27 Eylül 2020 Pazar

Allah Teâlâ'nın en çok Peygamberimiz'i sevme sebebi nedir?


Allah Teâlâ'nın Peygamberimiz'e olan sevgisi O'nun sadece bir-iki vasfına dayanmaz. Allah Teâlâ Hz. Muhammed (sav)'i son elçisi olarak seçmiş, O'na iman etmeyi kendisine imanın şartı saymış, O'nu inkar edeni kendisini inkar etmiş olarak görmüş (Araf, 158), Allah'a ve Peygamber'e itaati bir arada şart koşmuş (Nisa, 59), Allah'ı sevmenin ölçüsü olarak Peygamber'e tabi olma gerekli kılınmış (Al-i İmran, 31), Allah ve Peygamber sevgisi bir arada talep edilmiş (Tevbe, 34), örnek alınacak en güzel numune olarak gösterilmiş (Ahzab, 21), âlemlere rahmet olarak gönderilmiş (Enbiya, 107), Allah'ın ve meleklerin O'na daima salât-u selam ettikleri bildirilmiş (Ahzab, 56), Kur'ân'da sayısız yerde ve İslam'a giriş cümlesi olan kelime-i tevhide kendi adı ile Rasûlü'nün adını bir arada zikretmiş, O'nun sünnetini dinin ikinci kaynağı olarak ikame etmiştir (Haşr, 7).
Çok bilinen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz "Ben kendisine; babasından, evladından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça, hiç biriniz iman etmiş olmaz." (Buharî) buyurarak kendisine duyulacak sevgiyi imanımızın var oluşunun şartlarından olduğunu bize bildirmiştir.
Burada üzerinde durulması gereken nokta bu sevgiye O'nun değil, bizim ihtiyacımız olduğudur. Çünkü insanı davranışları konusunda en çok motive eden şey duygularıdır. Bilgi ve düşüncelerimiz duygusal olarak da benimsenmedikçe davranışa dönüşmez. İşte bu nedenle dahi biz Allah'ın dinini kendi bireysel ve sosyal hayatımızda somut olarak var edebilmek için Allah ve Rasûlü'nü her şeyden çok sevmeye muhtacız. Efendimiz'in sünnetini az önce kaynak olarak verilen âyet-i kerimeler doğrultusunda hayatımıza aksettirebilmek ancak, kendi nefsimiz, ailemiz, sevdiklerimiz ve sosyal çevremiz aksini talep ettiğinde bile sünnete uygun olanı tercih edebilecek gücü kendimizde bulabilmemiz durumunda mümkün olabilir. İşte bu güç Allah'a ve Rasûlü'ne duyduğumuz bağlılık ve sevgiden kaynaklanır. Bu nedenle de O'nu sevmeye kendimiz için muhtacız.
Hz. Muhammed (sav)'in Allah tarafından son elçi ve kıyamete kadar kendisine tabi olunacak en güzel örnek olarak seçilmesini sadece şakku's-sadr (göğsünün yarılması) hadisesine bağlamak yeterli bir açıklama olmaz. "Allah niçin en çok Hz. Muhammed (sav)'i sevmektedir?" sorusunun cevabını Allah adına biz veremeyiz. Yukarıda kaynak gösterilen âyetlerde açıklanan sebepler dışında bizim için tamamen gayb olan bu konuda söylenecek tek söz "kesbi (kişisel çaba ve gayretle elde edilen) ve vehbi (Allah vergisi olan) bütün özellikleri nedeniyle Allah O'nu çok sevmektedir." olabilir. Bunun dışındaki izahlar sadece kişisel varsayımlardan ibarettir.


 Fatma Bayram (Uzman İlahiyatçı)

Hiç yorum yok: