26 Kasım 2017 Pazar

Ashâbın Dilinden Peygamberimiz-9-

81.’’Bir gün peygamber aleyhisselam Ya’fur adlı eşeğiyle giderken, çok sevdiği sahabisi Muaz ibni Cebel’e rastladı.Ona ’’Gel Muaz,sen de bin!’’buyurdu.Muaz radıyallahu anh Resul-i Ekrem’in terkisine binerken ikisi birden yere yuvarlandı.İki Cihan Güneşi bu duruma da çok güldü."
(Ahmed ibni Hanbel,Müsned,5.)

82. Ebu Zer radıyallahu anhın söylediğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

‘’Ben,Cennet’e ilk önce girecek kimseyi de,Cehennem’den en son çıkacak kimseyi de çok iyi biliyorum.Şöyle ki kıyamet gününde bir kimse hesap yerine getirilir.Meleklere:

‘Ona küçük günahlarını birer birer gösterin;ama büyük günahlarını gizleyin!’denir.Meleklerde o kimseye:

‘Sen falan gün falan yerde ve falan saatte şu şu günahları,filan gün filan yerde ve filan saatte de şu günahları yaptın.’derler.

O kimse yaptıklarını hatırlar,onları inkar etmez,hepsini kabul eder.’Küçük günahlarım birer birer soruldu,ya büyük günahlarım da ortaya dökülecek olursa ben ne yaparım?’,diye korkmaya başlar.

Allah Teala meleklere:

‘Ona,yaptığı her bir kötülüğe karşılık bir sevap verin!’ diye emreder.

Hiç ummadığı bu mükafat karşısında hudutsuz bir sevince kapılan adam:

‘Ya Rabbi! Benim yaptığım daha başka günahlar da var, ama onları burada göremiyorum.’ der.

Bunları anlattıktan sonra Ebu Zer radıyallahuanh şöyle dedi:

‘’Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin, adamın bu halini naklederken, azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm.’’


(Müslim,İman 313;Tirmizi Cehennem 10.)

83.’’Ey Ebu Bekir! Şunu iyi bil ki, ümmetimden Cennet’e ilk girecek olan sensin!’’
(Ebu Davud, Sünnet, 8.)

84. Ashab-ı kiramdan Cerir ibni Abdillah radıyallahu anh şöyle dedi:

’Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Müslüman olduğumdan beri huzuruna girmek istediğimde bana hiç engel olmadı, beni her gördüğünde de mutlaka gülümserdi.’’

(Buhari, Cihad 162;Edeb 68;Müslim,Fezailü’-sahabe 134.)

85. Abdullah ibni Mes’ud radıyallahu anh, Resulullah salallahu aleyhi ve sellemin şöyle buyurduğunu söyledi:

‘’Ben, Cehennem’den en son çıkacak günahkar mü’mini biliyorum.Bu kişi Cehennem’den emekleyerek, sürünerek çıkar, Melekler ona:

‘Haydi git, Cennet’e gir!’ derler.

Adam Cennet’e girmek üzere gider; fakat herkesin orada yerini tuttuğunu, kendisine yer kalmadığını zanneder ve geri dönüp Allah Teala’nın huzuruna gelir ve:

‘Ya Rabbi! Cennet’e girmemi buyurdun, ama orada herkes yerini almış, bana yer kalmamış’ der. Ona:

‘Sen, Cennet’i dünya hayatıyla mı kıyaslıyorsun?’ diye sorulur. O da :

‘Evet ya Rabbi!’ der. Bunun üzerine ona:

‘Haydi, aklından, hayalinden ne geçiyorsa iste!’ buyurulur. Adam aklına, hayaline gelen şeyleri bir bir sayıp döker.

O zaman ona:

‘Sana istediğin şeylerin hepsi verilecek, ayrıca dünyanın on misli senin olacak.’ Buyurulur

Bu lütuflar karşısında büyük bir şaşkınlığa kapılan adama:

‘Ya Rabbi! Sen kainatın hükümdarı olduğun halde benimle alay mı ediyorsun? der.’ ’’


86. Hadisin ravisi İbni Mes’ud şöyle dedi:

Resulullah salllallahu aleyhi ve sellem, adamın bu sözlerini ve halini bize naklederken o kadar güldü ki, ben onun azı dişlerini gördüm.

(Buhari, Rikak 5;Müslim, İman 308.)

87. Bir defasında yatsı namazını kıldırmak üzere mescide gelirken torununu Hz. Hasan veya Hz. Hüseyin i yanına getirmişti. Namaza başlarken çocuğu yere koymuş fakat secdeye vardığı zaman çocuk sırtına çıkıvermişti. Namaz kılınca cemaat bir merakını dile getirdi. Secdelerden biri yeterince fazla uzayınca ,acaba Rasulullah a bir şey mi oldu , yoksa o sırada vahiy mi geldi diye düşündüklerini söylediler.

Fahr-i Alem Efendimiz bunlardan hiçbirinin olmadığını, secde esnasında torunu sırtına çıkınca onun oyununu bozmak istemediğini , secdeyi bundan dolayı uzattığını söyledi.

(Nesai,Tatbik 82;Ahmed İbn-i Hanbel , Müsned 3.)

88. Bazen torununu Ümame`yi omzuna bindirerek mescide gelir, çocuk omzundayken namaza durur, rükuya varırken onu yere indirir , ayağa kalkarken tekrar omuzuna bindirirdi

(Buhari , Salat 106 , Edeb 18 Müslim ,Mesacid 41.)

89. Ebu Hüreyra radıyallahu anh şöyle dedi

Ashab-ı kiram Peygamber aleyhisselama

“Ya Rasulullah! Sen de bizimle şakalaşıyorsun “ dediler. Resul-i Ekrem Efendimiz de onlara

“Ben şaka yaparken bile doğruyu söylerim.” buyurdu.


(TirmiziBirr 57.)

90. Resulullah a Yapılan Şaka

Ashab-ı kiramdan Üseyd ibni Hudayr önemli gazvelere katılmış , Beyatürrıdvan da bulunmuş aziz bir sahabi idi . Kendisine belirtildiği gibi şakacı bir tabiata sahipti . Bir gün Resulullah Efendimizinde bulunduğu bir mecliste yaptığı şakayla arkadaşlarını güldürdü. Bunun üzerine Peygamberimiz Efendimiz elindeki çöple onun böğrünü hafifçe dürttü. Resul-i Kibriya ‘nın bu iltifatı Üseyd ibni Hudayr’ın aklına ona da bir şaka yapma fikri getirdi . Server-i Enbiya Efendimiz ‘e döndü ve:

“Ya Rasulullah! Canımı yaktın , müsaade et de ben de senin canını yakayım!”dedi. Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bu teklifi hemen kabul etti.

“Haydi öyleyse , sen de bana vur!” buyurdu. Üseyd çok ciddi görünüyordu.

“ İyi ama “ dedi.”Sen bana vururken benim üstümde gömlek yoktu.Hakkıyla kısas yapabilmem için senin de gömleğini açman lazım! “

Peygamber aleyhisselam hiç itiraz etmeden gömleğini sıyırdı .Üseyd, Resul-i Ekrem e yaklaştı ve onu kucaklıyarak açılan böğrünü öpmeye başladı. Herkes ne oluyor diye hayretle bakınırken,Üseyd Fahr-i Cihan Efendimize durumu açıkladı:

“Ey Allah’ın Elçisi! Senden kısas isterken benim asıl maksadım bu idi.”
dedi.

(Ebu Davud , Edeb 149;Hakim Müstedrek 3,327.) 


http://www.siyerinebi.com/tr/ashabin-dilinden-peygamberimiz

Hiç yorum yok: