28 Nisan 2013 Pazar

41.NEDEN İSLAM'I SEÇMELİYİZ?


“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”

Bismillahirrahmanirrahim

Neden başka bir inanış değil de dünya ve ahiret saadeti için İslamiyeti seçmeliyiz?

Çünkü Allah'ın gönderdiği din İslam'dır ve insanlar için seçtiği din de İslam'dır.

"Bugün dîninizi kemâle erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size dîn olarak İslâmı beğendim..."(Maide, 5/3)

Hz. Adem (as)'den Peygamberimize (asv) kadar bütün peygamberler ve ilahi kitaplar İslam dinini tebliğ etmişlerdir. Son Peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'de İslamiyeti tebliğ etmiş ve getirdiği son dinin özel adı da İslam olmuştur.

"Bu dîni İbrâhîm, kendi oğullarına vasiyet etti, Ya'kûb da öyle yaptı: 'Ey oğullarım! Muhakkak ki, bu dîni size Allah seçti, başka dinlerden uzak durun, yalnızca Müslüman olarak can verin!' dedi."(Bakara, 2/132)

Diğer bütün dinler, hak dinin tahrif edilmesiyle ortaya çıkan inanışlardır. Hıristiyanlar Hz. İsa (as)'a gönderilen İncil'i tahrif etmişler, bir peygamber ve kul olan Hz. İsa 'yı as Allah'ın oğlu olarak tanıtmışlar; Yahudiler Hz. Musa 'ya as gönderilen Tevrat'ı tahrif etmişler; diğer inanışlar da kendilerine gönderilen peygamberlerin mesajını zamanla farklı uygulamalarla değiştirmişlerdir.

"Kim İslâm'dan başka bir dîn ararsa, ondan aslâ kabûl edilmeyecek ve o âhirette de hüsrâna uğrayacaklardır."(Ali İmran, 3/85)

"Allah katında hak din, İslâmdır..."

“Allah katında tek hak din İslam’dır.”(Ali imran, 3/19) ayeti, aslında bütün hak dinleri ihtiva etmektedir. Yani İslam dini, Hz. Adem (as)’den Hz. Muhammed ’e sav kadar gelen bütün semavî dinlerin -manen / zımnen- ortak adıdır. Çünkü bütün hak dinler, Allah’ın gönderdiği hak ve hakikati ifade eden dinlerdir. Zaman ve mekânların farklılığıyla teferruatta / füruatta farklılık göstermelerine rağmen, dinin temel inanç esaslarında hep aynı dersi vermişlerdir. Bütün semavî dinlerin hakikî varisi, tamamlayıcısı olan son din, bizzat İslam dini olmuştur.

Kur'ân-ı Kerîm dışındaki ilâhî kitaplar da o kitaba tâbi olacaklar için, bir din adı konmadığı, Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi isimlendirmelerin daha sonra ortaya çıktığı ve bunların o peygamberin tâbilerine sonradan verilen adlar olduğu dikkate alınırsa "Doğrusu Allah katında din İslâm'dır." ifadesinin anlamı daha iyi anlaşılır.

Her ne kadar Hz. Muhammed 'in sav tebliğ ettiği dinin kendine özgü hükümleri varsa da, Kur'an'da bu kitabın önceki peygamberlerin getir­diklerini onaylama özelliği üzerinde ısrarla durulması, onların bildirdiklerinin de temelde İslâm dairesi içinde olduğunu, ancak ilâhî hikmet gereği bu öğretilerin en mükemmel şekline Hz. Muhammed 'in sav gönderilmesi ile ulaşıldığını gösterir.

İslam'dan önceki bütün semavi dinler, muayyen belli bir kavme gelmişlerdi ve her biri millî bir din mahiyetinde idi. İnsanlık tarihinde ilk defa İslam, beynelmilel ve bütün insanlığın dini olarak gelmiştir. Cenab-ı Hakk'ın:

“(Ey Muhammed!) Biz seni bütün insanlara hidayetin rehberi olarak gönderdik. Onları, iyi amellerin mükafatıyla müjdeleyecek, kötülüklerin cezasıyla korkutacaksın.”(Sebe, 34/28)hitabıyla, bütün insanlığa yönelik bir vazife ile ilk şereflenen Peygamberimiz (asv) olmuştur. Hatta Hz. Peygamber (asv), sadece insanlar için de değil, insanla alakası olan bütün âlemler için gönderilen bir rahmet peygamberidir. Çünkü ayet-i kerimede,“Seni (canlı-cansız, insî-cinnî, ruhanî-cismanî) bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 21/107) buyurulmuştur.


Dinimiz İslam'dan faydalanılmıştır.


“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”

Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.

EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR

Hiç yorum yok: