş yakıp da ateşine cırcır böcekleri ve kelebekler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz.” (Buhârî, Rikak 26; Müslim, Fezâil 17; Tirmizî, Edeb 82.)

Başka bir hadiste Rasûlullah (sav) şöyle buyurdular:

“Allah’ın benimle gönderdiği hidâyet ve ilim, yeryüzünde yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır: Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sâyesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir. İşte bu, Allah’ın dininde anlayışlı olan ve Allah’ın benimle gönderdiği hidayet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen hem öğreten kimse ile, buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allah’ın benimle gönderdiği hidayeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir.” (Buhârî, İlim 20; Müslim, Fezâil 15; Müsned, IV, 399) 

https://www.2g1d.com/ 

16 Aralık 2022 Cuma

Hakk’a Yakın Olan Kul


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Şüphesiz îman edip sâlih amel işleyenler için başlarına asla kakılmayan bir mükâfat vardır.” (Fussilet, 8)

Rasûlullah (sav) efendimizbuyurdular:

“Allah’a teslimiyet gösteren hiçbir kul yoktur ki bedenine herhangi bir belâ isâbet etsin de Yüce Allah amellerini kontrol etmekte olan iki meleğe şöyle demesin: “Bu kuluma Bana tam olarak bağlı bulunduğu sırada yazdığınız mükâfat ve sevapları beher gün ve gece yine yazın.” (et-Terğib, V, 250) 

https://www.2g1d.com/ 

15 Aralık 2022 Perşembe

İstikamet Üzere Bir Ömür


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"Emrolunduğun gibi dosdoğru olmaya devam et!" (Hûd, 112)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"Kalbi dürüst olmadıkça kulun imanı doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz" (Ahmed b. Hanbel, Müsned III, 198) 

https://www.2g1d.com/ 

14 Aralık 2022 Çarşamba

Huzur Buluyoruz!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Muhakkak ki (şu) mü’minler felâh bulmuştur: Onlar, namazlarında huşû içindedirler.” (Mü’minûn, 1,2)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Namazını, (hayâta) vedâ eden bir kimsenin namazı gibi kıl! Özür dilemen gereken bir sözü söyleme! İnsanların elindekilere tamah etme!” (İbn-i Mâce, Zühd, 15; Ahmed, V, 412) 

https://www.2g1d.com/ 

13 Aralık 2022 Salı

Müslümanların Sıkıntılarıyla İlgilenmek


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!” (Bakara, 177)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“İnsanların arasına karışıp onların ezâlarına katlanan (onların dertleriyle dertlenen, hâcetlerini halleden) müslüman, onlara karışmayıp ezâlarına katlanmayandan daha hayırlıdır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 55/2507)

Hz. Ali (ra)’ın şu sözleri ne kadar ibretlidir:

“İki nîmet vardır ki, beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum:

Birincisi, bir kimsenin, ihtiyacını karşılayacağımı ümid ederek bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle benden yardım istemesidir.

İkicisi de, Allah Teâlâ’nın, o kimsenin arzusunu benim vâsıtamla yerine getirmesi yahut kolaylaştırmasıdır.

Bir müslümanın sıkıntısını gidermeyi, dünya dolusu altın ve gümüşe sahip olmaya tercih ederim.” (Ali el-Müttakî, VI, 598/17049) 

https://www.2g1d.com/ 

12 Aralık 2022 Pazartesi

Cömertlikte Ölçü


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“…Hayır olarak harcadığınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak verdiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.” (Bakara, 272)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Ey âdemoğlu! İhtiyacından fazla olan malını sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür. İhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın. İyiliğe, geçimini üstlendiklerinden başla. Veren el, alan elden üstündür (unutma).” (Müslim, Zekât 97. Tirmizî, Zühd, 32)

İhtiyaç fazlasının infak edilmesi tavsiye edilmektedir. Bu orta yoldur. Zira kendisini başkasının yardımına muhtaç bırakacak şekilde nesi var nesi yoksa dağıtmak sonra da başkasının kendisine bir şeyler vermesini beklemek asla doğru değildir. Böyle bir tavır cömertlik sayılmaz. Her şeyin bir ölçüsü vardır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, bütün malını sadaka olarak getirip:

- Ey Allah’ın Rasûlü!. Al bunu, sadakadır. Sahip olduğum bütün malım budur, diyen kimsenin yüzüne bakmamış. Adam bu sözü üç kez tekrarlayınca, malı alıp adamın önüne bırakmış, sonra da:

“-Sizden biri elinde-avucunda ne varsa hepsini getiriyor ve bu sadakadır diyor; sonra oturup insanların kendisine yapacakları yardımı bekliyor. Sadakanın iyisi, vereni ihtiyaç içinde bırakmayandır” buyurmuştur. (Dârimî, Zekât 25.)

https://www.2g1d.com/

11 Aralık 2022 Pazar

Rızık İnsana Âşık


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) dır.” (Hud, 6)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Eğer siz Allâh’a gereği gibi tevekkül etseydiniz, (Allâh), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları hâlde akşam doymuş olarak dönerler.” (Tirmizî, Zühd, 33; İbn-i Mâce, Zühd, 14)

Enes (ra) der ki: Hz. Peygamber (sav) ile beraber Medine’nin bir obasına doğru yola çıktık; yanımda da kendisinin abdest suyu vardı. Bir ara Peygamber (sav) bir vâdîye girdi; sonra başını kaldırıp bana eliyle işaret etti. Ben de oraya girdim; bir de baktım ki ağacın üzerinde bir kuşcağız gagasını ağaca vurup duruyor.  Efendimiz: “Ne diyor biliyor musun?” diye sordu. “Hayır” deyince şöyle buyurdu: “Diyor ki: ‘Allahım! Sen asla zulmetmeyen âdil zatsın! Görme özelliğimi kaybettim; şu anda da açım, n’olur beni doyur!” Bunun üzerine bir çekirge gelip gagasının arasına giriverdi. Sonra görüldü ki kuş gagasını birbirine vuruyor. Hz. Peygamber: “Ne diyor biliyor musun?” deyince yine “Hayır” dedim. Bunun üzerine şu cevabı verdi. “Diyor ki: ‘Her kim Allah’a güvenip dayanırsa O ona yeter; her kim O’nu anarsa O da onu unutmaz.” Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Enes! Bu günden sonra artık kimin işi gücü rızık peşinde koşturmak olabilir!? Kaldı ki, rızık, sahibini, sahibinin kendisini aramasından daha fazla aramaktadır.” (Aclunî, II, 317)

https://www.2g1d.com/

10 Aralık 2022 Cumartesi

Helâl Lokma


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Ey Peygamberler! Temiz olan şeylerden yiyin; güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla bilmekteyim.” (Mü’minûn, 51)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Allah tayyibdir, ancak tayyip-temiz olanı kabul eder.” (Müslim, Zekat, 65)

Şeddâd’ın kız kardeşlerinden rivâyet edildiğine göre o, Rasûlullah (sav)’e sıcağın şiddetli olduğu bir günde orucunu açarken bir bardak süt gönderdi. Efendimiz (sav): “Bunu nereden buldun?” diye sordu ve geri çevirdi. Kadın: “Kendi koyunumdan.” dedi. Rasûlullah (sav) yine geri çevirdi ve: “Bu koyunu nereden buldun?” diye sordu. Kadın: “Kendi malımla satın aldım.” dedi. Bunun üzerine sütü aldı. Sonra o kadın Efendimiz’in yanına geldiğinde: “Yâ Rasûlallah neden o sütü geri çevirdiniz?” diye sordu. Rasûlullah (sav): “Peygamberler ancak tayyip/temiz şeylerden yemek ve ancak sâlih amel işlemekle emrolunmuşlardır.” buyurdu. (İbn Kesîr, III, 247) 

https://www.2g1d.com/

9 Aralık 2022 Cuma

İşte Budur!


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillahirrahmanirrahim 

"İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın." (Kaf, 18)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

"İnsan sabahlayınca, bütün organları dil'e baş vurur ve (âdeta ona) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah'dan kork. Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz, sana bağlıyız. Eğer sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Eğer sen eğrilir, yoldan çıkarsan biz de sana uyar, senin gibi oluruz." (Tirmizî, Zühd 61)

Süfyân İbni Abdullah (ra) şöyle dedi:

“-Ey Allah'ın Rasûlü! Bana kesinlikle yapmam gereken bir iş söyle” dedim. Efendimiz:

"-Rabbim Allah'tır de, sonra dosdoğru ol!" buyurdu. Ben:

“-Ey Allah'ın Rasûlü! Hakkımda (zararını göreceğimden) en çok endişe ettiğin şey nedir?” dedim. Efendimiz, o güzel dilini eliyle tuttu ve:

"-İşte budur!" buyurdu. (Tirmizî, Zühd 61; İbni Mâce, Fiten 12) 

https://www.2g1d.com/

8 Aralık 2022 Perşembe

Caiz ne demek?


Elmalılı Hamdi Yazır diyor ki; bir fetva alıyorsun caiz deniyor. Caiz demek, terki evla demektir. Yani en alt seviye demektir. Yapmasan daha iyi, sınırda demekti . Zühd ehli olanlar bu caizleri de terkederek dünyevileşmeye, mübahların aşırılaşmasına ve hayatı işgal etmesine, amaç haline gelmesine karşı çıkıyorlar.  

7 Aralık 2022 Çarşamba

Seven, Sevdiğine İtaat Eder


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Kim Allâh’a ve Rasûlüne itaat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine lutufta bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihlerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır!” (Nisâ, 69)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Rabbiniz –azze ve celle- buyuruyor ki: Eğer kullarım Bana îcâb ettiği şekilde itaat etseler, Ben onlara yağmuru (dahi) gece yağdırırım, gündüz de üzerlerine güneşi doğdururum. Onlara ayrıca gök gürleme sesini de duyurmam!...” (Ahmed, II, 359; Hâkim, IV, 285/7657)

https://www.2g1d.com/

6 Aralık 2022 Salı

Fısıldaşma Yasağı


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah’a dayanıp güvensinler.” (Mücâdele, 10)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Üç kişi bulunduğunuzda iki kişi diğer arkadaşlarının dışında gizli konuşmasın, çünkü bu onu üzer.” (Müslim, Selâm, 2184; Tirmizî, Edeb, 2825.)

Üç kişi bir arada iken, ikisinin bir tarafa çekilip gizli gizli konuşmaları, üçüncü kişiyi işkillendirir. Kendisi hakkında kötü bir şey planlandığını zanneder. En azından, kendisini konuşmalarına ortak etmedikleri için üzülür. Böyle bir tavır, orada bulunanlar arasında soğukluğa ve güvensizliğe sebep olur. Bu sebeple Resûl-i Ekrem Efendimiz, böyle bir davranışın İslâm muâşeret kurallarına uygun olmadığını bildirmiş ve yasaklamıştır. İmam Mâlik ve Nevevî bu yasağın, haram anlamında olduğu görüşündedirler. Ancak hemen hatırlatalım ki, üçüncü kişiden izin almak suretiyle yapılacak gizli konuşmada, pek tabii ki herhangi bir sakınca yoktur. Üçten çok kişinin bir arada bulunduğu bir mecliste de, bir kişiyi dışlayarak hepsi birden kendi aralarında fiskos edecek olsalar, hüküm yine aynıdır. Bu da yasaktır. Öte yandan bir mecliste, içlerinden birinin bilmediği bir dille konuşmak da gizlice fısıldaşmak hükmündedir. Çünkü bu durum o kişiyi üzer ve şüphelendirir. Üçden fazla kişinin bulunduğu bir toplantıda iki kişinin kendi arasında fısıldaşması yasak değildir. Çünkü, kimse yalnızlığa itilmemiş olup diğerleri de kendi aralarında konuşabilirler. Resûl-i Ekrem Efendimiz'in sünnetini imkân ölçüsünde aynen yaşamaya çok özel bir gayret ve titizlik gösteren Abdullah İbni Ömer, Hz. Peygamber'in bu konudaki tavsiyesine nasıl uyulabileceğini fiilî olarak göstermiştir. Gizli görüşme isteyen bir kişi yanına gelince, daha önceden yanında bulunan arkadaşını yalnız bırakmamak için hemen bir dördüncü kişiyi çağırıp siz ikiniz şuracıkta biraz meşgul olun, diyerek tedbir almış ve özel görüşmesini yapmıştır. Böyle davranmasının gerekçesi olarak da Peygamber Efendimiz'in “Üç kişi bir arada iken, ikisi öbüründen ayrı olarak fısıldaşmasın" tavsiyesini göstermiştir. (Riyâzü’s Sâlihîn, 7. Cilt, Erkam Yay.)

https://www.2g1d.com/

5 Aralık 2022 Pazartesi

Kâinatı Tefekkür Etmek


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“Güneş de kendisi için belirlenen yörüngede akıp gitmektedir. İşte bu güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiri iledir.” (Yâsin, 38)

https://www.2g1d.com/

4 Aralık 2022 Pazar

Namazla Arınmak


Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm

“…Şüphesiz ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar...” (Ankebût, 45)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Beş vakit namazın benzeri, sizden birinizin kapısı önünden akıp giden ve her gün içinde beş defa yıkandığı bol sulu bir ırmak gibidir.” (Müslim, Mesâcid 284)

Ebû Hüreyre (ra)’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (sav)’i şöyle buyururken işittiğini söyledi:

“-Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” Sahâbîler:

“-O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz,” dediler. Rasûl-i Ekrem:

“-Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder.” buyurdular. (Buhârî, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 283. Tirmizî, Emsâl 5; Nesâî, Salât 7; İbni Mâce, İkâmet 193)

https://www.2g1d.com/

3 Aralık 2022 Cumartesi

Rahmeti Bol Rabbimiz


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

(İbrahim dedi ki) “Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O'dur. Hesap gününde hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur.” (Şu’arâ, 81,82)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyuruyor:

“…Allah ancak, merhametli kullarına rahmet eder.” (Buhârî, Cenâiz 33, Müslim, Cenâiz, 9, 11. Buhârî, Eymân 9, Merdâ 9, Tevhîd 25; Ebû Dâvûd, Cenâiz 24, Edeb 58; Nesâî, Cenâiz 22; İbni Mâce, Cenâiz 53)

Ömer İbnü’l-Hattâb (ra) şöyle dedi:

“(Bir keresinde) Rasûlullah (sav) (ayrı düştüğü) çocuğuna duyduğu özlemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, göğsüne bastırıp emziren bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler. Rasûlullah (sav) çevresindekilere (o kadını işaretle):

“-Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?” diye sordu.

“-Aslâ, atmaz!” dedik.

Bunun üzerine Hazret-i Peygamber:

“-İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir” buyurdu. (Buhârî, Edeb 18; Müslim, Tevbe 22. Ebû Dâvûd, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd 35)

https://www.2g1d.com/

2 Aralık 2022 Cuma


Tesbih namazı cemaatle kılınabilir mi?
Kaynaklarımız, tesbih namazını cemaatle kılınan nafile namazlar arasında saymamışlardır. Bu konuda Hz. Peygamberden (s.a.s.) de bir uygulama nakledilmediğinden, tesbih namazının cemaatle değil tek başına kılınması uygun olur.
Kaynaklarımızda nafile namazlardan sadece teravih, küsûf (güneş tutulması) ve bir görüşe göre istiskâ (yağmur duası) namazının cemaatle kılınması meşru görülmüştür. Bunların dışındaki tüm sünnet ve nafile namazların cemaatle kılınması mekruhtur (Serahsî, el-Mebsût, II, 144).

1 Aralık 2022 Perşembe

Sâlihleri Dost Edinmek


Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim

“Ey imân edenler, Allah’a karşı takva sahibi olun ve sadıklarla beraber bulunun!” (Tevbe, 119)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“İnsan, dostunun dini üzeredir. O halde her biriniz dost edineceği kişiye dikkat etsin!” (Ebû Dâvûd, Edeb, 16; Tirmizî, Zühd, 45)

Sâlih ve sâdıklarla ünsiyet neticesinde meydana gelen “aynîleşme”yi Şeyh Sâdî temsîlî bir şekilde şöyle hikâye eder:

Bir gün, dostlarımdan biri bana hamamda, temizlik yapmak için bir kil parçası verdi. Kullanırken ondan rûhu okşayan nefis bir râyihâ yayıldı. Bunun üzerine kile:

“- A Mübarek gönlümü büyüleyen kokundan adeta mestoldum! Söyle bakalım sen misk misin yahut anber misin?” diye sordum. Kil ise şu cevabı verdi:

“-Doğrusu ben, alalade bir toprağım. Fakat bir müddet gül fidanlanının altında bulundum; onun güzel rayihası bana sindi, içime işledi. İşte hissettiğiniz güzel koku bundandır.” (Sadi, Gülistan, s.8)

Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar verir veya sen ondan satın alırsın ya da (hiç değilse onunlar beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise ya elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Zebâih, 31, Büyû’, 38; Müslim, Birr, 146)

https://www.2g1d.com/