25 Kasım 2017 Cumartesi

Ashâbın Dilinden Peygamberimiz-8-

71. Hz. Ali’nin oğlu Hasan radıyallahuanhüma şöyle dedi:

Dayım Hind ibni Ebi Hale, Resulullah Efendimiz’i en iyi anlatanlardan biriydi. Ona:

‘’Dayıcığım!’’ dedim. ‘’Bana Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin nasıl konuştuğunu anlat da öğreneyim!’’ Dayım şunları söyledi:

‘’Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem çoğu zaman hüzünlüydü; hep Allah’ı düşünürdü; rahat nedir bilmezdi. Genellikle sükut eder, gerekmedikçe konuşmazdı.

Söze Allah’ın adını anarak başlar, konuşmasını Allah’ın adıyla bitirirdi.

Az sözle çok mana ifade ederdi.

Açık seçik konuşurdu.

Sözünde ne fazlalık ne de eksiklik bulunurdu.

Kibar ve yumuşak huylu olduğu için etrafındakilere kaba davranmaz, onları hor görmezdi.

Ne kadar az olursa olsun, Allah’ın nimetlerine saygı gösterir, hiçbirini asla küçümsemezdi. Yenilen, içilen şeyleri lezzetsiz diye kötülemez, aşırı şekilde övmezdi.

Dünya ve dünya ile ilgili bir şeyden dolayı öfkelenmezdi. Ancak bir hak çiğnendiğinde son derece öfkelenir, gerekeni yapıncaya kadar da öfkesi yatışmazdı.

Kendine yapılan kaba ve haksız bir davranıştan dolayı öfkelenmez ve onun intikamını almaya çalışmazdı.

Bir şeye işaret edeceği zaman parmağıyla değil, eliyle işaret ederdi.

Bir şeye hayret ettiği zaman da elinin içini semaya doğru kaldırırdı.

Konuşurken, sözüyle uyumlu olarak elini hareket ettirir ve sağ eliyle sol elinin başparmağının içine vururdu.

Birine öfkelendiği zaman başını ondan çevirirdi.

Sevindiği zaman bakışlarını yere indirirdi.

Gülmesi çoğunlukla tebessüm şeklindeydi. O gülerken, dişleri dolu tanesi gibi bembeyaz görünürdü."


(İbnSa’d, et-Tabakâtü’l-kübra, I, 422; Beyhakî, Şuabu’l-İmân, II, 154-155.)

72. Peygamberimiz şöyle buyurdu:

‘’Cenab-ı Hak hüzünlü kalpleri sever.’’

(Hakim, el-Müstedrek, IV, 351.)

73.’’ Ya Resullallah! Sende yaşlanma alametleri görünüyor, sakalın da ağarmış!’’ dedikleri zaman:

‘’Beni Hud suresi ile benzeri sureler ihtiyarlattı, onlar saçlarımı ağarttı.’’ buyurmuştu.

Çünkü Hud suresi ile onun benzeri olan Vakıa, Murselat, Nebe’ ve Tekvir surelerinde kıyametin korkunç halleri tasvir ediliyordu; geçmiş milletlerin başına gelen felaketler anlatıyordu ve bir de insanlara ‘’dosdoğru olmaları’’ emrediliyordu.

74. Allah’ın Elçisi rahatı ve huzuru daha çok namazda bulur, bu sebeple Hz. Bilal'e şöyle buyurdu:

‘’Bilal! Kalk ezan oku da, bizi namazla rahatlat!’’

(Ebu Davud, Edeb 78; AhmedibniHanbel, Müsned, V,354,371.)

75. Rahatı, huzuru ve sevinci namazda bulduğunu anlatmak için de şöyle buyurdu:

‘’En büyük sevincim namazdadır.’’

(Ahmed ibni Hanbel, Müsned, III,128.)

76. Peygamberimiz şöyle buyurdu:

‘’En büyük fakirlik cehalettir.’’

(Taberani, el-Mu’cemü’l-kebir (Selefi), III,68.)

77. Ashab-ı kiramdan Cabir ibni Semüre söyle buyurdu:

‘’Resulullah sallalahu aleyhi ve sellemin baldırları kalın değil, inceydi. Gülüşü tebessüm şeklindeydi. Ben Fahr-i Cihan Efendimiz’in mübarek yüzüne ilk bakışta, gözüne sürme çekmiş derdim; meğer gözleri kudretten sürmeliymiş; gördüğüm siyahlık sürmeden değilmiş."
(Tirmizi, Menakıb, 12, AhmedibniHanbel, Müsned , V, 97.)

78. Ashab-ı kiramdan Abdullah ibni’l-Haris radıyallahu anh şöyle dedi:

‘’Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin gülüşü,tebessüm şeklindeydi.’’

(Tirmizi,Menakıb 10.)


79. Hz Aişe radıyallahu anha anlatıyor:

‘’Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin küçük dili görünecek şekilde kahkahayla güldüğünü hiç görmedim.O sadece tebessüm ederdi.’’

(Buhari,Tefsiru sure 46/2;Edeb 68 Müslim,İstiska 16.)

80.’’Çok gülmeyiniz;zira çok gülmek kalbi öldürür’’

(İbni Mace,Zühd 19;Buhari,el-Edebü’l-müfred.)


http://www.siyerinebi.com/tr/ashabin-dilinden-peygamberimiz

Hiç yorum yok: