Boyun eğiş şirke kapı açar
Kalem 8: “Artık sen yalancılara itaat etme.”
Kalem 9: “İstedikleri şudur: Sen tâviz veresin ki, onlar da tâviz versinler.”
Vahye karşı binbir teori oluşturan kimselerin yalancı olduğunu Allah Teala ilan ediyor. Onlara (kafilere, münafıklara) boyun eğme. Boyun eğiş şirke kapı açar. Eziyetleri seni yıldırmasın, sen Allah’a güven, O’nun hükmüne sabret. (Resûlullah’ın şahsında bütün müminlere hitap ediliyor.)
Hakk’tan yana tarafgirliğinden ödün verme.
İnkarcılar, Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in değerlerinden tâviz vermesini, uzlaşmacı davranmasını ve İslâm’ın kendilerine ters gelen, çıkarlarıyla çatışan yönlerinin bırakılmasını istiyor; buna karşılık kendilerinin de tâviz vereceklerini ve ona engel olmayacaklarını söylüyorlardı. Pazarlık ediyorlar, sen biraz gevşet biz de biraz gevşetelim diyorlardı. Hepsinde olmasa bile bari bazı konularda (kısas, el kesimi vs) ısrar etme, diyorlardı. (Günümüz modern dünyasının bazı konularda benzer ödünleri istemekte ısrar etmesi aynı sürecin devamıdır.)
Ama Allah’ın elçisine diz çöktüremediler.
Müminler “Allah ve Resulü bir konuda ne dediyse ne istediyse, bizim için artık başka türlüsü yoktur.” diyenlerdir.
Aişe radıyallahu anh diyor ki; Resulullah kendisiyle ilgili konularda çok toleranslıydı. Kendi şahsi hukukundan vazgeçer, karşı taraf lehine olay çözümlensin, husumet olmasın, sıkıntı doğmasın diye gayet yumuşak ve olgun davranırdı. (Bu kendisiyle olan şahsi hukukunda uzlaşan biri olduğunu gösteriyor.)
Ancak Cenâb-ı Hâkk’ın hükümlerine dair bir konuda ise O ödünsüzdü, keskindi.
Allah azze ve celleden sebatı ve bizi sabit kılmasını dilemeliyiz.
Çocuğumuz, eşimiz vs istiyor diye tesettürden vazgeçmemiz, faize bulaşmamız, onlar istiyor diye alkollü eğlenceler tertip etmemiz, verilen ödünlere örnektir. Rabbi ikinci plana attıkları tutumları varsa anne babamıza dahi itaat etmeyeceğimizi okuyoruz ayetlerde.
Hem Yahudililer hem Hıristiyanlar olarak İslamiyetin karşısında iki farklı grup olarak kıyamete kadar kalacağını Kur’an-ı Kerîm bize haber vermektedir. Bunların içinde de Yahudilerin daha şiddetli bir düşmanlık sergileyeceğini ve Mü’minleri ödün vermeye, itaat etmeye zorlayacağını Cenâb-ı Hâkk haber vermektedir.
Yahudilerin en çok itaat etmeye zorladığı ve kendilerine en yakın buldukları ve arada kalmış bir topluluk olarak Müslüman ülkeler içerisinde ödün vere vere iyice yozlaştırdıklarını düşündükleri ülke ne yazıkki ülkemiz olarak görülmektedir.
Dolayısıyla da Kur’an-ı Kerîm’den bu manada en çok öğüde kulak vermeye muhtaç topluluk da yine bizleriz.
Kimler ayetler okunduğunda galiba benden bahsediyor diyorsa ibret almalı. Yahudilerle olan münasebetini gözden geçirmeli.
Prof. Dr. Halis AYDEMİR
https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q
https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder