18 Ağustos 2016 Perşembe

MÜMİNİN MESELİ-Faruk Beşer


Mesel; benzer, örnek, misal demek. Resulüllah'ın hadisi şeriflerinde “müminin meseli şudur”diye başlayan bir hayli şerefli sözleri ve böyle benzetmeleri vardır. Onlardan zayıf olmayan bir kaçını sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Müminin meseli arıdır. Yani mümin arı gibidir.Yerse temizini yer, bırakırsa temizini bırakır. Cılız bir çöpe konsa bile onu incitip kırmaz…”.

Bu hadisi şerifte müminin arıya hangi bakımdan benzediği söyleniyor, ama arıya benzetilmesinin başka sebepleri de olabilir. Neden özellikle arı? Çünkü arı:

Kendisine gelen vahye göre hareket eder. Ondan asla dışarı çıkmaz. Kuranıkerim'de bütün yeryüzüne vahdildiği söylenmekle beraber özellikle arıya vahyedildiğinin vurgulanması onun bu vahiy ile hareket etmesinin çok belirgin ve her aklıselim tarafından anlaşılabilir düzeyde açık olması sebebiyle olsa gerektir.

“Arı gireceği yola Rabbinin izniyle girer, ürettiği bal bütün insanlar için şifadır” (Nahl 16/68, 69), yani GDO lu değildir....

...Arının hayatında tam bir ihlas örneği vardır.Kimse işini kimse için yapmaz, onun Rabbinin vahyine uymaktan başka hedefi yoktur. İbn Kayyim'in dediği gibi ihlas; kişinin yaptığı işe Allah'tan başka şahit, O'ndan başka ödüllendirici aramamasıdır. İşte arı tam da böyledir.

Arı şu tehlikelerden şiddetle kaçınır: Karanlık, sis, rüzgâr, duman ve yağmur. İbnü'l-Esîr'in dediği gibi insan da bunlara mukabil şu tehlikelerden sakınmalıdır: Gaflet karanlığı, şüphe bulutları, fitne rüzgârları, haram dumanları, riya yağmurları…

Ve diğer hadisi şerifler:

“Müminin meseli altındır/mümin altın gibidir;ateşe koyup körük çeksen kızarır, ama çıkarıp tartsan asla eksik gelmez”. Bu ne demek olabilir? Mümin de fitnelere ve tahriklere maruz kalabilir. Ama ahlakından ve değerinden hiçbir şey kaybetmez. Bu hadis bir önceki hadisi şerifin devamdır.

“Mümin başak gibidir; rüzgâr onu eğer ama o hemen kalkar doğrulur. Kâfir ise çam ağacı gibidir. Dimdik durur ama bir devrildi mi bir daha kalkıp kendine gelemez”. Benzer bir hadisi şerifte “mümin ekin gibidir, bela ve musibetler onu sarsar ama o yine kalkıp doğrulur…” denmiş olması bunun aynı zamanda açıklamasıdır.

“Müminin imanla ilişkisi, atın bağlandığı halka ile ilişkisi gibidir. At halkasından sıyrılır, dönüp dolaşır ama yine ona gelir. Mümin de hata edebilir, ama döner ve tövbe edip eski haline gelir”...

...“Günah işleyen ve ardından iyilikler yapan mümin dar ve boğucu bir gömlek giyen adam gibidir. Her bir iyilik yaptığında onun bir düğmesi açılır, sonra öbürü, sonra öbürü, derken genişliğe çıkar”.

“Müminin kendi eceli ile meseli ise şudur: Üç dostu olan bir adam düşünün; biri malıdır, ben seninim, dilediğini al götür dilediğini bırak der. Diğeri akrabasıdır, senin yanındayız ama ölürsen senden ayrılırız der. Üçüncüsü amelidir; ben hep seninle beraberim, hayatında da ölümünden sonra da birlikteyiz der”.


Yazının tamamı için:

Hiç yorum yok: