Bismillahirrahmanirrahim
Eshab-ı kiramın, Ehl-i sünnet âlimlerinin, evliya zatların, bütün namaz kılanların ve meleklerin size dua etmesini istiyor musunuz ? O zaman yapanlar yapmayanlara duyursun!!!
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz SAV, Cenab-ı Hakk’a teşekkürün Ona iman etmekle, yani Müslüman olmakla olacağını bildirdi. Allahü teâlâ, kendisine iman edip, İslam’ın şartlarını yerine getirenlerden razı oluyor, teşekkürlerini kabul ediyor. İslam’ın beş şartından biri namazdır. O hâlde namazını kılmayan, Allahü teâlânın nimetlerine teşekkür etmemiş olur. Ona teşekkür etmeyip namazın kıymetini bilmeyen kimseden de, namaz kılma nimeti gider, o kimse, namaz kılmaktan mahrum kalır.
Namazdan mahrum kalmak ne demektir? Düşünün ki, namazın içinde, Ettehıyyatü’de bütün salih kullara selam veriyoruz, dua ediyoruz. (Salih kul) demek, (Allahü teâlâyı seven kul) demektir. Başta Eshab-ı kiram olmak üzere, Ehl-i sünnet âlimleri, evliya zatlar, bütün namaz kılanlar ve melekler, hep salih kullardır. Çünkü Allahü teâlâya ibadet ediyorlar. Bütün bu mübarek varlıkların hepsine selam veriyoruz. Onların da selama cevap vermesi gerekir. O hâlde, selam verildiğinde, o mübarek salih kullar da, bize selam vererek dua ediyorlar. Selam, dünya ve âhiret saadeti için en iyi duadır, selamette olmak demektir.
Namaz, öyle bir ibadet ki, nerede olursak olalım, dünyada ne kadar Müslüman namaz kılıyorsa, namaz kıldığımız için bize dua ediyorlar. Biz bir selam veriyoruz, karşılığında namaz kılan Müslümanların hepsi bize dua ediyor. Allahü teâlâ bir insanı böyle bir ibadetten, böyle bir duadan mahrum bırakırsa, bundan daha büyük felaket olur mu?
Şu hâlde namaz, müminin hem dünyada, hem âhirette rahat etmesini, kurtulmasını, çok sevab kazanmasını, milyonlarca Müslümanın duasına kavuşmasını sağlayan bir sistem ve eşsiz bir ibadettir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi renkten, hangi ırktan olursa olsun, bu kadar geniş bir kitlenin, başka türlü böyle tek bir program içerisinde olabilmesinin imkânı yoktur. Onun için namaz, bütün Müslümanlar arasında ortak bir lisan, ortak bir ibadet, ortak bir duadır, birlik ve beraberliktir. İşte ümmet demek de budur. Yani aynı anda, aynı Peygambere, aynı şekilde inanmak ve ona tâbi olmak demektir. Namaz kurtuluştur. Her gün ezan okunurken ve her farz namazda ikamet getirilirken, (Haydi kurtuluşa gelin!) buyuruluyor. Bu mübarek davete icabet etmelidir ve bu eşsiz nimete kavuşulmaya çalışılmalıdır.
Dinimiz İslam'dan faydalanılmıştır.
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Peygamber efendimiz SAV, Cenab-ı Hakk’a teşekkürün Ona iman etmekle, yani Müslüman olmakla olacağını bildirdi. Allahü teâlâ, kendisine iman edip, İslam’ın şartlarını yerine getirenlerden razı oluyor, teşekkürlerini kabul ediyor. İslam’ın beş şartından biri namazdır. O hâlde namazını kılmayan, Allahü teâlânın nimetlerine teşekkür etmemiş olur. Ona teşekkür etmeyip namazın kıymetini bilmeyen kimseden de, namaz kılma nimeti gider, o kimse, namaz kılmaktan mahrum kalır.
Namazdan mahrum kalmak ne demektir? Düşünün ki, namazın içinde, Ettehıyyatü’de bütün salih kullara selam veriyoruz, dua ediyoruz. (Salih kul) demek, (Allahü teâlâyı seven kul) demektir. Başta Eshab-ı kiram olmak üzere, Ehl-i sünnet âlimleri, evliya zatlar, bütün namaz kılanlar ve melekler, hep salih kullardır. Çünkü Allahü teâlâya ibadet ediyorlar. Bütün bu mübarek varlıkların hepsine selam veriyoruz. Onların da selama cevap vermesi gerekir. O hâlde, selam verildiğinde, o mübarek salih kullar da, bize selam vererek dua ediyorlar. Selam, dünya ve âhiret saadeti için en iyi duadır, selamette olmak demektir.
Namaz, öyle bir ibadet ki, nerede olursak olalım, dünyada ne kadar Müslüman namaz kılıyorsa, namaz kıldığımız için bize dua ediyorlar. Biz bir selam veriyoruz, karşılığında namaz kılan Müslümanların hepsi bize dua ediyor. Allahü teâlâ bir insanı böyle bir ibadetten, böyle bir duadan mahrum bırakırsa, bundan daha büyük felaket olur mu?
Şu hâlde namaz, müminin hem dünyada, hem âhirette rahat etmesini, kurtulmasını, çok sevab kazanmasını, milyonlarca Müslümanın duasına kavuşmasını sağlayan bir sistem ve eşsiz bir ibadettir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi renkten, hangi ırktan olursa olsun, bu kadar geniş bir kitlenin, başka türlü böyle tek bir program içerisinde olabilmesinin imkânı yoktur. Onun için namaz, bütün Müslümanlar arasında ortak bir lisan, ortak bir ibadet, ortak bir duadır, birlik ve beraberliktir. İşte ümmet demek de budur. Yani aynı anda, aynı Peygambere, aynı şekilde inanmak ve ona tâbi olmak demektir. Namaz kurtuluştur. Her gün ezan okunurken ve her farz namazda ikamet getirilirken, (Haydi kurtuluşa gelin!) buyuruluyor. Bu mübarek davete icabet etmelidir ve bu eşsiz nimete kavuşulmaya çalışılmalıdır.
Dinimiz İslam'dan faydalanılmıştır.
“Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim”
Tüm hata ettiklerim nefsimden, isabet ettiklerim Allah(cc)’dandır.
EN DOĞRUSUNU ALLAH cc BİLİR