11 Eylül 2020 Cuma

Peygamber Efendimiz namazdan sonra veya boş zamanlarda tesbih kullanılmış mıdır?


Ebû Davud, Tirmizî, Nesaî ve Hakim'in kaydına göre Rasûl-i Ekrem Efendimiz, her namazdan sonra ümmetine de tavsiye ettiği zikirlerini (otuz üçer defa tesbih-sübhanallah- tahmid-elhamdülillah- ve tekbir-allahuekber-) parmak
eklemleriyle yapardı. Yani sağ elinin parmaklarını, tesbih sayısını tesbit için kullanırdı. Nitekim muhacir bir kadına tesbihlerini sayma hususunda fikir veren Efendimiz:
- Parmaklarının eklemleriyle tesbihlerini say. Çünkü parmaklar ahirette ne iş yaptıklarından sual olunacaklar, onlar da tesbih ettiklerini söyleyeceklerdir, buyurmuştur.
Demek ki Rasûl-i Ekrem Efendimiz parmakları tesbih esnasında kullanmış, bunu ümmetine de tavsiye etmiştir. Ancak yine sahih eserlerin kaydından anlamaktayız ki, ashabdan birçoğu zeytin veya hurma çekirdeği, ufak taşlar gibi maksada yardım eden şeyleri ceplerine, keselerine doldurup tesbih sayısını tespitte kullanmışlar, Rasûl-i Ekrem Hazretleri de bunları menetmemiştir. Nitekim Ebû Hüreyre (ra)'ın bir ipe birçok düğüm düğümleyip tesbih yerine kullandığı, Hz. Safiyye validemizin bir zenbil içine çakıl taşları koyup zikir ve
tesbih için kullandığı Rasûl-i Ekrem Efendimiz'in bilgisi dahilinde olmuş, bunlara mani olmamıştır. Demek ki ashab-ı kiram bugün tesbih denince akla ilk gelen bir ipe dizili, çeşitli maddelerden yapılmış sayılı tanelerden oluşan aleti kullanmamışlarsa da okumayı âdet edindikleri dua ve zikirlerin sayısını karıştırmamak için bir takım yöntemler geliştirmişlerdir.
Tesbihde aslolan Allah-u Teâlâ'yı her yerde, her fırsatta yalnız başına veya insanlarla birlikte iken anmaktır. Allah'ı anıp zikretmeyen kalbi ölü bir organa benzeten Hz. Peygamber evlerin de Kur'ân ve namazla şenlendirilerek mezarlığa benzetilmemesini tavsiye etmektedir. Aslında "hatırlama" anlamına gelen zikir, insanın zihninin ve dilinin Allah ile meşgul olması anlamına gelir ki böylelikle mümin, elde ettiği nimetlere hamd eder, sıkıntılarına dua ile destek ister, bir işe başladığında Allah'ın adını anar, bir yanlış yapacağı zaman Allah'ı hatırlayarak vazgeçer. Bu anlamda zikir ve tesbih için ise elimizde her hangi bir materyali taşımaya/kullanmaya ihtiyacımızın olmadığı açıktır.


Meral Günel (Uzman İlahiyatçı)

Hiç yorum yok: