19 Ocak 2025 Pazar

Peygamberimiz yaptığından pişman olmayan mümin ya da kafirlere de hakkını helal etmiş midir?


Bu konu, İslam ahlakında ve hukukunda oldukça hassas ve derin bir mesele olarak değerlendirilmektedir. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatı, affedicilik ve merhamet örnekleriyle doludur. Ancak "pişman olmayanlara hakkını helal etme" meselesi daha çok bireysel vicdan, adalet ve Allah’a karşı sorumlulukla ilişkilidir. İşte bu konuda dikkat etmeniz gereken bazı noktalar:

1. Peygamber Efendimizin Affediciliği:

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, kendisine yapılan pek çok kötülüğü affetmiştir. Uhud Savaşı'nda amcası Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi’yi bile Müslüman olduktan sonra affetmiştir.

Mekke’nin Fethi’nde, kendisine eziyet eden ve yıllarca zulmeden Mekke müşriklerini bağışlayarak onlara şu meşhur ifadeyi kullanmıştır:
"Bugün size hiçbir kınama yok. Gidiniz, hepiniz serbestsiniz." (Buhari, Meğazi, 38)

Ancak Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bireysel haklarını affederken, Allah’ın sınırlarını ilgilendiren konularda (hukukullah) adaleti ve şeriatı esas almıştır. Örneğin, pişman olmayan veya haddi aşan kimselere karşı uyarıcı olmuştur.

2. Pişman Olmayanlara Hakkını Helal Etmek:

Pişmanlık Şartı: Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, genellikle pişmanlık gösterenleri affetmiş ve buna teşvik etmiştir. Ancak pişmanlık göstermeyenlere karşı affedici olup olmamak tamamen bireyin inisiyatifine bırakılmıştır. Kur'an'da şöyle buyrulmuştur:

"Kim affeder ve barışı sağlarsa onun mükafatı Allah’a aittir." (Şura, 42:40)

Bu ayet, affetmenin faziletini ortaya koyar, ancak affetmenin bir zorunluluk olmadığını da belirtir. Yani, müminlerin haklarını helal etmeleri takdire şayandır; ancak haklı oldukları bir durumda adalet talep etmeleri de meşrudur.

Kendi Haklarımız: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bireysel haklar konusunda daha toleranslı ve affedici olmayı teşvik etmiştir. Ancak İslam hukukunda, kul hakkı affedilmeden önce kişinin pişmanlık duyması ve bu hakkı ödemeye niyetli olması önemlidir.

3. Hakkını Helal Etmek Rabbimizin Rızasına Daha Yakın Mıdır?

Eğer kişi hakkını helal ederse, bu Allah katında büyük bir fazilet olarak kabul edilir. Affedicilik, Allah’ın affedicilik sıfatına daha yakın bir ahlak örneğidir. Hadis-i şerifte buyrulmuştur:

"Allah, kullarına merhamet etmeyen kimseye merhamet etmez." (Buhari, Edeb, 27; Müslim, Fezâil, 66)

Ancak, hakkını helal etmeyen kişi de haksızlık yapmış sayılmaz. İslam’da bireyin adalet arayışı meşru bir haktır. Rabbimiz, kul hakkını affetmeyi bireyin vicdanına bırakmıştır.

4. Ne Yapmalı?

Affetmek Fazilettir: Hakkınızı helal etmek ve affetmek, Allah’ın rızasına daha yakın bir davranıştır. Özellikle, karşı taraf pişmanlık duymasa bile onu affetmek, sizi Rabbimize yaklaştırabilir.

Adalet de Meşrudur: Eğer affetmek zor geliyorsa ve adaletin tecelli etmesini istiyorsanız, bu da Allah’ın hoşuna giden bir durumdur. Affetmemek, pişman olmayan biriyle helalleşmek istememek, İslam’a aykırı bir tutum değildir.

5. Sonuç:

Rabbimizin razı olduğu davranış: Affedici olmak ve hakkınızı helal etmek, Rabbimizin rızasına daha yakındır. Ancak bu, bir zorunluluk değildir. Özellikle pişmanlık göstermeyen bir kimseye karşı hakkınızı helal etmemek de sizin hakkınızdır ve bunda bir günah yoktur.

Tavsiyemiz: Eğer yapabiliyorsanız, bütün haklarınızı herkese helal edin ve işi Allah’a bırakın. Bu, kalbinizdeki yükleri hafifletir ve ahirette sizi daha huzurlu kılabilir. Ancak helal etmeye gönlünüz razı değilse, bu konuda vicdanınızı rahat bırakabilirsiniz.

Allah, sizi en güzel kararları almaya muvaffak kılsın. Amin.

Hiç yorum yok: