26 Temmuz 2024 Cuma

Prof.Dr.Halis AYDEMİR'in derslerinden kısa notlar 133

Başka sahibinin olmayacağını bilmen lazım

Şûrâ 28: “İnsanlar bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayan O’dur. Gerçek dost ve koruyucu O’dur.” 

En dibe vurduğunu sandığın o kritik anda ümitsizliğe kapılıyor musun?

Cenab-ı Hakk’ın rahmetini mi umuyorsun? Pes mi ediyorsun? 

Pes edenler, ipini koparanlar, artık bu topraklara yağmur yağmaz diye terk edenler, artık beni affetmez diye Cenab-ı Hak ile yolunu ayıranlar, sürecin dışına çıkmış kimselerdir. 

Kuranı Kerim’de Allah bizi en son nokta olarak ve en önemli sınır, kırmızı çizgi olarak bununla ikaz ediyor. 

Ne yaparsanız ne ederseniz edin ama benim sahipliğimden vazgeçmeyin. 

Herkes gitsin, herkes bitsin. Ama yine biz-bize olduğumuzu unutmayın. Bütün herkes analar, babalar, efendiler hepsinin birer yalan olduğunu, yine sen ve ben ikimiz kalacağımızı, başka sahibinin olmayacağını bilmen lazım. 

Bunu bildiğin, benimle bağlantıyı koparmadığın sürece yerleri gökleri dolduracak kadar günahlara boyansan da, yine benim huzuruma gelebilecek imanın, bana güvenin olmalı. 

Çünkü ben bu denli Rahman, bu denli Rahim’im. 

Azapla karşılaşmadan evvel dönün çünkü Allah kendisine bu ayetin sonunda “Veli O’dur, sahip O’dur.” diyor. 

“EL VELİYY” Kuranı Kerîm’de 2 kez geçiyor ikisi de Şûrâ Sûresi’nde.

Veliyy Allah’tır. Dost-destekçi- korunak ve yardım kaynağı Allah’tır. 

Bırak kötüye giden şartların tekrar iyiye döndürülmesini, ölüyü bile dirilten O’dur. Ne kadar cürümkâr olsam da beni esirgeyecek rahmete sahip yegane dost Allah’tır. 

Eğer beni hatırlar, benden bilirseniz, bana teşekkür ederseniz ben sizi ziyadeleştiririm, diyor Rabbimiz.

Eğer beni unutur, başka yerlerden (en çok da kendinizden) bilirseniz ziyanda olursunuz. 

İnsanın en çok yaptığı şey kendinden bilmesidir. Bakıyorsun üniversite okumuş, çalıştık ettik tabi diyor. Nasıl oldu diye soruyorsunuz, çok çalıştım diyor. 

Bu ifadenin içinde Allah var mı, yok. 

Dolayısıyla bu yok saymadır. 

Peki çok çalıştığı için mi üniversiteyi kazanmıştı, hayır. Allah onun algı sistemini düşük seviyede yaratsaydı çok çalışsaydı da bir manası olmazdı. Çok çalışma imkanını, motivasyonunu, hevesini kim verdi? 

Burada çok parametre var ve hepsini Allah kontrol etti. Buna en iyi tanık kişinin kendisidir, kişi bunu kendinde görmüyorsa, bunu onda başka kimse görmez.

Dolaysıyla böyle soruya verilecek cevap; Allah da beni böyle bu meslek üzerinden sınamak istedi. Hamdolsun iyi bir meslek. Beni dilediği meslekte sınar. 

Yoksa, "görmüyor musun saçlarımı, nerede ağardı bu saçlar" diye kendinden bilerek cevap verirsen Cenab-ı Hak der ki, "şu kula bak kendinden biliyor bizi unutuyor, görmezden geliyor, küfre giriyor." 

İşte tam o noktada kişi kendini belli ediyor. 

Kişinin eline çok güzel bir araba geçtiğinde “Bu Rabbimin lütfu. Şimdi sınamak istiyor beni. O’ndan mı bileceğim; arabayı gördükçe “Teşekkür ederim Allahım, bana böyle bir araba takdir etmişsin” mi diyeceğim. Yoksa yığınla insanla bunun muhabbetini yaparken o parayı nasıl mı kazandığımı anlatacağım!!! 

Şükür vesilesi mi yapacağım yoksa benim ne kadar dahi, zekice plan yaptığımı, nasıl iyi bir ticaret kurguladığımı, nasıl da bu arabayı yahut arsayı denk getirdiğimi, nasıl iyi bir emlakçı olduğumu vs vs. 

Allah kullarını bilir, haberdardır. Bunca koşulu sırf insanı denemek için yaratan Cenab-ı Hak, semeresinden uzak kalır mı? 

Şüphesiz hepsini belli bir kitapta toplamaktadır. “Biz sizin yaptıklarınızın birer kopyasını alıyoruz.” diyor Cenab-ı Hak. O Basîrdir, her an gözetlemektedir. 

Prof. Dr. Halis AYDEMİR

https://www.youtube.com/channel/UCmtC7LTnXDfKG8RVnRnOy7Q

https://akledenkalpler.blogspot.com/?m=1 

Hiç yorum yok: