29 Eylül 2018 Cumartesi
Namaz vakitleri, namazların birleştirilmesi
Soru:
Din adına konuştuğunu söyleyen bazı şahıslar beş vakit namaz hakkında şüpheye düşürücü şeyler söylüyorlar. Sizin bu konuda ve namazların birleştirilerek kılınması konusunda görüşünüz nedir?
Cevap:
Beş namaz beş vakitte kılınır.
Bazı konular bıkılmadan, usanılmadan tekrar tekrar tartışılıyor; bunlardan biri de namaz vakitleridir. Sünnî İslam'da, olağanüstü ve olağan dışı durumlar haricinde, beş farz namazın beş vakitte kılındığında şüphe yoktur. Hz. Peygamber (s.a.) ve ashâbının uygulamaları bilinmektedir; bu uygulama, "yolculuk, tehlike, sıkıntılı durumlar haricinde" beş vakit namazın, bugün de bildiğimiz kıldığımız beş ayrı vakitte kılınması şeklinde olmuştur. İlgili âyet ve hadisleri yorumlarken, bunlardan hüküm çıkarırken bu yaygın ve devamlı uygulamanın göz ardı edilmemesi gerekir. Kur'an-ı Kerim'de -hadislerde olduğu kadar açık olmasa da- beş vakte şöyle işaret edilmiştir:
"Gündüzün güneşin gün ortasını aşmasından gecenin karanlığına kadar namaz kıl; bir de sabah namazını; çünkü sabah namaz şahitlidir" (İsra: 17/78). İsrâ sûresinin buraya kadarki kısmında umumiyetle ulûhiyet, âhiret ve peygamberlikle ilgili inanç konuları üzerinde durulmuştur. Burada ise ibadetlerin en önemlisi kabul edilen namaz konusuna geçilmektedir. Tefsirlerde genellikle namazın farz kılındığı İsrâ olayının ardından inen sûrenin bu âyetinde beş vakit namaza işaret edildiği belirtilmektedir.
Âyet metnindeki "dülûk", güneşin bir günde izlediği farazi çemberi dönerken gündüz vakti en yüksek noktayı geçerek batmaya yönelmesidir. Gün ortasından başlayarak çemberin dörtte üçlük kısmını tamamlaması diye de açıklanmıştır ki bu da ikindi vaktidir. Ayrıca günbatımı için de kullanılmıştır (İbn Âşûr, XV, 182). Sonuç olarak müfessir İbn Âşûr'a göre "dülûkü'ş-şems" deyimi, öğle ikindi ve akşam vakitlerini içermektedir. Nitekim "ilâ" edatının da bu deyimin birden fazla vakti içerdiğine işaret etmektedir.
Müfessir Şevkânî bu deyimin anlamı konusundaki üç görüşü şöyle sıralar: a) Zeval vakti (Fahreddin Râzî'ye göre bu çoğunluk görüşüdür; XX, 25); b) Günbatımı, c) Güneşin zevalinden batımına kadar geçen süre (İbn Âşûr'un da bu görüşü benimsediğini görmüştük).
Âyet metnindeki "gasak" karanlık demektir, şafağın tamamının kaybolduğu yatsı vaktini ifade eder; "kur'ânü'l-fecr" ise sabah namazına işaret eder. Ayrıca bu deyimin, namaz içinde Kur'an okunması gerektiğini de ima ettiği, bu bütün namazlar için gerekli olmakla birlikte burada sabah namazının örnek olarak anıldığı, nitekim Hz. Peygamber'in uygulaması uyarınca sabah namazında daha fazla Kur'an okunduğu belirtilmektedir.
Sonuç olarak Fahreddin Râzî'nin şu görüşü tercihe şayan görünmektedir (XX, 27): Âyette başlıca üç vakit zikredilmiştir;"dülûkü'ş-şems" öğle ve ikindiyi, "gasaku'l-leyl" akşamı ve yatsıyı, "kur'ânü'l-fecr" de sabah namazını ifade etmektedir. Öğle ile ikindinin ve akşamla yatsının bir arada anılması, sıkışık durumlarda bu namazların cem edilebileceğini (öğle ile ikindi, akşamla da yatsı birleştirilerek dört namazın iki vakitte kılınabileceğini) göstermektedir.
Yolculukta ve sıkışık durumlarda namazların, sırası bozulmadan birleştirilerek kılınmasına izin verilmiş olması, beş farz namazın vakitlerinin belli olmaması veya değiştirilmesi mânasına gelmez. Normal hallerde beş farz namaz beş ayrı vakitte kılınacaktır. Bazı mezheplerde namazların, olağan dışı hallerde de birleştirilmesi caiz görülmemiştir. Bu konuda, ilgili hadislere dayanarak en geniş yorumu yapan ve birleştirmeyi, yolculuk dışında da caiz gören alimler de bunun mutad hale getirilmesini, böylece beş vakit namazın vakitlerinin değiştirilmesini caiz görmemişlerdir.
http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00047.htm
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder