a-Affeder. Bu en iyi durumdur.
b-Affetmez, Allah’a havale eder.
c-Yapılan zulme karşı hukuki süreci işletir ve intikamını alır.
Affın doğru olmayacağı durumlar da olabilir. Şerrini git gide yayacak birini affetmek zulme destek olabilir mesela.
Bu üç pozisyonun her birinde serbesttir mü’min.
İnce bir çizgi olarak şunu bilmekte yarar vardır: Temel ölçümüz mü’mine merhametli kâfire çetin olmaktır.
Affetmeyi sevaba da dönüştürebilir mü’min:
1-Allah’tan ecir umarak affeder,
2-Affetmeyebileceği güçte olduğu hâlde affeder,
3-Affetmesi beraberinde bir ıslah veya huzur ortamı getirir, aksine şerri azdırmış olmaz. Böyle bir af şüphesiz sevap kaynağıdır. Şeytanın kışkırtmalarına alet olmamak düzeyidir.
Önemli bir ayrıntı olarak şu da bilinmelidir:
Mü’minin affetme ile alakalı bu bilgileri, BİLEREK HAKSIZLIK EDENE karşı olan af boyutudur. Bilmeyerek bir eziyet edeni affetmek mü’min için bunun ötesinde bir fazilettir. Hatayı affetmek, özrü kabul etmek kasıtsız yapılmış durumda iken bu kuralların üstünde bilinmelidir. Önemli olan kısıtlı hatayı affedebilmektir.
Kardeşlik hukukuna riayet eden mü’minler olmalıyız. Hatalı tavırlarımız olmamalıdır. Olursa özür dilemesini bilmeliyiz. Özrü kabul etmeyi de kaçmaması gereken bir fırsat olarak görmeliyiz.
Nureddin Yıldız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder